Motosikletle 5 kıta 45 ülke
Motosikletle 5 kıta 45 ülke
Akademisyen Asil Özbay tek başına motosikletiyle 5 kıta ve 45’ten fazla ülkeye ayak basmış bir isim. Son olarak pandeminin ortasında çıktığı Afrika rotasını...
Akademisyen Asil Özbay tek başına motosikletiyle 5 kıta ve 45’ten fazla ülkeye ayak basmış bir isim. Son olarak pandeminin ortasında çıktığı Afrika rotasını...
Gediz Üniversitesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü öğretim görevlisi Asil Özbay, kendini bildi bileli gezmeye ve motosiklete tutkuyla bağlı. Öğrencilik yıllarında çalışma ve gezme programlarıyla farklı coğrafyaları keşfetmeye başlayan Özbay’ın en büyük arzusu akademisyen olmakmış. Özbay anlatıyor: “Çocukken bile bisikletle hep başka mahallelere gitmek isterdim. Coğrafyaya, psikolojiye ve öğretmenliğe ilgim vardı. Şu anda anlıyorum ki gezginlik bunların hepsini kapsıyor. Üniversiteye başladığımda bulduğum tüm gençlik programlarına katıldım. Zengin bir ailenin çocuğu değildim ama fırsatını bulduğum anda farklı yerlere gidiyordum. Üniversiteyi bitirdikten sonra 1.5 sene İngiltere’de kaldım. İki çocuğa spor öğretmenliği yapıyordum. Oradan döndükten sonra Work and Travel programı ile ABD’ye gittim. Hiç iş seçmedim. O dönemde de hamburgercide çalıştım. Biyografi kitapları okumayı çok severim. Orada başarılı insanların geçmişinde garsonluk mesleğinin yattığını görmüştüm. Garsonluk yaparken çok fazla insan tanıyorsunuz. Ama esas hayalim her zaman akademisyen olmaktı.”
HAPİSHANEDE ANTRENÖRLÜK
Özbay İstanbul’a dönüp yüksek lisansa başladığında derslerden kalan vaktinde hapishanelerde satranç antrenörlüğü yapmaya karar vermiş. Halk Eğitim Merkezi’ne başvuran ve bu talebini ileten Özbay bir ay eğitmenlik yaparım diye başladığı hapishanede uzun aylar boyu antrenörlük yapmış: “Kadın hapishanesindeki insanlarla tanışmak, onların hikâyesini duymak beni çok etkiledi. Çünkü doktor, siyasetçi, ev kadını, hepsi küçücük bir metrekarede yaşıyor. Onlarla arkadaş oldum. Şu anda da sık sık kullandığım ‘Kadınlara özgürlük yakışır’ sloganım orada şekillendi. Orada çalışırken kendimi hapishanede gibi hissettim. Yani bir anda yanlış insanlarla karşılaşmış ya da koşullar farklı şekillenmiş ve bir anda hapse düşmüşler. Bir gün mahkûmlara ‘Yarın özgür olsanız ne yapmak isterdiniz?’ diye sormuştum. İki yanıt aldım. Birisi halıya basmak, diğeri ise ucu bucağı görünmeyen bir yolda olmak demişti. Orada çalışmak özgürlüğün ne büyük bir nimet olduğunu bana tekrar hatırlattı.”
18 yaşından bu yana motosiklet tutkunu olduğunu söyleyen Özbay, “Hayattaki her şeyimi motosikletle yapıyordum ama yurtdışına motosikletle gezi yapmayı hiç düşünmemiştim. Hapishanedeki süreçte insanın risk alabilmesinin bile bir özgürlük olduğunu fark ettim ve motosikletle geziler yapmaya karar verdim” diyor.
