deneme bonusu grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş onwin giriş deneme bonusu veren siteler 2023 giriş onwin grandpashabet grandpashabet

Antalya büyük baskı altında… Sorun büyüyor

Antalya 11.04.2025 - 11:32, Güncelleme: 11.04.2025 - 11:32
 

Antalya büyük baskı altında… Sorun büyüyor

.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya’daki yeraltı suları ile ilgili çarpıcı açıklamada bulundu. Başkan Karancı, şu sözlere yer verdi; “İçme suyu kaynaklarımızın merkez bazında %99'u Antalya geneli ilçelerde dahil edersek yüzde 96'sı yeraltı sularından kaynaklanıyor. Dolayısıyla yeraltı sularımızın beslenmesi çok önemli. Antalya'nın yeraltı suları nereden besleniyor diye baktığımızda Antalya'nın ana içme su kaynağı Kırkgözler'dir. Antalya'nın yaklaşık 25 kilometre kuzey batısında yer alınır. Kırkgözün beslenim alanı da Isparta ve Burdur bölgesindeki karstik kireç taşlarıdır. Dolayısıyla bu bölgelerdeki tabi ağaçlı bizim aslında içme suyu kaynağımız olan Kırkgözün beslenim ağıdır. Özellikle Burdur'daki Kestel'deki büyük düdenler ve çevresindeki düdenler bu bölgede düdenlerin içerisine girer, her gözlerden çıkar. Daha sonra tekrar yer altına girerek düdenlerimizden çıkar. Burada beslenen bölgesinde sıkıntı olduğu için yani bizim asıl besleni mağazamız olan Isparta Burdur bölgesinin de içme suyu problemi var. Bizim kaynağımızda problem olduğu için biz ilerleyen yıllarda içme suyu kaynaklarımızda sıkıntı yaşayacağız. ASAT'ın verilerine göre biz günde yaklaşık Antalya genelinde 1 milyon metreküp yer altından su çekiyoruz. Bu çok ciddi bir rakam. “17 MİLYON TURİST AĞIRLIYORUZ” Sürdürülebilir bir şey değil. Bizim Antalya olarak geçmiş içme suyu projelerine baktığımızda Karacaören 2 barajında su getirme projesi vardı. Bu proje 1996'lara kadar dayanıyor. 2000'li yıllarda daha sonrasında 2020'li yıllarında Antalya İçme Suyunu Karacaören 2 barajından karşılamasıyla ilgili devlet suçlarının hem ihalesi vardı hem de %30'una kadarı tamamlanmıştı. Ama geldiğimiz noktada buranın şu anda ihale aşamasının devam ettiğini İhaleye giren firmalar arasındaki itirazlardan dolayı sürecin uzadığını da biliyoruz. Dolayısıyla Antalya'nın alternatif içme suyu kaynaklarını da mutlaka değerlendirmesi gerekiyor. Neden? Birincisi, Antalya 2.7 milyon nüfusa ulaşarak çok ciddi bir nüfusa sahip. Bu nüfusun üzerine bir de 17 milyon yabancı turist ağırlıyoruz şehrimizde. “CİDDİ BİR BASKI VAR” Bu da çok ciddi bir rakam ve doğal kaynaklarımızın üzerinde, yeraltı sularımızın üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Yer altı suları stratejik öneme sahiptir. Dolayısıyla öncelikle tüketilmesi gereken yüzey sularıdır. Mevzuat da kanunda bunu söyler. Ama biz maalesef yeraltı sularımızı hızlı bir şekilde tüketiyoruz. Alternatif kaynakları şehre kazandırmamız gerekiyor. Birincisi bunlar bitmez tükenmez kaynaklar değildir. İkincisi de ilerleyen dönemlerde kuraklık iklim değişikliğinin getirdiği baskılarda bizim yeraltı sularımız ilerleyen dönemlerde kullanılmaz. Bu yüzden bizim korumamız gerektiğini düşünüyorum. Karacaören 2 barajı ile ilgili şöyle bir soru işareti var. Bu Karacaören 2 barajı yapılırken içme suyu amaçlı yapılmamıştı. Ama burada havza koruma planları yapıldı. Dolayısıyla bu Karacaören 2'nin beslendiği havzanın koruma altında olması ve buradaki kirliliğin bir an önce azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Bunun kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. ACİL ÖNLEM ALINMALI Çünkü kamuoyunda Karacaören 2 barajının da Isparta'nın tekstil ve deri sanayiden dolayı kirlenilmiş olduğunu, balıkçılıklarından dolayı kirlenilmiş olduğunu düşüncesi hakim. Her ne kadar da burada varlık çizgilerinin artık işletilmeden kaldırıldığı söylense de buradaki uyumlu kalitesi, içme suyu kalitesi artma tesisinden geçirerek insan kullanımına uygun olup olmadığını kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. İlgili kurum ve kuruluşların bu noktada verilerini de kamuoyu ile paylaşması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bizim düdenlerimizden besleniyor yeraltı sularımız. Bunu şöyle düşünebilirsiniz, kar sularını ya da yağmur sularını hızlı bir şekilde yeraltı sularımıza geçerek yeraltı sularımızı besleyebildiği gibi, kirletici unsurlarda aynı yolu kullanarak çok hızlı bir şekilde yeraltı suyuna karışabilir. Dolayısıyla bizim özellikle tarım ilaçlarından kaynaklı, seralardan kaynaklı, ve endüstriyel sanayinin gelişmesinden kaynaklı kirletici unsurların da yer altı suyunun o kirletmemesi adına düdenlerimizi korumamız lazım. Düdenlerin mutlak suretle kontrol altına alınması gerekiyor ki yer altı sularımız sağlıklı bir şekilde tüketebilelim. Çünkü yer altı sularında biz herhangi bir işlemden ve arıtmadan geçirmeden şebekeye veriyoruz ve kullanımına sunuyoruz. Buradaki kirleticinin geriye dönüşü de çok mümkün olmayabilir.”
.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya’daki yeraltı suları ile ilgili çarpıcı açıklamada bulundu. Başkan Karancı, şu sözlere yer verdi;

