ALKALİ YAŞAM VE SUYLA GELEN HAYAT!
Genel
15.11.2022 - 22:01, Güncelleme:
15.11.2022 - 22:01
ALKALİ YAŞAM VE SUYLA GELEN HAYAT!
Yaklaşık 100 baskı yapan “alkali yaşam ve suyla gelen hayat” adlı kitabımızda su ile ilgili dünyadaki bütün gerçeklere dikkat çekerek tarihe yazılı bir kayıt düşürdük!
SU CENNETİ TÜRKİYE!!?
Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı tarafından; “Türkiye su stresli bir ülkedir..!” diye defalarla açıklanmasına rağmen maalesef stratejik su mevzusuyla ilgili hiçbir radikal-planlı çalışma yapılamamıştır..!
İçme, sulama, kanalizasyon ve yağmur sularının yüksek verimlilikle değerlendirilememesiyle; tarım arazilerimizin, tuzlandırıp kimyasını-muhteviyatını bozan serme sulamayla sulanması, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!! Buna suyla ilgili her makamda yetkili olanlar ve suskun kalanlar da bu ihanetin ortağıdır!
Son yıllarda ülkedeki karışık ortamdan istifade eden, sessiz ve derinden Türkiye’de ev alıp yatırım yapan, yabancılara vatandaşlık veren bir zihniyetle; imara açık arazilerimiz, topraklarımız, çok kıymetli madenlerimiz ve en önemli kaynak olan sularımız yabancı şirketlerin eline geçmiştir!
Kaynak-memba sularımız, altyapı yetersizliği ve yanlış uygulamalar sebebiyle şebekeler üzerinden hanelere-binalara yeterince temiz ve şifalı-enerjili ulaştırılamadığı gibi; termal cenneti Türkiye’mizde termal teşvikleri yapılmamıştır! Her konuya teşvik veren hükümetler; insanlığın havadan sonra en mühim ihtiyacı yaşamsal zaruriyet sularla ilgili yerinde saymıştır!
HER ZAMANKİ GİBİ PALYATİF TEDBİRLERLE
KİRLİLİK GİDEREK ARTMIŞTIR!
Baca gazı ve sera gazı gibi kısmi ölçümler yapıp; arkasında gizli planların olduğu uluslararası anlaşmalar ve çalışmalara “ekolojiyi koruma!?” adına imza atıp maalesef sadece havanda su dövmüşlerdir..!
Havadaki zehirli gazlar yüzünden Karadeniz başta olmak üzere Kocaeli, Sakarya, İzmir, Antalya, Çukurova, Kayseri, Konya ve doğuda pek çok şehir sanayisi yanlış yönlendirilerek şehircilik ovalara kaydırılmıştır! Bu stratejik hatalar, başta Bursa örneğinde olduğu gibi hükümetlerin-yetkililerin kusuru olarak özellikle seçim arefesinde çok büyük engeldir! “Gelecekte çözümlenemeyecek düzeyde!!” yanlış yapılanmayı yapanların büyükşehir belediye başkanı ve bakan olarak ödüllendirilmesi de ayrı bir garabettir, ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!!?
SU HAYATTIR!
Yanlış karar ve uygulamalardan acilen geri dönülmelidir! Başta içme sularımız olmak üzere tüm su kaynakları ve kullanımında tamamen milli-yerli firmalarla geleceğimiz ve gelecek nesillerimizin güvence altına alınması lüzumludur elzemdir kat’idir! Sektörünün %70’i yabancıların elinde olan su sanayinin millileşmesi en önemli başlıktır ve mutlaka meclisten geçecek yasalarla korunmalıdır! Her tür kaynak ve akarsuların korunarak ehliyetsiz ellerde heba edilmesine set çekilmelidir!!
SU, EN STRATEJİK MESELEDİR!!!