KİTAP OLACAK
Özbay, yıllardır biriktirdiği deneyimleri ‘Anın içinde rutinin dışında’ adıyla kitaplaştırmaya hazırlanıyor. Özbay önümüzdeki aylarda çıkacak kitabı için, “Yıllardır yolculuklarımı yazıyorum. Ancak paylaşmaya cesaretim yoktu. O kadar çok şey birikti ki artık sepetim doldu, onu paylaşmak ve yenilerini eklemek istiyorum. Motive edici ve gezginlere yönelik uyarıların olacağı bir kitap olacak.”
11 SAAT ARALIKSIZ SÜRÜŞ
İlk gezisine Balkan ülkeleri rotasıyla başlayan Özbay üniversite yaz tatiline girdiğinde 3 aylık gezilere çıkmaya başlamış. İkinci turunda İspanya, Fransa ve Fas’a giden Özbay ardından Gürcistan-Rusya-Moğolistan, İran-Hindistan-Pakistan-Nepal ve son olarak da Afrika turuna çıkmış. İlk seyahatlerini araştırarak ve planlayarak yaptığını söyleyen Özbay bir süre sonra bunu hayat tarzı haline getirmiş. Özbay, “Motosiklet artık benim evim gibi. Sanki orada yaşıyorum. Sibirya’da kalacak yer bulamadığım bir bölgede 11 saat hiç aralıksız motor sürdüğüm oldu” diyor.
“Bu coğrafyalarda hiç korktuğunuz olmadı mı?” diye soruyorum. Özbay, “Dünyanın o kadar da korkulacak bir yer olmadığına ikna oldum sanırım” diyor ve ekliyor: “Deneyimle birlikte kimlerin tehlikeli kimlerin güvenli olduğunu anlayabiliyorum. Kötü insan Avrupa’da da var Pakistan’da da var. Mesela bilinenin aksine İran’da inanılmaz güvenli bir seyahat yaptım.”
YARDIMA İLK KOŞAN SIRTINDA BEBEKLE BİR KADINDI
Motorla olunca insanlar sizi turist gibi değil seyyah gibi görüyor” diyen Özbay şimdiye kadar en çok Moğolistan ve Afrika’dan etkilenmiş. Yaşadıklarını sosyal medyadan paylaşan Özbay’ın Afrika’da çektiği görüntüler CNN Türk’te belgesel olarak yayınlanmış. Özbay Afrika’dan unutamadığı bir anısını şöyle anlatıyor: “Afrika’da bir gün çölde giderken kuma saplandım. İlk koşan sırtında bebeği olan bir kadın oldu. Hiçbir şey yapamayacak olmasına rağmen bana yardım etmeye çalıştı. Sonra bütün halk geldi ve motosikletimi kumdan çıkardılar.
ÇOCUKLARA MEKTUPLAR
Gezilerden biriktirdiğim tek şey toprak parçaları. Her ülkeden toprak parçası topluyorum. Şimdi o topraklarla barışın simgesi olan zeytin ağacı ekmek istiyorum. Bir de dünyanın farklı köşelerine gelecekteki çocuklarıma mektuplar bırakıyorum. Onlara şu andaki durumu yaşamı anlatıyorum. Bazen belli bir yere gömüyorum. Konumunu kendime mesaj atıyorum. Bazen tanıştığım bir aileye veriyorum. Yıllar sonra çocuğum olur ve büyürse o mektuplara belki bir gün ulaşır.
GEZGİN KADIN OLMAK
Bazı coğrafyalarda kadın olarak gezgin olmanın elbette ki dezavantajları var. Örneğin Pakistan’da hiç kadın görmediğim kasabalar oldu. Ama avantajlı noktaları da olduğunu düşünüyorum. Örneğin bir kadın olarak karşındakinde daha çok güven uyandırıyorsun. Tanıştığın aileler evlerine davet ediyor ve o kültürleri daha kolay öğrenebiliyorsun. Genelde otellerde kalıyorum ama yolda tanıştığım ve davet eden olunca onlara mutlaka gidiyorum. Çünkü kültürü ancak öyle öğrenebiliyorsunuz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.