Richard Moore’ın Kayseri Sevdası ve Oltasına Takılan Sazanlar Çantada Keklik mi?
Genel
16.03.2022 - 10:32, Güncelleme:
16.03.2022 - 10:32
Richard Moore’ın Kayseri Sevdası ve Oltasına Takılan Sazanlar Çantada Keklik mi?
Ömür Çelikdönmez yazdı.
15 Temmuz kanlı darbe girişiminden birkaç ay sonra Kayseri'de Abdullah Gül ismiyle bir müze açıldı.
Abdullah Gül Üniversitesi Sümer Yerleşkesi içinde yapımı tamamlanan Kayseri Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi eski Sümer Bez Fabrikasının enerji ve buhar bölümünde hizmete girdi.
Müzenin açılışına Aydın Doğan, Hüsamettin Özkan, Ertuğrul Özkök, Murat Yetkin, Ahmet Davutoğlu, Hüseyin Çelik, Ali Babacan, Haşim Kılıç ve İngiltere Büyükelçisi Richard Peter Moore gelmişti.
Moore'nin darbe sonrası Kayseri'ye üçüncü gelişiydi.
İngilizler, 2008’de Abdullah Gül'ü “Büyük Şövalye nişanı” ile ödüllendirdi. 2010 yılında da Gül’e, İngiliz derin devletinin "Chatham House" ödülünü verdiler. İngilizlerin Anadolu'yu işgalinin yıldönümünde hem de! Ancak müzenin resmi açılışı Aralık 2016’da yapıldı. Abdullah Gül’ün, Buckingham Sarayı ile yakınlığı birçok habere konu olmuştu. İngilizlerin Kayseri ilgisinin odağındaki ismin Abdullah Gül olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Bir başka isim de M. Rifat Hisarcıklıoğlu. 24.11.2011’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İngiltere’ye yaptığı resmi ziyarette, heyette bulunan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Prens Charles ile görüşmüştü.
Aslen Kayserili olan Hisarcıklıoğlu, İngiliz İstihbarat servisi MI6'nın başı Richard Peter Moore’ın bir başka yakın dostu DEVA Partisi Genel Başkanı, AK Parti kaçgını Ali Babacan gibi Ankara TED Koleji mezunu.
İngiliz istihbaratının merkez üssü Kayseri mi?
Richard Moore’ın Kayseri sevdası anlaşılacak gibi değil. İnsan sormadan edemiyor; “Orta Anadolu’nun bu kadim kentinde ne buluyordu?”
“Pastırması için geliyordu!..” demek pek akıllıca değil.
Demek ki hatırı sayılır dostları Kayserili. 28 Ocak 2016’da Kayseri’yi ziyaret eden İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore; Türkiye ile İngiltere arasında güçlü ticari ilişkiler olduğunu dile getirmiş, "Yakın tarihte Kayseri`ye fahri konsolos atamak istiyoruz. Burada fahri konsolosumuzun bulunması Kayseri ile İngiltere arasındaki ilişkilere katkı verecek" demişti.
Yine bu toplantı sonrasında Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın İngiltere’nin Kayseri Fahri Konsolosu olarak görevlendirildiği ortaya çıkmıştı. Büyükelçi Richard Moore, Kayseri'ye ilk 1990 yılında gelmiş. Demek ki olta çok önceden atılmış.
Richard Moore’ın halen İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın başında bulunması, bu kente verdiği önemi gösteriyor. Acaba İngiliz istihbaratının merkez üssü Kayseri olabilir mi?
Kayseri’nin etnik yapısı?
Baştan belirtelim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölünmez bir bütündür. TC Anayasası karşısında tüm vatandaşlar eşit haklara sahiptir. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. TC Kimlik Kartı taşıyan her birey, inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşıdır. Zaten 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu kapsamında “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde…” tanımı getirilerek, ayrımcılığın önü kesilmiştir.
Bu yazıya konu olan bilgiler, açık kaynaklardan derlenmiştir.
1980 öncesi Türkiye’de terör ortamında Alevi- Sünni çatışmasını kimler körüklemişti? “Barış Gönüllüsü” adı altında memleketi karış karış gezenler, Anadolu’nun tarihi coğrafyasında yerleşik farklı etnisiteye mensup toplulukların ve farklı inanç gruplarının haritasını çıkardılar.
