Demokrasi ayıbı milletvekili transferlerinde kimin parmağı var?

Türk siyasi tarihinde yeni bir süreç başlıyor. Parlementer yönetimden başkanlık sistemine geçişin artçı şokları halen etkin. AK Parti'nin 20 yıllık iktidarında 2023 bir milat. Türk halkının 2023 seçimlerinde “tamam mı devam mı?” diyeceği şimdiden merak konusu. Muhalefetin tek umudu hayat pahalılığı ve işsizlik gibi sorunların artarak devam etmesi.  Zaman zaman muhalefet partilerine mensup yönetici veya milletvekillerinin halkın değerlerine veya devletin kırmızı çizgisine denk düşmeyen söylem ve davranışları, iktidarın göreceli ömrünü uzatıyor. İktidar kanadı da muhalefetin ekmeğine yağ sürmekten geri durmuyor. Bazı bürokratlar, partili yöneticiler ve “nereden buldun” sorusuna cevap veremeyecek şekilde yükünü tutmuş bazı mebuslar iktidara muhalefetten daha fazla zarar veriyor. Muhalefet veya iktidar fark etmeyen bu tipler için, Neyzen Tevfik’ten şu şiiri okuyanların sayısı da azımsanamayacak kadar; “Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;/ Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler.../ Künyeni almak için, partiye ettim telefon:/ Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!.”  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm çabalarına rağmen iktidarın sırtındaki bu sülükler tersinden muhalefete çalışıyor desek yanlış olmaz. AK Parti liderliğinin alternatif seçim kazanma stratejisi olabileceği varsayımı yabana atılmamalı. AK Parti’nin yeni iktidarına giden yolda taşları kim ya da kimler döşüyor, nasıl döşüyor, ona bir bakalım? Ana muhalefetin yaramaz çocuğu Gürsel Tekin… Gürsel Tekin, Ermeni köyünden CHP’de siyasete giden uzun bir yolun yolcusu. Günümüzde Ardahan iline o dönem Kars’ın Göle İlçesi’ne bağlı Kırziyan/Krzian/Kirazyan köyünde dünyaya gelmiş. Doğduğu köyün adı Tarihçi Fahrettin Kırzıoğlu’nun soy ismi ile aynı kökten olmalı.  Rivayete göre, ailesinin kökleri Irak’a uzanıyormuş. 19. Yüzyıl sonlarında Irak’tan hayvancılık yapmak üzere göç eden aile, önce Diyarbakır Hazro’ya oradan da Ağrı Doğubayazıt’a yerleşmiş. Aile Doğubayazıt’ta üç kola ayrılmış Bir kolu Ardahan’a gitmiş. Diğer iki kol Kars’ın içine göç etmiş. Gürsel Tekin’in dedeleri Göle’yi seçmişler.  Yerleştikleri Göle’ye bağlı Kırziyan Köyü aslında bir Ermeni köyüymüş, ama daha sonra oraya yerleştirilen nüfusun tamamı Kürtmüş. Cumhuriyet döneminde adı Karlıyazı olarak değiştirildi. Köy eski bir Ermeni köyüydü ama Tekin Ailesi’nin arası Ermenilerle iyi değildi. Gürsel Tekin’in dedesi Selim, 1919 olayları sırasında bir Ermeni tarafından öldürülmüş. Tek oğlu varmış, aile de onun soyundan çoğalmış, falan filan. Liseyi Kars’ta bitirmiş. Ailesi ile birlikle İstanbul’a taşındıktan sonra iş hayatına 1981 yılında Kadıköy'de garson olarak başlamış. Gürsel Tekin Askerliğini Kuleli Askeri Lisesi’nde yaparken o zaman albay olan Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın emir eri olmuş. Daha sonra serbest ticaretle uğraşmış. Allah, “yürü ya kulum” demiş. Fikirtepe’nin girişinde ve Acıbadem’in E-5 yol ayrımında kavun karpuz sergisi açmış, Naylon imalathanesi kurmuş, kahvecilik, çay ocağı işletmeciliği ve lastikçilik yapmış.  2018'de giydiği gömleğin fiyatı konuşulduğunda "9 villa, 11 şirket, 7 tane benzin istasyonu"nun bulunduğunu açıklamıştı. Şimdilerde milletvekilliğinin yanı sıra petrol dağıtımı yapan araç filosuna sahip. Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası üyesi. Sanayi kuruluşları, fabrikalara yakıt veriyor. Petrol Ofisi’ne çalışıyor. Başından üç evlilik geçmiş. “Büyük Kulüp” üyesiymiş. Siz sormadan ben söyleyeyim, Fikirtepeli gariban Gürsel Tekin’in üyesi olduğu yer, kelimenin tam anlamıyla zenginler kulübü. Partide Baykal ekibindenmiş. Gürsel Tekin, MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun’un hemşehrisi yani o da Karslı. Kim bilir; onun elinden tutanlar arasında belki o da vardır.  HDP kuyusuna atılan taş ve Gürsel Tekin… Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin katıldığı bir TV programında  "HDP'ye bakanlık verilebilir" söylemiyle zaten "aday krizi" yaşayan altılı masaya adeta yeni bir ayrılık bombası bırakıverdi. CHP'den Tekin'in açıklamalarına net bir itiraz gelmezken, İYİ Parti'den tepki sesleri yükseldi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, HDP'ye bakanlık vaadiyle ilgili olarak, "Bana göre söz konusu değil. Niye verelim? Desteklerini almak için mi? O zaman öyle bir şey olsa, 'gelsin masada otursun' derler" açıklamasında bulundu. Babacan ve Davutoğlu'nun HDP tabanı ve tavanı ile sorunları olmadığı için o cenahtan  ses çıkmadı. Gürsel Tekin'in açıklamasının ardından gerginlik katlanarak büyüdü. Terör soruşturması kapsamında tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan konuya ilişkin açıklama geldi. Gürsel Tekin'e destek çıkan Demirtaş, İYİ Parti'ye tepki göstererek "Seçimi nasıl ve kimin oylarıyla kazanıp da bakan olmayı hayal ediyorlar, merak ediyorum"  demekle kalmadı, ayrıca Kılıçdaroğlu’nun adaylığını da desteklediğini açıkladı.  Gürsel Tekin’in altılı masaya bıraktığı bombayı kucağında bulanlardan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP’deki ‘solcu kanaat önderleri’ni uyardı: “Tutumumuza saygı duyulmalı” dedi. Gürsel Tekin’in söylemi neticesinde ortaya çıkan durum, gazeteci Deniz Zeyrek’in ifade ettiği gibi 'iktidarın muhalefeti HDP koridoruna sıkıştırdığının'  resmidir. AK Parti’ye rastgele, muhalefete kolay gele… Tunç Soyer’in Vahdettin çıkışı… Muhafazakâr kesimin, maziyi putlaştıran ölü sevici/nekrofili ve şanlı tarih hastalığına duçar olduğundan bihaber, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, orası burası oynayan Tarkan konserinde toptancı (Cemal Toptancı ile bir ilgisi yok, gereksiz yere üzerine alınmasın) bir yaklaşımla Osmanlı'yı hedef alan "100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içindeydi" sözleri de, her Osmanlı padişahını evliya zanneden büyük bir avam kitlesini çileden çıkarmaya yetti arttı bile. Tunç Soyer  genelleme yapacağına tek tek isim üzerinden gitseydi, “Damat Ferit” deseydi, bir önceki İngiltere Başkanı Boris Johnson’un dedesi  İngiliz muhibbi Ali Kemal deseydi bu kadar tepki çekmezdi. Vahdettin’i “Şahbaba” diyerek göklere çıkaranlar için onun bu sözleri tabii ki bulunmaz bir fırsattı ve gereken linç yapıldı.  İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in, sözlerine, "Bizim cenahın yani Millet İttifakı'nı oluşturan yöneticilerinin hepsinin daha sağduyulu olmasında fayda var." diyerek tepki gösterdi. Akşener, Tunç Soyer’in 9 Eylül’de Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine atıfla son Osmanlı iktidarını eleştirmesinde ‘hüküm cümlesi’ olarak kullandığı için ‘sorun olduğunu’ söyledi. Akşener ayrıca, CHP içinde İYİ Parti’yi ‘HDP’yle yan yana gelmediği için linç eden bir solcu grubun olduğunu’ söyleyerek “birbirine karşı tavrı çok net olan iki parti var, İYİ Parti ve HDP. HDP de bizim olduğumuz yerde olmayacağını ifade ediyor.  Muhalefetin içinde HDP’yle bizim yan yana gelmemiz gerektiğini iddia eden yapı, bize parmağını sallıyor. Bunlar da HDP’nin bütün Kürtlerin temsilcisi olduğunu iddia ediyorlar” demişti.  Tunç Soyer'in İzmir'in 100'üncü yıldönümünde yaptığı konuşmada Osmanlı'yla ilgili sözleri sonrası Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran da tepki göstermiş, 4 CHP'li ismi işaret eden Erduran, "Biri ecdadıma küfreder, diğeri dinime söver, öbürü kültürümü yok sayar, bir diğeri de PKK'ya destek verir. Sayın Kılıçdaroğlu, ülke birliğini yeniden tesis etmek için gayret göstersin bunlar da birliğin temeline dinamit koysun. Bu zihniyetin millet ittifakında yeri olamaz" ifadelerini kullanmıştı.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da,   kamuoyu nezdindeki gafları ayrı bir konu. İnanın yaz yaz bitmez. MHP yuvadan kaçan yavru kurtları geri çağırıyor!.. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin ‘yuvaya dönün’ çağrısından sonra İyi Parti teşkilatlarından MHP’ye dönüşler başladı. MHP kaynakları, önümüzdeki süreçte İyi Parti’den yüzlerce kişinin istifa edip kendilerine katılacağını  iddia ediyor. Geri dönecek isimler ise markaja alınıyor. Sosyal medya hesabında Bahçeli ve MHP’ye hakaret edenler partiye kabul edilmiyor.  İYİ Parti, “6’lı masa”yı yıkar mı? Ankara Kulislerinde  İYİ Parti ile AK Parti arasında gizliden gizliye görüşmelerin sürdürüldüğü aylardır gündemde. Hatta bir ara İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu'nun bazı görüşmeleri nedeniyle partideki görevinden alındığı iddia edilmişti. Cumhur İttifakı, bu iddiaların üstüne üstüne gitmeyi seviyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya’nın “Meral Akşener, 6’lı masadan ayrılacak” iddiası epey ses getirdi. İYİ Parti grup başkanvekili Erhan Usta, herhalde bu tür bir  gelişmeyi erken bulmuş olmalı ki Karakaya’nın iddiasını yalanlayarak MHP'li ismin “fitne çıkarmaya çalıştığını”  belirtti.  AK Parti'nin İYİ Parti panzehiri Zafer Partisi… İYİ Parti, Ümit Özdağ’ın da ayrılması ve bazı  isimlerin de parti içerisinde daha etkisiz konuma düşürülmesi nedeniyle, merkez sağ yolculuğunu daha bir benimsemiş durumda. Bu aklı kim verdiyse zaten olmayan, sözde aşırı milliyetçi söylemden çark etmiş görüntüsü veriyor.   Mesela İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Siirt'in Kurtalan ilçesindeki esnaf ziyaretinde esnaf Cemil Taşkesen, "Dilimiz inkar ediliyor, kimliğimiz inkar ediliyor, 'Kürdistan' inkar ediliyor. Biz buna karşıyız. Şu an sizin bulunduğunuz yer Kürdistan'dır ama ne yazık ki Meclis'te bu 'Kürdistan' inkar ediliyor." deme cüretinde bulunmuştu.  Bu şeddeli esnafın "Bulunduğunuz yer Kürdistan'dır" sözleri karşısında  bocalayan dişi kurt Akşener, "ne diyorsun sen serseri, burası Türkiye Cumhuriyeti Devletidir, sen de senin gibiler de bu devletin vatandaşıdır, senin, burası Kürdistan diyen ağzını yırtarım, haddini bil!..” diyememişti. İYİ Parti, özellikle sığınmacılar üzerinden çok sert milliyetçi çıkışlar da yapmıyor.  