Türkiye’mizin su depoları, barajları, gölleri ve göletleri maalesef açık durumdadır. Yüksek teknolojiyle, İHA’larla, uydulardan gönderilecek radyo dalgalarının belli frekanslarıyla suların kristal yapısı değiştirilebilir-bozulabilir! Sınırsız teknolojinin sayısız yöntemi ve özellikle göstere göstere chemtrails zehri saçan uçaklar üzerinden atılabilecek toksik maddeler ve/veya mikrop türleriyle, topyekûn bir ülkenin kısa-orta veya uzun ‘istenen dönemde’ hastalandırılıp yok edilmesi mümkündür!!!!
Son yıllarda anormal artan, başta nesilleri yok eden “frengi, bel soğukluğu, herpes, AIDS” gibi eskiden ahlaksızlıkla bulaştığı bilinen hastalıklar; bugün Avrupa’da %100 sınırına yaklaşmıştır!! Türkiye’de normal doğum %40’a düşmüştür! Yaptığımız çalışmalarda bu hastalıkların okullarda, AVM’lerde, yurtlarda ve bilhassa teşvik edilen havuzlarda, hiçbir tedbir alınmadan ve test yapılmadan kullanılan mahallerde yayılmasıyla insan nesli “bilerek” yok edilmektedir!!??
Zaten küresel çetenin de amacı budur! Kendine hiçbir tehdit oluşturmayan, pasif, ne denirse kabullenen, haksızlıklara susan, tepki vermeyen-veremeyen, narkozlu mankurt sürü oluşturmaktır! Kendilerinin yazdığı, ilâhiden bozma muharref kitaplarındaki emirlere harfiyen uymaktadırlar! Kendileri dışındakiler goim-köledir ve her türlü aşağılamaya-yok edilmeye müstahaktır!
KÖLELEŞTİREN SİSTEME ACİLEN
KANUNİ TEDBİR ALINMALIDIR!
Türkiye’de son yıllardaki acı olan bir gerçekte siyasiler tarafından gerçekler dile getirilirken kanunlarda hiçbir düzenleme yapılmamaktadır... Halk tabiriyle eski hamam eski tas bir insan bir olaya muhatap olduğunda maalesef bu 100 yıllık kanunların pençeleri altında inim inim inlemekte değişen hiçbir şey olmamaktadır...
Bunun en büyük mağduriyetlerini insan neslinin korunması noktasında mücadele veren biri gibi 57 tane soruşturma geçirmiş ve maalesef sonunda “Çamur at izi kalsın “hesabı hepsinden takipsizlik almış biri gibi bu bozuk düzen Siyasiler tarafından hala hiçbir tedbir alınmadan belki de haberleri bile olmadan ehliyetsiz ve liyakatsız kadrolarca veya maksatlı güçlerce devam ettirilmektedir...
Türkiye’de pekçok koruma kanunları varken;hala Allah’ı ve peygamberi ve onun sözlerini koruyan hiçbir yasa yoktur !
ve onun sözlerinin hiçbir bilimsel kanıta dayalı bilimde yeri de yoktur !
kanunlarlada kesinlikle savunulmamakta dır!
Kur’an ve peygamber sözleri hiçbir zaman kanunlar karşısında delil olarak kabul edilmemektedir... !
Bu günah sanırım bugünkü Anadolu insanının mağduriyetinde , Başına gelenlerden, felaketlerde, sıkıntılarından yaratıcı tarafından göz önünde bulundurlmaktadır diye düşünenleaurtulmanın yolu bunlarla ilgili acilen “palyatif tribünlere oynamak değil “hamasi nutuklar “değil !
kanuni seviyede vahşi kapitalizmin ve küresel şeytanın ve sermayenin tahribatlarından neslimizi koruyacak tedbirlerin acilen kanuni seviyede alınmasının sağlanmasıdır !!!
onun dışındakilerin hepsi afaki malayani boş şeylerdir.. !!!