Bu nedenle hiçbir yabancı; sütten çıkmış ak kaşık sayılmaz. Bu konuda saf salak olmaya gerek yok. Sonuçta milli güvenlik diye bir şey var. Şimdi açık istihbarat diyorlar. Üniversitelere basıyorsunuz parayı size istediğiniz araştırmayı yapıp getiriyorlar, buna da bir kılıf bulmuşlar akademik çalışma, bilimsel faaliyet. Yerseniz?
Moore, Türkiye’ye 1989 yılında ilk geldiğinde yaşı 26’ymış. Türkçe öğrenmek için geldiğini söylüyor. Yani ilk geldiğinde stajyer istihbarat elamanı. 1 sene sonra da çalışmaya başladığı Dışişleri Bakanlığında Ankara Büyükelçiliğinde göreve getiriliyor. 1990’da Ankara Büyükelçiliğinde basın ataşeliği görevinin ardından başarılı olmuş olacak ki, İstanbul Başkonsolosluğuna atanıyor. Görev aynı. İki yıl çalışıyor. Hatta kızı İstanbul’da doğuyor. İngiliz istihbaratının başındaki ismin, 30 yıl öncesinden Kayseri’ye demir atmasının bir nedeni olmalı.
Acaba kimleri devşirdi?
Geldikçe gittikçe hangi çalışmaları yaptı? Ah Türk İstihbarat birimlerinin tuttukları raporların dili olsa da konuşsa!
Etnisite açısından bakıldığında Kayseri, “Nuhun Sefinesi” gibi. Kimler yok ki?
Şehirde Doğu Türkistanlı hatırı sayılır bir nüfus yaşıyor. Başkaları da var. Varsak Türkmenleri, Halaç Türkleri, Ahıska Türkleri, Yörükler, Karapapak Türkleri, Türkmen Alevileri, Yerli Türkler, Erzurum Oltu ve Horasan Göçmeni Türkmenler, Kars Göçmeni Türkmenler, Bulgaristan ve Yunanistan Göçmeni Türkler.
Yani Kayseri'de birçok Türk halkı bir arada yaşıyor. Kentte çok sayıda Kafkas Göçmeni nüfus da var. Bunların en kalabalık olanı Çerkezlerden oluşuyor. Çerkez nüfusu genellikle Kabardey. Bu nüfus genellikle Kayseri'nin kuzeydoğu kısmında toplanmışlar. En kalabalık Çerkez nüfusunun toplandığı ilçe Pınarbaşı. Diğer ilçelerde pek fazla Çerkez nüfusu yok gibi. Çerkes nüfusu kadar olmasa da az sayıda Abhaz yerleşimi de mevcut. Karapapak Türkleri ve Ahıska Türkleri de Kafkas Göçmeni. Ancak Ahıska Türkleri; Türkiye içi göç ile Artvin ilinden buraya gelmişler.
İngilizler Kayseri’den ne alıyor?
Tüm bu bilgileri neden yazdım. Herhalde dönemin koskoca İngiltere Büyükelçisi Richard Moore; “Yekte yavrum yekte Pastırmalar denkte” diye seke seke Kayseri’ye mantı veya Develi cıvıklısı yemeye gelmiyordu değil mi?
Zaten profil resmine bakıldığında pek öyle hamur işlerini seven birisine benzemediği anlaşılıyor. Paranın kokusu olabilir mi?
İngiliz sanayisinin vazgeçilmez kalemlerinin tedarikçisi Kayseri olabilir mi? Çünkü Brexit sonrası Avrupa Birliği ile köprüleri atan Londra, tedarik zincirinde önemli bir halka olan Kayseri’yi es geçmek istemiyor.
16. ve 17. yüzyıl Türkiye'den İngiltere'ye ihraç edilen mallara ait listenin ilk sırasında Ağırnas'ta dokunan kumaşlar yer almaktaydı. Yine 19. Yüzyılda Kayseri’de Üretilen kumaş boyası cehrinin büyük kısmı İngiltere tekstil endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ihraç emtiası arasındaydı. Acaba günümüzde İngiliz endüstrisinin hangi hammaddesi Kayseri’den ihraç ediliyor?
Kayseri’de bulunan önemli yeraltı kaynakları; Altın, Demir, Krom, Kurşun-Çinko, Manganez, Doğaltaş, Pomza Kireçtaşı, Tuğla-Kiremit Hammaddesi, Kaolen, Diyatomit, Turba, Kömür, Jeotermal Kaynak, Maden Suyu /Memba Suyu, Karbondioksit’dir.