“İçme suyu kaynaklarımızın merkez bazında %99'u Antalya geneli ilçelerde dahil edersek yüzde 96'sı yeraltı sularından kaynaklanıyor. Dolayısıyla yeraltı sularımızın beslenmesi çok önemli. Antalya'nın yeraltı suları nereden besleniyor diye baktığımızda Antalya'nın ana içme su kaynağı Kırkgözler'dir. Antalya'nın yaklaşık 25 kilometre kuzey batısında yer alınır. Kırkgözün beslenim alanı da Isparta ve Burdur bölgesindeki karstik kireç taşlarıdır. Dolayısıyla bu bölgelerdeki tabi ağaçlı bizim aslında içme suyu kaynağımız olan Kırkgözün beslenim ağıdır. Özellikle Burdur'daki Kestel'deki büyük düdenler ve çevresindeki düdenler bu bölgede düdenlerin içerisine girer, her gözlerden çıkar. Daha sonra tekrar yer altına girerek düdenlerimizden çıkar. Burada beslenen bölgesinde sıkıntı olduğu için yani bizim asıl besleni mağazamız olan Isparta Burdur bölgesinin de içme suyu problemi var. Bizim kaynağımızda problem olduğu için biz ilerleyen yıllarda içme suyu kaynaklarımızda sıkıntı yaşayacağız. ASAT'ın verilerine göre biz günde yaklaşık Antalya genelinde 1 milyon metreküp yer altından su çekiyoruz. Bu çok ciddi bir rakam.