Anadolunun asıl ve asil insanları bu yapılanları asla unutmayacak ve hesabını da sandıkta siyasilere soracaktır sormalıdır da...!!!
Yaklaşık 100 baskı yapan “alkali yaşam ve suyla gelen hayat” adlı kitabımızda su ile ilgili dünyadaki bütün gerçeklere dikkat çekerek tarihe yazılı bir kayıt düşürdük!
SU CENNETİ TÜRKİYE!!?
Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı tarafından; “Türkiye su stresli bir ülkedir..!” diye defalarla açıklanmasına rağmen maalesef stratejik su mevzusuyla ilgili hiçbir radikal-planlı çalışma yapılamamıştır..!
İçme, sulama, kanalizasyon ve yağmur sularının yüksek verimlilikle değerlendirilememesiyle; tarım arazilerimizin, tuzlandırıp kimyasını-muhteviyatını bozan serme sulamayla sulanması, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!! Buna suyla ilgili her makamda yetkili olanlar ve suskun kalanlar da bu ihanetin ortağıdır!
Son yıllarda ülkedeki karışık ortamdan istifade eden, sessiz ve derinden Türkiye’de ev alıp yatırım yapan, yabancılara vatandaşlık veren bir zihniyetle; imara açık arazilerimiz, topraklarımız, çok kıymetli madenlerimiz ve en önemli kaynak olan sularımız yabancı şirketlerin eline geçmiştir!
Kaynak-memba sularımız, altyapı yetersizliği ve yanlış uygulamalar sebebiyle şebekeler üzerinden hanelere-binalara yeterince temiz ve şifalı-enerjili ulaştırılamadığı gibi; termal cenneti Türkiye’mizde termal teşvikleri yapılmamıştır! Her konuya teşvik veren hükümetler; insanlığın havadan sonra en mühim ihtiyacı yaşamsal zaruriyet sularla ilgili yerinde saymıştır!
HER ZAMANKİ GİBİ PALYATİF TEDBİRLERLE
KİRLİLİK GİDEREK ARTMIŞTIR!
Baca gazı ve sera gazı gibi kısmi ölçümler yapıp; arkasında gizli planların olduğu uluslararası anlaşmalar ve çalışmalara “ekolojiyi koruma!?” adına imza atıp maalesef sadece havanda su dövmüşlerdir..!
Havadaki zehirli gazlar yüzünden Karadeniz başta olmak üzere Kocaeli, Sakarya, İzmir, Antalya, Çukurova, Kayseri, Konya ve doğuda pek çok şehir sanayisi yanlış yönlendirilerek şehircilik ovalara kaydırılmıştır! Bu stratejik hatalar, başta Bursa örneğinde olduğu gibi hükümetlerin-yetkililerin kusuru olarak özellikle seçim arefesinde çok büyük engeldir! “Gelecekte çözümlenemeyecek düzeyde!!” yanlış yapılanmayı yapanların büyükşehir belediye başkanı ve bakan olarak ödüllendirilmesi de ayrı bir garabettir, ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!!?
SU HAYATTIR!
Yanlış karar ve uygulamalardan acilen geri dönülmelidir! Başta içme sularımız olmak üzere tüm su kaynakları ve kullanımında tamamen milli-yerli firmalarla geleceğimiz ve gelecek nesillerimizin güvence altına alınması lüzumludur elzemdir kat’idir! Sektörünün %70’i yabancıların elinde olan su sanayinin millileşmesi en önemli başlıktır ve mutlaka meclisten geçecek yasalarla korunmalıdır! Her tür kaynak ve akarsuların korunarak ehliyetsiz ellerde heba edilmesine set çekilmelidir!!
SU, EN STRATEJİK MESELEDİR!!!