2015 yılı Kayseri’nin İngiltere’ye ihracatı 39.669.274$ -2015 yılı İngiltere’nin Kayseri’ye ihracatı 5.460.276$ civarında Krom Cevheri satılıyor. Krom yeryüzünde nispeten az mevcut olan bir metaldir. İngiliz demir çelik sanayisinin vazgeçilmez hammaddesidir. Krom en başta demiri sertleştirmekte kullanılır. Krom-demir alaşımı çok sert olduğundan eğe gibi aşındırıcı âletlerin yapımında işe yarar. Krom-nikel alaşımının katıldığı demir ise çok dayanıklı ve esnek bir çelik verir. Bunlardan çeşitli makine parçaları, zırhlar, köprüler, elektrik dirençleri yapılır. Türkiye, 2 milyon ton krom ihraç ediyor. Ancak ayrıştırma merkezi bulunmadığı için cevherindeki platin bedavaya veriliyor. Maden zengini olmamıza rağmen bu potansiyeli ekonomiye kazandıramadığımızın en son örneği kromda ortaya çıktı. İhmalin yıllık faturası ise 15 ton altına denk. Bu da 40 milyon dolarlık gelir kaybı demek. Oysa aynı tutarda bir yatırımla bu iki değerli madeni ayrıştırmak mümkün.
2020 yılı verilerine göre Türkiye, İngiltere'ye ilk 11 ayda 10 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, İngiltere, 2002'den bu yılın ağustos ayına kadar Türkiye'ye en çok uluslararası doğrudan yatırım yapan 3'üncü ülke konumunda yer alıyor. Türkiye'de 3 bin 227 İngiliz sermayeli şirket bulunuyor.
Ayrıca Kayseri Şeker fabrikasının mali denetimi, İngiltere kökenli bir firma, “Deloitte” tarafından yapılıyor. Deloitte, denetim firmasını kuran William Welch Deloitte bir İngiliz muhasebeciydi ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde Deloitte Touche Tohmatsu ve Birleşik Krallık'ta Coopers & Lybrand Deloitte olan profesyonel hizmetler firmasının kurucusuydu. 140'a yakın ülkede, 700 ofiste, çalışmakta olan 150,000 personeli ile dünyanın en büyük muhasebe, denetim, vergi ve yönetim danışmanlığı hizmeti sunan uluslararası firmalarından birisidir. Pricewaterhouse Coopers, Ernst & Young, KPMG ile birlikte Büyük Dörtlü firmasından biri olarak kabul ediliyor. Türkiye'de 1986 yılında çalışmalarına başlayan Deloitte, bugün İstanbul ve Ankara'da konularına göre faaliyet gösteren aşağıdaki üç şirket yaklaşık 900 kişilik kadrosu var.
Bir önceki İngiltere Büyükelçisi Richard Moore Kayseri’ye olta atmıştı…
Ocak 2014 ile Aralık 2017 arasında İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan Moore, o dönemde Hisarcıklıoğlu’nun da etkisiyle Kayseri-İngiltere ilişkilerini güçlendirmek için çaba göstermişti. 30.07.2016’da dönemin İngiltere Büyükelçisi Richard Moore; Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ile birlikte konuşmuştu.
İngiltere Büyükelçisi Richard Moore ise Kayseri’de bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bence Kayseri Türkiye’nin kalbidir. Türkiye’ye ilk olarak 90’larda geldim. O zaman da Kayseri çok önemli bir kentti. Fakat 2016 yılındaki Kayseri’ye bakacak olursak inanılmaz gelişmiş, sanayileşmiş bir kent görüyoruz. Bu kent Türkiye’nin ekonomisinde büyük rol oynuyor. Tabii ki Kayseri’de çok başarılı ihracat eden işadamları var. Bu nedenle benim için buraya gelmek çok önemli” falan demişti.
Kayseri’de kaç İngiliz vatandaşı var ki Fahri Konsolos atıyorlar?
2016 yılında birçok kez Kayseri’ye gelen Moore, bağevinde konuk olarak yakın ilgi gösterdiği dönemin Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ı İngiltere fahri konsolosu olarak ataması, Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi açılış törenine katılmasıyla da dikkat çekmişti. İngiliz elçinin o dönem sürekli Kayseri’ye gelmesi yerel basının dikkatinden kaçmadı. Herkes “Bu elçi, neden buraya gelip duruyor” diye soruyordu.