Ama Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın Zafer Partisi, her geçen gün büyüyor, daha geniş seçmen kitlesini kucaklıyor. Yazın bir tarafa, Zafer Partisi seçimlerde  Millet İttifakı’nda  yer alan SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi'nin toplam oyunun iki misli oy alacaktır. Saadet Partisi'nin alternatifi Yeniden Refah Partisi. Genel Başkan Fatih Erbakan'ın her geçen gün oyları artıyor. Saadet Partisi'nin handikabı, Erbakan Hoca’nın ayağını kaydıran İngilizsever Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar etmesi. Geçmişe mazi derler ama CHP'nin  bir önceki  Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Memleket Partisi de CHP'nin ayağından tutup aşağıya çekiyor. HDP ise genelin kabulüne göre kilit parti. Şenkal Atasagun ve Siyasetin rotası… Her duyduğumuza her okuduğumuza inanmamalıyız. Çünkü yoğun bir dezenformasyon  ile karşı karşıyayız.  Öyle bir zaman ki at izi it izine karışıyor. Doğru ile yanlışı ayırt etmek için Faruk olmalı. Lakin  salaka yatmak da bizlere yakışmaz. Bununla birlikte bazı mahfillerde bir zamanların devlet çatısında üst düzey görev almış isimlerin de  siyasete çeki düzen verdikleri söyleniyor. Mesela Şenkal Atasagun'un İYİ Partili 22 milletvekilini MHP'ye kazandırma projesinde hayli mesafe kat ettiği söylentisi gibi… Bu isimlerin başında MİT eski Müsteşarlarından Karslı Şenkal Atasagun olduğu belirtiliyor. Hatta MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'ye danışmanlık yaptığı, grup konuşmalarının hazırlanmasında katkı sunduğu, harici ve dahili gelişmeleri analiz ettiği savı ileriye sürülüyor. İnanan var, inanmayan var. Doğru olabilir, yanlış olabilir. Takdir kamuoyunun. Bununla birlikte ta 18 Ocak 2006’da MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun’a MHP olarak herhangi bir görev önermediklerini söylemişti. Beyan esastır.  Katılın veya katılmayın, Ekşi Sözlük’te  şöyle bir malumat var; "mit tarafından mhp'ye atanan gizli lider(imiş). öcalan yakalandığında idam yasası için bahçeli'yi imzaya zorlayan atasagun'dur. şenkal atasagunun önderliğinde süleyman soylu, devlet bahçeli, mehmet ağar ve peker'in sürekli bahsettiği emniyet amiri resul holoğlu'nun ankara'da kurdukları örgütlenme ve çevirdikleri dolaplara ilişkin çok enteresan  bilgiler varmış." Orada yazılanlara benim aklım ermez bilgim de yetmez.  FETÖ’cü firari gazeteci Cevheri Güven; 1998 ve 2005 yılları arasında MİT Müsteşarı olan Şenkal Atasagun’un MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 10 yıldır danışmanlığını yaptığını ve suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ile de iyi ilişkileri olduğunu iddia etmişti. Sanki adamın bir ayağı Avrupa'da diğer ayağı Ankara'da, nasıl oluyorsa her şeyden de haberdar. Kimilerine göre Devlet Bahçeli ve Şenkal Atasagun ekibi iyi çalışıyor. Meral Akşener’i  MHP’den  uzaklaştırdılar, Ülkücü Camia yüzde 20 seviyelerini zorlayan İYİ Parti ile taçlandı. Kimilerine göre İYİ Parti, Bahçeli ve Şenkal Atasagun’un zaferidir! Gazeteci Talat Atilla yazmıştı. Şenkal Atasagun, MİT Müsteşarlığından sonra Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal’ın şirketlerinden  birisinde danışman olarak çalışmış. Atasagun, Ünal Aysal döneminde Galatasaray Divan Kurulu üyesi olmuş. Eski MİT Müsteşarı Atasagun