SURİYE AYAĞA KALKIYOR

Milli güçlerin ve vatansever Suriye halkının büyük bir hareket ve büyük bir cihatla, baba-oğul Esad’ın 53 senelik dikta rejimine son vermeleri, Suriye'nin milli birliğini, toprak bütünlüğünü sağlama hususundaki mücadeleleri bugün demokrasi adına, insanlık adına ve mağdur-mazlum toplumların kendilerine sahip olmaları adına sevinç ve mutluluk vesilesi olmuştur. Çünkü milletlerin, halkın kendi kendini yönetmesi, insan haklarına uygun, maddi manevi kalkınmasına vesile olan bir yaşam herkesin arzuladığı bir husustur. İnsanlık bunu gerektiriyor… Demokrasi bunu gerektiriyor… İnsan haklarına saygı bunu gösteriyor… İşte Esad gitti, korku bitti… Özgür Suriye nihayet kendi kendini yönetme ve idare etme yoluna girmiş bulunmaktadır... Aziz milletimizin, Türkiye Cumhuriyetimizin Suriye halkına yardımı takdire şayandır ve İnsanlık adına gurur vericidir. Suriye’de her devlette olduğu gibi halkın, huzur, sükûn ve güven içinde yaşaması, kalkınması ve problemlerini halletmesi elbette istenilen bir husustur ve Suriye halkı ona layıktır ve inşallah da böyle olacaktır… Önemli olan Suriye halkının yönetiminin adil, toparlayıcı ve iyi niyetle hareket ederek bütün grupların talep ve düşüncelerini iç dünyasında sentezleştirerek savunma teşkilatında birleştirmesi esastır. Suriye'nin iyi finansman edilmesi lazımdır. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve halkın iradesine saygı duyulmalıdır. Suriye'nin maddi-manevi kalkınmasına temiz ruhlu insanların, iyi niyetli insanların ve Türkiye gibi mert ve kahraman bir milletin yardım etmesi elbette birçok problemlerin halline imkân verecektir. Suriye'nin istikrara ihtiyacı vardır. Suriye'nin rahat nefes alması ve halkını iyi bir yönetimle mutlu etmesi için Suriye'nin içinde hiçbir silahlı grubun olmaması esastır. PKK'ya YGP ve diğer silahlı grupların mutlaka silah bırakmaları gerekir.   Şartlar değişmiştir, bu zaruretler karşısında terör örgütlerinin Suriye'den, Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan el çekmeleri gerekir. İhanetleri son bulmalıdır… Suriye’nin rahat edebilmesi için mutlaka ama mutlaka PKK ve diğer silahlı grupların silahlarını bırakıp ister vatandaş, ister vatan haini olarak Suriye'den defolmaları şarttır. Aksi takdirde bunun bedelini hayatlarıyla ödeyeceklerdir, 3’üncü yol yok… Suriye'de devleti yönetenler bugünkü yönetim aynen şunları söylüyor: Tüm silahlı gruplar ya silahlarını bırakacak ya da Suriye’yi terk edeceklerdir. Aksi bir yol yoktur ve olmayacaktır. Şartlar değişmiştir, hükümler de değişmiştir… Terör örgütleri, terör devleti İsrail, Suriye ve Türkiye'yi sevmeyen tüm gruplar mutlaka Suriye'yi bir an önce terk etmeleri gerekir. Önlerinde iki seçenek var; ya def olup gidecekler ya da bunun bedelini hayatlarıyla ödeyecekler… HAK GELİNCE BATIL ZAİL OLACAKTIR Uluslararası arenada terör örgütlerini destekleyen fazla kimse kalmamıştır ve kalmayacaktır. Çünkü hak gelince batıl zail olacaktır… Rusya kendi kuvvetlerini Suriye'den çekmektedir, çekiyor ve hiçbir şeye karışmaması lazım… Amerika Birleşik Devletleri de devletinin hükmü şahsiyeti zedelendiğinden, zafiyet gösterdiğinden, her gün ayrı bir makamdan ayrı bir yetkiliden ayrı bir beyanat çıkması Amerika'nın da ne kadar çürümüş bir devlet olduğunu ortaya çıkarmaktadır… Çelişkiler içinde çürümüş büyük bir devlet... Amerika PKK ile ilgili politikasını gözden geçirmesi lazımdır. ABD, Arap dünyasında, İslam dünyasında “şeytan” olarak vasıflandırılmaktadır. Daha fazla şeytan olmak gereksizdir. Bu itibarla dış güçlerin