Hatta, Abdullah Gül’ün misafiri olduğu ama buna rağmen Kayseri’de bir bağ evi kiralamış olabileceği bile yazıldı. Defalarca kente gelen Moore, bir ziyaretini gizli yapmıştı. Ve 3 gün bir bağ evinde kalmıştı. Rıfat Hisarcıklıoğlu ile gittiği ve hiçbir resmi kuruma bildirmediği gizli ziyaretinde önce Çevreyolu üzerinde FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen bir butik otelde gizli görüşmeler yapmış, ardından FETÖ davalarını izlemiş… Moore, bu davalara o kadar önem vermiş ki, başka başka zamanlarda büyükelçilik yetkililerini defalarca kentteki FETÖ davalarını izlemek için Kayseri’ye göndermiş.
Elçi, o görüşmeleri yaparken nerede kalmış dersiniz?
Kayseri basını yazıyor; Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın bağ evinde.
Moore da Hiçyılmaz’a, İngiliz Fahri Konsolos Beratı vermiş. Dönemin Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, İngiltere fahri konsolosu oluşuyla ilgili kamuoyunun tepkilerine karşı bir değerlendirmesinde şunları söylemişti: “Bu iş öyle hemen yapalım denilince olacak birşey değil. Bundan 1,5 yıl önce Valiliğe Büyükelçilikten yazmışlar, bana da 'sen İngiltere'de eğitim görmüş birisin yapar mısın?' diye sordular ‘olur’ dedim. Devletimizin de yaptığı, onların da yaptığı 1.5 yıllık bir inceleme araştırmadan sonra kabul edildi.
Ben İngiltere Büyükelçisi'nin Kayseri ziyaretinde benim Fahri Konsolosluğumu açıklayacağını da bilmiyordum. Rıfat Hisarcıklıoğlu beyle daha önceden planlanmış Kayseri programı olduğu için, 15 Temmuz olaylarının da üzerinden 10 gün gibi bir süre geçmişti, gelmeyin demek konumunda değildim.
Gelmeyin deyip sanki olağanüstü bir durum devam ediyormuş gibi bir durum oluşturmakta doğru olmazdı.
15 Temmuz sonrası ülkemizin dünya kamuoyuna anlatılmaya çalışıldığı bir dönemde biz de ülkemizi anlattık. Türkiye'den İngiltere'ye yapılan ihracatta Kayseri'nin oranını artırabilirsek katkı sağlamış oluruz.
Fahri Konsolosluk belgemi de henüz almadım. Konsolos olarak atandım diye de herhangi bir dokunulmazlığa bürünüyor değilim."
Moore’un Kayseri’ye karşı özel bir ilgisi vardı. Şimdi olmadığı söylenemez. Özellikle 15 Temmuz öncesi ve sonrası defalarca Kayseri’ye gitmişti.
Hatta bir ziyareti sırf Abdullah Gül için yaptı. Memleketlisi Hulusi Akar’la birlikte yaklaşık 40 yıl önce Londra’da beraber olan Abdullah Gül için kentte bir sergi açılmış, tek büyükelçi olarak sergiye Moore katılmıştı. Peki Moore’un yanında başka kimler vardı dersiniz?
Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Rıfat Hisarcıklıoğlu, Aydın Doğan, Haşim Kılıç, Cemil Çiçek, Hüseyin Çelik. Yani AK Parti muhalifleri ve muhalif zenginler. Bu görüşmenin ardından Hiçyılmaz gözaltına alınmış, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış.
Ziyaret kendisine sorulmuş ama bütün Kayseri’nin bildiği ziyaretle ilgili Hiçyılmaz, “Haberim yok” demişti. Hiçyılmaz’ın bir özelliği daha var. Kendisi FETÖ’den yıllarca yargılanıyor ancak “delil yetersizliğinden beraat” ediyor. Kayseri basınında; “MI6 adıyla da bilinen İngiltere Gizli İstihbarat Servisi SIS'in başkanlığına Kayseri ile yakından ilgilenen, Kayserili hemşehrimiz TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yakın dostu İngiltere’nin eski Türkiye Büyükelçisi Richard Moore getirildi.
Ocak 2014 ile Aralık 2017 arasında İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan Moore o dönemde Hisarcıklıoğlu’nun da etkisiyle Kayseri-İngiltere ilişkilerini güçlendirmek için çaba göstermişti.” gibi haber yorumlar yer almıştı.
FETÖ korkusu, neden dokunulmazlığa bürünme konusu?
Bir televizyon programında konuşan Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri’den siyasiler ve iş adamları ile Pensilvanya'ya gittiklerini itiraf etmişti. Paralel yapılanma operasyonlarında yine Kayseri Ticaret Odası'ndan Meclis Başkanı Mehmet Filiz ve İsmail Tuna gözaltına alınmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında İngiliz Büyükelçi Richard Moore‘ın Kayseri’ye gezmeye gelmesi, Kayseri yerel basınının dikkatini çekmişti. Moore, 2 gece kaldığı Kayseri’de iki akşam yemeği ve iki sabah kahvaltısını Mahmut Hiçyılmaz’ın bağ evinde yapmıştı.