Türkiye’mizin su depoları, barajları, gölleri ve göletleri maalesef açık durumdadır. Yüksek teknolojiyle, İHA’larla, uydulardan gönderilecek radyo dalgalarının belli frekanslarıyla suların kristal yapısı değiştirilebilir-bozulabilir! Sınırsız teknolojinin sayısız yöntemi ve özellikle göstere göstere chemtrails zehri saçan uçaklar üzerinden atılabilecek toksik maddeler ve/veya mikrop türleriyle, topyekûn bir ülkenin kısa-orta veya uzun ‘istenen dönemde’ hastalandırılıp yok edilmesi mümkündür!!!!
Son yıllarda anormal artan, başta nesilleri yok eden “frengi, bel soğukluğu, herpes, AIDS” gibi eskiden ahlaksızlıkla bulaştığı bilinen hastalıklar; bugün Avrupa’da %100 sınırına yaklaşmıştır!! Türkiye’de normal doğum %40’a düşmüştür! Yaptığımız çalışmalarda bu hastalıkların okullarda, AVM’lerde, yurtlarda ve bilhassa teşvik edilen havuzlarda, hiçbir tedbir alınmadan ve test yapılmadan kullanılan mahallerde yayılmasıyla insan nesli “bilerek” yok edilmektedir!!??
Zaten küresel çetenin de amacı budur! Kendine hiçbir tehdit oluşturmayan, pasif, ne denirse kabullenen, haksızlıklara susan, tepki vermeyen-veremeyen, narkozlu mankurt sürü oluşturmaktır! Kendilerinin yazdığı, ilâhiden bozma muharref kitaplarındaki emirlere harfiyen uymaktadırlar! Kendileri dışındakiler goim-köledir ve her türlü aşağılamaya-yok edilmeye müstahaktır!
KÖLELEŞTİREN SİSTEME ACİLEN
KANUNİ TEDBİR ALINMALIDIR!
Türkiye’de son yıllardaki acı olan bir gerçekte siyasiler tarafından gerçekler dile getirilirken kanunlarda hiçbir düzenleme yapılmamaktadır... Halk tabiriyle eski hamam eski tas bir insan bir olaya muhatap olduğunda maalesef bu 100 yıllık kanunların pençeleri altında inim inim inlemekte değişen hiçbir şey olmamaktadır...
Bunun en büyük mağduriyetlerini insan neslinin korunması noktasında mücadele veren biri gibi 57 tane soruşturma geçirmiş ve maalesef sonunda “Çamur at izi kalsın “hesabı hepsinden takipsizlik almış biri gibi bu bozuk düzen Siyasiler tarafından hala hiçbir tedbir alınmadan belki de haberleri bile olmadan ehliyetsiz ve liyakatsız kadrolarca veya maksatlı güçlerce devam ettirilmektedir...
Türkiye’de pekçok koruma kanunları varken;hala Allah’ı ve peygamberi ve onun sözlerini koruyan hiçbir yasa yoktur !
ve onun sözlerinin hiçbir bilimsel kanıta dayalı bilimde yeri de yoktur !
kanunlarlada kesinlikle savunulmamakta dır!
Kur’an ve peygamber sözleri hiçbir zaman kanunlar karşısında delil olarak kabul edilmemektedir... !
Bu günah sanırım bugünkü Anadolu insanının mağduriyetinde , Başına gelenlerden, felaketlerde, sıkıntılarından yaratıcı tarafından göz önünde bulundurlmaktadır diye düşünenleaurtulmanın yolu bunlarla ilgili acilen “palyatif tribünlere oynamak değil “hamasi nutuklar “değil !
kanuni seviyede vahşi kapitalizmin ve küresel şeytanın ve sermayenin tahribatlarından neslimizi koruyacak tedbirlerin acilen kanuni seviyede alınmasının sağlanmasıdır !!!
onun dışındakilerin hepsi afaki malayani boş şeylerdir.. !!!
Anadolunun asıl ve asil insanları bu yapılanları asla unutmayacak ve hesabını da sandıkta siyasilere soracaktır sormalıdır da...!!!
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.