TASARRUF NEDİR VE NASIL YAPILIR?

Tasarruf denildiğinde çoğu insanın zihninde canlanan şey sadece eylemsizlik davranışıdır. Yani gerçekte ihtiyaç değilse alınmaması, gidilmemesi ve yapılmaması aklımıza gelmektedir. Elbette ki bu doğrudur fakat eksiktir. Çünkü bazen tasarruf yapmak için eylemde bulunmak da gerekebilir; yani almak, gitmek, yapmak gibi işler de bizi tasarrufa götürebilir. Mesela ilk önce aile hayatındaki tasarruf davranışlarımızı düşünelim; öyle ya tasarruf ilk önce toplumun yapı taşı olan ailede başlar. Sözgelimi boğazımdan kısayım tasarruf yapayım derken ailenin sağlıklı beslenmesi için gerekli olan besin maddelerini almazsan, bu seferde yeterli beslenemediğin için tasarruf yaptığın paradan daha fazlasını çoluk çocuğunun sağlık harcamalarına vermek zorunda kalabilirsin. Meseleye bu perspektiften bakınca ailenin sağlıklı beslenmesi için yaptığın harcamaların da aslında tasarruf olduğunu rahat bir şekilde görebilirsin. Bildiğiniz üzere bu günlerde ülke gündemini en çok meşgul eden konuların başında tasarruf tedbirleri konusu gelmektedir. O yüzden ben de yazının girişindeki bakış açısıyla konuyu ele alarak Devletin nasıl tasarruf yapabileceğine örnekler vermek istiyorum. İlk aklıma gelen mesela; geçenlerde Emniyet ve Jandarma personeline sıfır arabaların verilmesi... Günümüzde tamir ve bakım masraflarının giderek arttığını düşünürsek bu da Devletin yaptığı başlı başına bir tasarruftur. Fakat ben bu tasarruf durumuna ilave bir tasarruf önerisinde bulunmak istiyorum. Emniyet birimlerimiz bilindiği üzere 24 saat esasına göre çalışıyor ve kullandıkları taşıtlar sürekli hareket halinde olduğu için normalden daha çabuk yıpranmak durumunda kalıyor. Çoğu zaman yapılan şey ise araçları uzun yıllar tamir ve bakımlarla ayakta tuttuktan sonra artık araçtan iyice ümidi kesince HEK'e ayırıp (Hurda, Enkaz, Köhne) hurda fiyatına satışa çıkarmak oluyor. Aracın sıfır alındığı günden hurdaya ayrıldığı zamana kadar geçen süre içinde aracın kendi ederinden fazla araca masraf ediliyor. Benim önerim şu ki; sıfır alınan aracın eğer garanti süresi 2 yıl ise, 2 yılın sonunda aracı piyasa fiyatına göre satışa çıkarıp elde edilen gelir ile tekrardan sıfır araç almaktır. Zaten düşündüğün zaman, aracı satarken piyasa fiyatına göre sattığın ve alacağın aracı vergisiz alacağın için gelir gideri rahatlıkla karşılayabilecektir. Böylece hem araçların tamir bakım masraflarından kurtulacağın gibi hem de tamirde geçen uzun sürelerin iş kaybına sebebiyet vermesinin önüne geçmiş olacaksın. Burada önemli olan bir başka husus da; kullanılan araçlar model olarak fazla eskimemiş, çok kilometre yapmamış ve yıpranmamış olarak satışa konulduğu zaman çok daha kolay ve yüksek fiyattan satılabilecek olmasıdır. Şimdi gelelim bir başka tasarruf önerime: bilindiği üzere ülkemizde şehirlerimize bağlı dış ilçelerin birçoğunun merkezi, hem küçük hem de nüfus olarak çok azdır. KÜÇÜK YERLERE JANDARMA YETERLİ Örneğin Isparta İlimiz için değerlendirecek olursak ilimize bağlı 12 dış ilçeden 7 tanesinin merkez nüfusu 5 binin altındadır. Böyle küçük ilçeler genelde kırsal olduğu için bu ilçelerde güvenlik hizmetlerindeki asıl yük Jandarma birimine düşmektedir. Emniyet ve Jandarma birimleri teşkilat yapısı itibariyle İçişleri Bakanlığına bağlı olduğuna göre merkezi bu kadar küçük ve nüfusu az olan ilçelerin merkezine de Jandarma birimleri bakabilir. Şehir merkezlerinde iş yükü her geçen gün artarken, asayiş ve iş yoğunluğu bakımından çok sakin olan bu ilçelerde, hiç yoksa 15-20 kadar Emniyet mensubunun atıl durumda beklemesi hem maliyet yönünden hem de iş kaybı yönünden Devlet için çok büyük bir zarardır. Özetle net bir şekilde söyleyecek olursak nüfusu 5 binin altında olan ilçeler asayiş yönünden Jandarma bölgesi olarak belirlenip bu ilçelerin tamamına Jandarma birimimiz bakmalıdır. Tasarruf tedbirleri başlığı altında daha bir sürü tasarruf örnekleri verebilirim. Yeter ki Devletimize, karıncanın İbrahim Peygamber için taşıdığı su miktarı kadar, az da olsa faydamız dokunsun. Fakat daha sonra kaldığımız yerden devam etmek dileğiyle şimdilik yazımızı burada noktalayalım. Kalın sağlıcakla...