Mahmut Hiçyılmaz başarılı bir iş insanı. Hali vakti yerinde. Paraya pula muhtaç değil! O tarihte Kayseri Ticaret Odası Başkanlığını yürütüyor. Ancak ne hikmetse “paralel devlet yapılanması FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklık” suçlaması ile 26/08/2016’da Kayseri'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 65 kişi arasında onunda ismi geçmişti.
Daha sonra bazı siyasilerin araya girmesi ile KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın da aralarında bulunduğu 20 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Kayseri’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz sanık Kayseri Ticaret Odası eski Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın yargılandığı davada savcı, Hiçyılmaz’ın, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 5 ila 15 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.
Kayseri’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 71 işadamı hakkında hazırlanan 316 sayfalık iddianameli dava 6 Haziran 2017’de başlamış, sanık sayısı 71’den 69’a düşmüş, daha sonra mahkeme heyeti bir kısım sanıkların dosyalarının tefrik edilerek, sanıkların tek tek yargılanmalarına karar vermişti.
27 Eylül 2017’de AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın bulunduğu 17'si tutuklu 53'ü tutuksuz 70 sanığın yargılandığı davanın ikinci gününde savunmaların alınmasına devam edilmiş, AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz, geçmiş dönemde bu yapıyla birlikte olmaktan çok pişmanlık duyduğunu söylemişti.
MHP Kayseri eski Milletvekili Hasan Ali Kilci ise üst düzey bir AK Parti yöneticisinin, “FETÖ'den suçlanan kişileri adliyeden kurtardığını” ileri sürmüştü. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri eski Milletvekili ve Ticaret Odası eski Başkanı Hasan Ali Kilci, sonraki açıklamalarında, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın da aralarında bulunduğu bazı iş adamlarının FETÖ davasından yargılanacakları günün öncesinde Kayseri Adliyesi'ni ziyaret etmesi ve bu ziyaretin ardından yaşanan tartışmalara gönderme yapmıştı.
AK Partili Şamil Tayyar’ın ortaya attığı “Gaziantep’te FETÖ borsası kuruldu” iddialarına Mustafa Elitaş sert tepki göstermişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “FETÖ borsası” iddialarıyla ilgili; “Elitaş’a sorsunlar. Dönüp bir de Kayseri’ye bakmak lazım” demişti. Elitaş, “Sayın Kılıçdaroğlu eğer beni de bu borsanın içinde biri olarak gösteriyorsa, onunla ilgili mahkemede hesaplaşmamız gerekir.” demişti.
Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ve bazı iş adamlarının FETÖ operasyonunda gözaltına alındığı günlerde, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, Kayseri Adliyesi’ne resmi plakalı aracı ile gitmesi ülke gündeminde büyük tepki toplamıştı. Kayseri Ticaret Odası önceki dönem Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, yargılandığı FETÖ davasında delil yetersizliğinden dolayı beraat etti. Hiçyılmaz’ın FETÖ davalarından dolayı yargılanması Ticaret Odası seçimlerine damga vurmuştu. Seçimlerde aday olan Hiçyılmaz’a, FETÖ’cü suçlamaları yapılmıştı. 10.10.2018’de Kayseri Ticaret Odası (KTO) eski Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz yargılandığı mahkemede son kez hâkim karşısına çıkmış, 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda Hiçyılmaz'ın “delil yetersizliğinden beraatına” karar vermişti. Davası muhtemelen Yargıtay’da görülmeyi bekliyor.
Kim Bu Mahmut Hiçyılmaz?
1957 Kayseri Hacıvelet Mahallesi doğumlu olan Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri TED Koleji mezunu. Ne varsa bu TED Kolejinde?
1976 yılında Yükseköğrenimini yapmak üzere İngiltere’ye giden Hiçyılmaz, İngiltere macerasını kendisi şöyle anlatıyor:
“Kolejden sonra girmiş olduğum sınavda İstanbul İktisat Fakültesi’ni kazandım ancak 1975 yılında mezun oldum. 1976 yılına üniversite sınavını kazandım. Ancak bu zaman zarfı 80 ihtilaline giden yolda anarşik olayların başladığı yıllardı.