Suriye'yi terk etmeleri ve Suriye halkının, toprak bütünlüğünün ve iradesine saygılı olmaları insanlık adına talep edilmektedir. Çünkü Amerika'nın girdiği her yerde zulüm vardır, kan vardır, ölüm vardır, sakatlık vardır, ıstırap vardır, nefret vardır… Amerika sevgiden yoksun bir hale gelmiştir. Suriye halkı maddi ve manevi kalkınmak için birlik ve beraberlik olmaya mecburdur ve mahkumdur. Suriye’de yönetim çok önemlidir. Bugün Emevi camisinde kılınan cuma namazında yüz binlerin olması, Türkiye ve Suriye bayrağının yan yana gösterilmesi ve dalgalanması, İnsanlık adına bir gurur vesilesidir. Herkes bu gururu yaşamalıdır. Herkes Suriye halkına yardım etmeyi kendisini manevi yönden sorumlu bulmalıdır. 7 milyondan fazla dışarıda olan gariplik çeken perişan olan ve  ıstırabını  çeken Suriye halkı mutlaka huzura güvene kavuşmalıdır. Dikta bitmiştir, gitmiştir, ülkeye güven gelmiştir. Suriye'de birlik beraberlik ve bütünlük esastır… Suriye’de hayat normale dönmüştür ama bazı gafiller bu normal yaşamı sıkıntıya sevk etmek istemektedir. Olaylar çıkarmak ancak kötü niyetlilerin, Baas Partisi’nin çürümüş mensuplarının ve eski rejimin özlemini çeken bedbahtların hareketidir. Ama bunlar zaman içinde hem de çok kısa zaman içinde ortadan kalkacaktır. Suriye hükümetinin elinde 5.000 civarında vatan haini, millet haini listesi vardır. Bunlar da mutlaka ve mutlaka cezalandırılacaklardır. İlahi Adalet bunu gerektirir... Esad ve arkadaşlarının mutlaka mutlaka muhakeme edilip cezalandırılmaları şarttır... Ama Siyonistlerin tesiri altında olan Lahey’in Adalet Divanının öyle bir karar vermesi zordur. Çünkü o adalet divanına siyonistler hakimdir. Hiçbir zaman Müslümanların lehine karar çıkmaz. Gazze’de, Filistin'de savaş değil zulüm var, ahlaksızlık, hukuku tanımamazlık var, insanın vicdanını sızlatan kahreden adaletsiz devlet terörü var. Ve maalesef Adalet Divanı buna cevap verememektedir. Yazıklar olsun karar veremeyenlere, kahrolsun Siyonistlere… USSAM MAHKEMESİ TÜRKİYE’DE KURULMALI Bu beladan, bu sıkıntıdan, bu çıkmazdan kurtulmak için 400 milyonluk Türk dünyası, 2 milyardan fazla İslam dünyasının devlet adamlarının, akademisyenlerin, politikacılarının bir araya gelerek Türkiye devletinin öncülüğünde savaş suçlarını araştırıp muhakeme etmek üzere Adalet Bakanlığı'nda bekleyen USAM Mahkemeleri evet, USSAM Mahkemesinin Türkiye'de kurulmasını şartını örneğini ileri sürüyoruz. Hukukçularımızın, adalet mensuplarının ve Devleti yönetenleri USSAM’la ilgili acilen karar vermeleri şarttır, bu karar zaruridir ve Türk toplumunun, adil Türk milletinin istediği bir husustur... Suriye'de kalkınma sağlanacaktır. İnsan hakları, hukukunun üstünlük prensipleri, demokrasi, seçim, maddi ve manevi kalkınma ve birlik beraberlik içinde hayatını devam ettirecek ve bunda kimin katkısı varsa şeref ve gurur duyacaktır. Mazlumların, mağdurların, biçarelerin sahibi olan Aziz Türk milleti, Suriye halkıyla beraber bu güzel olumlu düşüncelerin gerçekleşmesine vesile olacaktır. Adalet ve insanlık bunu beklemektedir. Sayın Reisicumhur Recep Tayyip Erdoğan'ın bu mevzuda dik duruşu nedeniyle kutluyorum, hayatının iki cihan saadetiyle taçlanmasını Yüce Rabbimden diliyorum… 2025 yılının Türkiye ve Suriye halkına mutluluk getirmesini dilerken; Kur'an'ın bayraktarlığını yapan bu aziz milletimize, Âlem-i İslam'a ve bütün beşeriyete huzur sükûn, güven ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Hak gelince batıl zail olacaktır, ELBETTE HAK GALİP GELECEKTİR…   Avukat Mustafa Kuran T. Hukukçular Birliği Genel Başkanı