“17 MİLYON TURİST AĞIRLIYORUZ”

Sürdürülebilir bir şey değil. Bizim Antalya olarak geçmiş içme suyu projelerine baktığımızda Karacaören 2 barajında su getirme projesi vardı. Bu proje 1996'lara kadar dayanıyor. 2000'li yıllarda daha sonrasında 2020'li yıllarında Antalya İçme Suyunu Karacaören 2 barajından karşılamasıyla ilgili devlet suçlarının hem ihalesi vardı hem de %30'una kadarı tamamlanmıştı. Ama geldiğimiz noktada buranın şu anda ihale aşamasının devam ettiğini İhaleye giren firmalar arasındaki itirazlardan dolayı sürecin uzadığını da biliyoruz. Dolayısıyla Antalya'nın alternatif içme suyu kaynaklarını da mutlaka değerlendirmesi gerekiyor. Neden? Birincisi, Antalya 2.7 milyon nüfusa ulaşarak çok ciddi bir nüfusa sahip. Bu nüfusun üzerine bir de 17 milyon yabancı turist ağırlıyoruz şehrimizde.

“CİDDİ BİR BASKI VAR”

Bu da çok ciddi bir rakam ve doğal kaynaklarımızın üzerinde, yeraltı sularımızın üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturuyor. Yer altı suları stratejik öneme sahiptir. Dolayısıyla öncelikle tüketilmesi gereken yüzey sularıdır. Mevzuat da kanunda bunu söyler. Ama biz maalesef yeraltı sularımızı hızlı bir şekilde tüketiyoruz. Alternatif kaynakları şehre kazandırmamız gerekiyor. Birincisi bunlar bitmez tükenmez kaynaklar değildir. İkincisi de ilerleyen dönemlerde kuraklık iklim değişikliğinin getirdiği baskılarda bizim yeraltı sularımız ilerleyen dönemlerde kullanılmaz. Bu yüzden bizim korumamız gerektiğini düşünüyorum.

Karacaören 2 barajı ile ilgili şöyle bir soru işareti var. Bu Karacaören 2 barajı yapılırken içme suyu amaçlı yapılmamıştı. Ama burada havza koruma planları yapıldı. Dolayısıyla bu Karacaören 2'nin beslendiği havzanın koruma altında olması ve buradaki kirliliğin bir an önce azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor. Bunun kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor.

ACİL ÖNLEM ALINMALI

Çünkü kamuoyunda Karacaören 2 barajının da Isparta'nın tekstil ve deri sanayiden dolayı kirlenilmiş olduğunu, balıkçılıklarından dolayı kirlenilmiş olduğunu düşüncesi hakim. Her ne kadar da burada varlık çizgilerinin artık işletilmeden kaldırıldığı söylense de buradaki uyumlu kalitesi, içme suyu kalitesi artma tesisinden geçirerek insan kullanımına uygun olup olmadığını kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. İlgili kurum ve kuruluşların bu noktada verilerini de kamuoyu ile paylaşması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bizim düdenlerimizden besleniyor yeraltı sularımız. Bunu şöyle düşünebilirsiniz, kar sularını ya da yağmur sularını hızlı bir şekilde yeraltı sularımıza geçerek yeraltı sularımızı besleyebildiği gibi, kirletici unsurlarda aynı yolu kullanarak çok hızlı bir şekilde yeraltı suyuna karışabilir. Dolayısıyla bizim özellikle tarım ilaçlarından kaynaklı, seralardan kaynaklı, ve endüstriyel sanayinin gelişmesinden kaynaklı kirletici unsurların da yer altı suyunun o kirletmemesi adına düdenlerimizi korumamız lazım. Düdenlerin mutlak suretle kontrol altına alınması gerekiyor ki yer altı sularımız sağlıklı bir şekilde tüketebilelim. Çünkü yer altı sularında biz herhangi bir işlemden ve arıtmadan geçirmeden şebekeye veriyoruz ve kullanımına sunuyoruz. Buradaki kirleticinin geriye dönüşü de çok mümkün olmayabilir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kureselakdeniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.