O dönem benden birkaç yaş büyük bir abim İngiltere de okuyordu. Aynı zamanda bağ komşusuyduk. İsmi Nazım’dı. Halıcılık yaparlardı. Bağ ortamında akşamları birlikte otururuz, birlikte gider gelirdik. Nazım ağabey de beni çok severdi.
Üniversiteyi kazanmış olmama rağmen anarşik olaylardan dolayı ve İngiltere’nin çok önemli bir üniversite potansiyelinin olmasından dolayı seni İngiltere’ye götüreyim dedi. Ben de ağabey İktisat Fakültesi’ni kazandım, Türkiye’de okumak istiyorum dedim. Daha sonra babamla konuştuk. Babam ve annem çok ileri görüşlü bir insandı. Babam olabileceğini söyledi.
Daha sonra Nazım Ağabey işlemleri tamamladı, beni İngiltere’ye götürdü.” Nitekim yıllar sonra yaptığı bir konuşmada Hiçyılmaz, “O yıllarda Türkiye şartlarında okumak zordu. İngiltere'ye gitmiş olmak her insana nasip olmazdı.” demişti.
1976 yılında Yükseköğrenimini yapmak üzere İngiltere'ye giden Hiçyılmaz, Manchester Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden başarıyla mezun olduktan sonra memleketine dönmüştür. The Victoria University of Manchester 1851 yılında, erkek öğrencilere laik eğitim vermesi amacıyla tekstil tüccarı John Owens tarafından Owens College olarak kurulmuştur.
1980 yılında Kayseri'nin köklü kuruluşlarından Birlik Mensucat Fabrikasında tekstil mühendisi olarak kariyerine başlayan Hiçyılmaz, 1984 yılında askerlik dönüşü, 50 yıllık baba mesleği olan, demir-çelik sektöründe ticarete başlar. Halen Kayseri O.S.B.’de bulunan işyerinde aynı faaliyetine devam ettiriyor. Kayseri'de bulunan çeşitli vakıf ve derneklerde görev alan Hiçyılmaz, Kayseri Ticaret Odası’nda iki dönem meclis üyeliği ve TOBB'da Ticaret Odaları Konseyi Üyeliği, bir dönem Melikgazi Belediyesi Meclis Üyeliği, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği, Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyon Başkanlığı yapmıştır.
Hiçyılmaz, TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkan Yardımcılığı ve Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuş. Kayseri Teknopark A.Ş. Yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra, 26 Ağustos 2014 tarihinden itibaren de TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi. Uluslararası birçok organizasyonda görev alan Mahmut Hiçyılmaz, iyi derecede İngilizce biliyor.
CFR Council on Foreign Relations - Dış İlişkiler Konseyi Türkiye Üyeleri…
Gazeteci/yazar Banu Avar’ın Abdullah Gül ile ilgili bir anısı aktaralım. “Banu Avar’la Konuşma” kitabında özetle şunları söylüyor:
“1994’te İngiltere’de 8 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye dönmüştüm. Bana, ‘BBC’nin Türkiye’nin haber koordinatörü’ olmayı teklif ettiler. 1994’ün Şubat ayında BBC’nin programcılarından Nick Gowing’in editöründen bir telefon geldi.
O zaman Türkiye’de Refah Partisi fırtınası esiyordu. ‘Refah Partisi’yle ilgili bir bölüm yapacağız, bize birkaç röportaj ayarlar mısın’ dediler. Tabii ilk aklıma gelen isim Necmettin Erbakan’dı. ‘Röportaj alabilirim sanırım! Hemen başlayayım çalışmalara…’ dedim. Telefondaki ses ‘Onu istemiyoruz’ dedi. ‘Kimi istiyorsunuz’ dedim, ‘Erbakan’ın yardımcılarından Abdullah Gül’ü istiyoruz’ diye cevapladı. O zaman Abdullah Gül’ü tanıyan yok! Röportaj istedikleri diğer isim Fehmi Koru idi.
