Oda Dolusu Küfür Ateşlidir
Genel
19.04.2022 - 12:09, Güncelleme:
19.04.2022 - 12:09
Oda Dolusu Küfür Ateşlidir
Burak Yetişmez
Sonlu bir boşluk hissinden doğan sonsuz rehavet, nihayete erme politikasını gütmeden tek bir gece geçirmez. Acı geçirmez sanılan tüm kalkanlar kalktıktan sonra çekilmez olan acılar belirli saatten sonra, pek çok bekleyiş gibi pek aşina olunan pek çok sanıdan doğar. Sanırımlı tüm sanrılar bol kefeden bekleyişin soğuk duraklarından geçer.
Alışırsak diye masada beklettiğimiz son şarap içildiğinden beri cahil kalındığına ne zaman ikna olacağının belirsizliği kadar, adına her ne dediğimiz eksik hislerle bir baştan bir başa yürümek anlamsızlaşır.
Taze mevta bekleyen gassal, harabiyet yemininden sonra, yüzleştiği her yeni yüze yeniden aşık olur mu?
Doğru cevabın sorusunu bulamayacak eksik soruların devamına geçmeden önce, evveliyet risalesinde nedensellik kavuğunu başlarda dolaştırmalı.
Uyku ve uyanıklık arasında gelen o hemen ölme ayaklanmasını bastırmak için tüm yaşam belirtilerini sipere dayamak lazımdı. Tüm lazımlıklar eski bir şiirde tüketilmişti, fakat resmiyet kazanan yenilgilerin ardından aynı şarkı söylenmezdi, zira hayat önceliğini yitirdiğinden beri bekçilik, normal sürecini tamamlamış olmalıydı.
Tüm beklenti rastgeleliğinde sürüp giden öyle bir şey olmalıydı ki, uç uça ertelendikçe yaklaştırsın ikiden büyük dörtten küçük tüm mukaddesleri.
Aynı arzuları yineleyerek önümüze seren ve bunu her defasında yeniymiş gibi yutturmaya çalışan gönüllere de aşk olsundu.
Pırıl pırıl gelecek beklentisini karşılayamayacaksak ne diye dünyanın mahrem yerlerinden atıldık dünyaya?
İki efelik yapıp, yarılmayan karın boşluğumuz nerelere kadar battı çamurun içine kim bilir ve kim bilecekse hemen söylesin beklentisi içinde içsel bir matem kaygısı abdallaştıracak.
Seviye yetersizliği kavruk tene,
Ten aidiyet boşluğundan sığınacak limanlara,
Liman ne olduğu belirsiz yolcululara,
Yolcu kokusuz yollara,
Yol çıkışı belirsiz olan patikalara,
Patika yollarına altından taşlara,
Taşlar taşlamak için şeytana,
Şeytan şeyden türeyen tüm Tanrılara dönüşecekse diye geceye bekçi olmaya değer miydi?
Olsun, hem tüm olacaklar güzel olmasaydı
Ne
Diye
Güzel olacaktı
Bu kadar?
Başta söylenecekler sonda söylenmedi diye, öncelik sonralık tutarsızlığını elleştirmenin anlamında boğulmadan, nezaket gösterisi olarak hiçbir güzel söz atfedilmemeli.
Ne olur ne olmaz diye, anlam karması yaratmanın tam zamanı. Şöyle ki;
“Perdeler kalktığından damadını öpen gelin, gerdanında yeni bir sevincin tohumlarını taşırken cinsiyetsiz özlem, yenilik tutkusunu bir küfür kadar büyükçe ateşli bir bakışta gizler.”
Not1; Ateş kudretlidir.
Not2; Kudret arzudadır.
Not3(ve son);Arzu ateştir.
Burak Yetişmez
Sonlu bir boşluk hissinden doğan sonsuz rehavet, nihayete erme politikasını gütmeden tek bir gece geçirmez. Acı geçirmez sanılan tüm kalkanlar kalktıktan sonra çekilmez olan acılar belirli saatten sonra, pek çok bekleyiş gibi pek aşina olunan pek çok sanıdan doğar. Sanırımlı tüm sanrılar bol kefeden bekleyişin soğuk duraklarından geçer.
Alışırsak diye masada beklettiğimiz son şarap içildiğinden beri cahil kalındığına ne zaman ikna olacağının belirsizliği kadar, adına her ne dediğimiz eksik hislerle bir baştan bir başa yürümek anlamsızlaşır.
Taze mevta bekleyen gassal, harabiyet yemininden sonra, yüzleştiği her yeni yüze yeniden aşık olur mu?
Doğru cevabın sorusunu bulamayacak eksik soruların devamına geçmeden önce, evveliyet risalesinde nedensellik kavuğunu başlarda dolaştırmalı.
Uyku ve uyanıklık arasında gelen o hemen ölme ayaklanmasını bastırmak için tüm yaşam belirtilerini sipere dayamak lazımdı. Tüm lazımlıklar eski bir şiirde tüketilmişti, fakat resmiyet kazanan yenilgilerin ardından aynı şarkı söylenmezdi, zira hayat önceliğini yitirdiğinden beri bekçilik, normal sürecini tamamlamış olmalıydı.
Tüm beklenti rastgeleliğinde sürüp giden öyle bir şey olmalıydı ki, uç uça ertelendikçe yaklaştırsın ikiden büyük dörtten küçük tüm mukaddesleri.
Aynı arzuları yineleyerek önümüze seren ve bunu her defasında yeniymiş gibi yutturmaya çalışan gönüllere de aşk olsundu.
Pırıl pırıl gelecek beklentisini karşılayamayacaksak ne diye dünyanın mahrem yerlerinden atıldık dünyaya?
İki efelik yapıp, yarılmayan karın boşluğumuz nerelere kadar battı çamurun içine kim bilir ve kim bilecekse hemen söylesin beklentisi içinde içsel bir matem kaygısı abdallaştıracak.
Seviye yetersizliği kavruk tene,
Ten aidiyet boşluğundan sığınacak limanlara,
Liman ne olduğu belirsiz yolcululara,
Yolcu kokusuz yollara,
Yol çıkışı belirsiz olan patikalara,
Patika yollarına altından taşlara,
Taşlar taşlamak için şeytana,
Şeytan şeyden türeyen tüm Tanrılara dönüşecekse diye geceye bekçi olmaya değer miydi?
Olsun, hem tüm olacaklar güzel olmasaydı
Ne
Diye
Güzel olacaktı
Bu kadar?
Başta söylenecekler sonda söylenmedi diye, öncelik sonralık tutarsızlığını elleştirmenin anlamında boğulmadan, nezaket gösterisi olarak hiçbir güzel söz atfedilmemeli.
Ne olur ne olmaz diye, anlam karması yaratmanın tam zamanı. Şöyle ki;
“Perdeler kalktığından damadını öpen gelin, gerdanında yeni bir sevincin tohumlarını taşırken cinsiyetsiz özlem, yenilik tutkusunu bir küfür kadar büyükçe ateşli bir bakışta gizler.”
Not1; Ateş kudretlidir.
Not2; Kudret arzudadır.
Not3(ve son);Arzu ateştir.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.