ve Ünal Aysal, Galatasaray Lisesi’nden okul arkadaşıymış. Ünal Aysal’ı Galatasaray Kulübü Başkanlığı’na getiren “Derin Galatasaray” olarak da bilinen İnan Kıraç’mış. İnan Kıraç denilince hatırıma Sezgin Baran Korkmaz ve Levent Göktaş geliverdi. Demirel, Atasagun akrabalığı!.. MİT eski müsteşarlarından Şenkal Atasagun’un amcasının oğlu Hakkı Atasagun’un eşi bilin bakalım kimmiş? Ispartalı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kardeşi Şevket Demirel'in en büyük kızı Nihan Demirel Atasagun’muş. Ancak Şenkal Atasagun, bu akrabalık ilişkisi medyada dillendirilince Hakkı Atasagun  ile sadece uzak akrabalık ve soyadı bağı bulunduğunu belirtmiş. -18.06.2015’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; vefat eden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Güniz Sokak'taki evine taziyede bulunmuş, Erdoğan'ı Demirel'in yeğeni Nihan Atasagun (solda) ve doktoru Aylin Cesur (şimdi İYİ Parti Isparta Milletvekili) uğurlamıştı. Şevket Demirel’in büyük kızı Nihan Atasagun’un amcası ise eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’dir. Şenkal Atasagun, Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde MİT Müsteşarı olmuştur. İnan Kıraç’la Süleyman Demirel yakın dostturlar. Galatasaray Üniversitesi kurulurken iki kişi öncü konumundadır. Bu isimler İnan Kıraç ve Coşkun Kırca’dır.  Coşkun Kırca, 20 Ekim 1991 seçimlerinde Demirel’in liderliğinde birinci parti olan DYP’nin milletvekili idi. Kırca, Tansu Çiller döneminde bakanlık yapmıştı. Hasan Mesut Önder’den okudum; sizlerle paylaşayım: "İYİ Partili 22 Milletvekilinin istifa edip MHP ye katılacağı iddiası var. Tam (Başbakanlık muhabirlerinden, Başbakanlığın Bilinmeyenleri kitabının müellifi gazeteci/yazar Fatma) Sibel Yüksek’in bir paylaşımı zihnimdeki soruya bir nebze cevap bulmama vesile oldu. Gazeteci Yüksek, Sn. Devlet Bahçeli’nin, Şenkal Atasagun demek olduğunu söylüyor.  Bu ilişkinin boyunu ile ilgili bildiklerimiz bu ama Şenkal Atasagun, MİT Müsteşarlığı yapmış, Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinde, CIA’nın Ankara istasyon şefi Terry Percival ile görüşmeleri yürüten isim olduğu biliniyor. Atasagun'un ayrıca Alaattin Çakıcı’nın 1987 yılında MİT ile ilişki kurma sürecinde İstanbul Bölge Başkan yardımcısı sıfatı ile görüşen ilk kişi olduğunu Mehmet Eymür söylüyor.  Böyle deneyimli bir ismin, 22 vekilin taraf değiştirmesi operasyonunu çok zorlanmada yönetebilmesi bana mantıklı geliyor. Böyle bir akıl MHP içerisinde olmasaydı, bu iddialara gülüp geçerdim ama karşımızda yarım yüzyılın siyasi ve güvenlik olaylarını yönlendirmiş biri olduğunda böyle bir ihtimalin mümkün olabileceğini düşündürüyor. Ben kısıtlı bilgi ile gördüğüm olayı böyle açıklıyorum." Acaba diyorum; Gürsel Tekin'in “HDP'ye bakanlık verilebilir” çıkışında kendisi gibi Karslı MİT eski Müsteşarı Şenkal Atasagun'un etkisi olmuş mudur; insan düşünmeden veya sormadan edemiyor? Bunları da bir kenara not edin, günü gelir, lazım olur. Bir fırtına, bizleri tutmadan güvenilir limanlara yelken açmak en doğrusu. 15 Eylül 2022 Perşembe günü (dün) Ankara'da güvenilir bir mekânda, Akşener, Bahçeli ve Karamollaoğlu'nun üst düzey bir güvenlik ve istihbarat bürokratının moderatörlüğünde buluştuklarına dair kulis bilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yalan mı essah mı?