Randevuları aldım, geldiler, röportaj yapıp gittiler. Bir hafta geçti geçmedi, Avustralya’nın en büyük televizyonu ABC birebir aynı konuşmayı yaptı benimle. Amerika’dan PBS arıyor yine birebir aynı konuşmayı yapıyoruz. Bu tesadüf olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Türkiye’nin siyasi tarihine damga vurmuş Demirel’in, Ecevit’in, Baykal’ın nerelerde eğitildiklerine bakın… Eğitimlerinde Rockefeller, Eisenhower ve Ford Vakfı’nın burslarıyla karşılaşırsınız. Türkiye siyasi tarihi içinde yer alan liderlerin büyük çoğunluğu dışarıdan belirlenmiş kişilerdir. Adamlar durup dururken neden size burs verip, oralara götürüyor. Mesela Exeter Üniversitesi. İngiltere’deki tek ‘Kürt Araştırma Enstitüsü’ olan üniversite. Abdullah Gül ve Fehmi Koru orada eğitim alıyor. Sonuçta CFR ya da benim ‘Küresel Çete’ olarak adlandırdıklarım hedeflerini açıkça dile getiriyorlar. Diyorlar ki: ‘Her ülkede kendi yanımızda yer alacak adamlar yetiştirmek zorundayız’.
CFR The Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi 1921'de New York'ta kuruluyor. Kurucusu David Rockefeller'dir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 24 Eylül 2010’da ’de New York’da CFR (Dış İlişkiler Konseyi) adlı örgütün yuvarlak masasındaydı.
Ve bu gizli, masonik, ‘dünyayı işgal’ amacı güden Siyonist oluşumun toplantılarına 3. kez katıldı. Dünyaya yön veren gizli örgütlerin en tepesinde CFR var. Yani Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations.) 1997'de katıldığı toplantıda CFR’nin konusu Refah Partisi idi. Bu toplantı sonrası Refah Partisi içinden AKP doğacaktı. Nisan 2001'de Abdullah Gül yine masonik / Siyonist örgütün masasındaydı. 9 yıl sonra Abdullah Gül, Türkiye’nin ‘tarihi virajında’ yine CFR (Council on Foreign Relations) Dış İlişkiler Konseyi masasına oturdu. Görüşmeler GİZLİ olduğu için, toplantı konusu hakkında Türk milletine bir açıklama yapılmadı.
Cumhurbaşkanı Gül, son CFR toplantısından sonra mesajı verdi: ‘Herşey Ankara’dan yönetilemez!’di. Kasım 2011’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya’da ABD’nin en büyük sivil (!) kuruluşu “Council on Foreign Relations” (Dış İlişkiler Komisyonu) üyeleriyle içeriği de açıklanmayan bir toplantı yapmıştı. Sonraki yıllardaTürkiye'den Ahmet Davutoğlu ve Suudi Arabistan'dan Enver El-Eşki CFR'de onur konuğu olarak ağırlanmışlardı.
Son söz Nihal Atsız’ın:
Dilek yolunda ölmek Türklere olmaz tasa,
Türk’e boyun eğdirir yalnız türeyle yasa;
Yedi ordu birleşip kaşımızda parlasa
Onu kanla söndürür parçalarız, yeneriz.
Biz Turfanı yarattık uyku uyurken Batı
Nuh doğmadan kişnedi ordularımızın atı.
Sorsan şöyle diyecek gök denilen şu çatı:
Türk gücü bir yıldırım, Türk bilgisi bir deniz.
Delinse yer, çökse gök,yansa, kül olsa dört yan,
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan,
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz...
Ömür Çelikdönmez yazdı.
15 Temmuz kanlı darbe girişiminden birkaç ay sonra Kayseri'de Abdullah Gül ismiyle bir müze açıldı.
Abdullah Gül Üniversitesi Sümer Yerleşkesi içinde yapımı tamamlanan Kayseri Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi eski Sümer Bez Fabrikasının enerji ve buhar bölümünde hizmete girdi.
Müzenin açılışına Aydın Doğan, Hüsamettin Özkan, Ertuğrul Özkök, Murat Yetkin, Ahmet Davutoğlu, Hüseyin Çelik, Ali Babacan, Haşim Kılıç ve İngiltere Büyükelçisi Richard Peter Moore gelmişti.
Moore'nin darbe sonrası Kayseri'ye üçüncü gelişiydi.
İngilizler, 2008’de Abdullah Gül'ü “Büyük Şövalye nişanı” ile ödüllendirdi. 2010 yılında da Gül’e, İngiliz derin devletinin "Chatham House" ödülünü verdiler. İngilizlerin Anadolu'yu işgalinin yıldönümünde hem de! Ancak müzenin resmi açılışı Aralık 2016’da yapıldı. Abdullah Gül’ün, Buckingham Sarayı ile yakınlığı birçok habere konu olmuştu. İngilizlerin Kayseri ilgisinin odağındaki ismin Abdullah Gül olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Bir başka isim de M. Rifat Hisarcıklıoğlu. 24.11.2011’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İngiltere’ye yaptığı resmi ziyarette, heyette bulunan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Prens Charles ile görüşmüştü.
Aslen Kayserili olan Hisarcıklıoğlu, İngiliz İstihbarat servisi MI6'nın başı Richard Peter Moore’ın bir başka yakın dostu DEVA Partisi Genel Başkanı, AK Parti kaçgını Ali Babacan gibi Ankara TED Koleji mezunu.
İngiliz istihbaratının merkez üssü Kayseri mi?
Richard Moore’ın Kayseri sevdası anlaşılacak gibi değil. İnsan sormadan edemiyor; “Orta Anadolu’nun bu kadim kentinde ne buluyordu?”
“Pastırması için geliyordu!..” demek pek akıllıca değil.
Demek ki hatırı sayılır dostları Kayserili. 28 Ocak 2016’da Kayseri’yi ziyaret eden İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore; Türkiye ile İngiltere arasında güçlü ticari ilişkiler olduğunu dile getirmiş, "Yakın tarihte Kayseri`ye fahri konsolos atamak istiyoruz. Burada fahri konsolosumuzun bulunması Kayseri ile İngiltere arasındaki ilişkilere katkı verecek" demişti.
Yine bu toplantı sonrasında Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın İngiltere’nin Kayseri Fahri Konsolosu olarak görevlendirildiği ortaya çıkmıştı. Büyükelçi Richard Moore, Kayseri'ye ilk 1990 yılında gelmiş. Demek ki olta çok önceden atılmış.
Richard Moore’ın halen İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6’nın başında bulunması, bu kente verdiği önemi gösteriyor. Acaba İngiliz istihbaratının merkez üssü Kayseri olabilir mi?
Kayseri’nin etnik yapısı?
Baştan belirtelim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölünmez bir bütündür. TC Anayasası karşısında tüm vatandaşlar eşit haklara sahiptir. Kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. TC Kimlik Kartı taşıyan her birey, inancı ve etnik kökeni ne olursa olsun bu ülkenin vatandaşıdır. Zaten 5237 sayılı TCK’nın 216. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” bölümünde Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu kapsamında “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde…” tanımı getirilerek, ayrımcılığın önü kesilmiştir.
Bu yazıya konu olan bilgiler, açık kaynaklardan derlenmiştir.
1980 öncesi Türkiye’de terör ortamında Alevi- Sünni çatışmasını kimler körüklemişti? “Barış Gönüllüsü” adı altında memleketi karış karış gezenler, Anadolu’nun tarihi coğrafyasında yerleşik farklı etnisiteye mensup toplulukların ve farklı inanç gruplarının haritasını çıkardılar.
Bu nedenle hiçbir yabancı; sütten çıkmış ak kaşık sayılmaz. Bu konuda saf salak olmaya gerek yok. Sonuçta milli güvenlik diye bir şey var. Şimdi açık istihbarat diyorlar. Üniversitelere basıyorsunuz parayı size istediğiniz araştırmayı yapıp getiriyorlar, buna da bir kılıf bulmuşlar akademik çalışma, bilimsel faaliyet. Yerseniz?
Moore, Türkiye’ye 1989 yılında ilk geldiğinde yaşı 26’ymış. Türkçe öğrenmek için geldiğini söylüyor. Yani ilk geldiğinde stajyer istihbarat elamanı. 1 sene sonra da çalışmaya başladığı Dışişleri Bakanlığında Ankara Büyükelçiliğinde göreve getiriliyor. 1990’da Ankara Büyükelçiliğinde basın ataşeliği görevinin ardından başarılı olmuş olacak ki, İstanbul Başkonsolosluğuna atanıyor. Görev aynı. İki yıl çalışıyor. Hatta kızı İstanbul’da doğuyor. İngiliz istihbaratının başındaki ismin, 30 yıl öncesinden Kayseri’ye demir atmasının bir nedeni olmalı.
Acaba kimleri devşirdi?
Geldikçe gittikçe hangi çalışmaları yaptı? Ah Türk İstihbarat birimlerinin tuttukları raporların dili olsa da konuşsa!
Etnisite açısından bakıldığında Kayseri, “Nuhun Sefinesi” gibi. Kimler yok ki?
Şehirde Doğu Türkistanlı hatırı sayılır bir nüfus yaşıyor. Başkaları da var. Varsak Türkmenleri, Halaç Türkleri, Ahıska Türkleri, Yörükler, Karapapak Türkleri, Türkmen Alevileri, Yerli Türkler, Erzurum Oltu ve Horasan Göçmeni Türkmenler, Kars Göçmeni Türkmenler, Bulgaristan ve Yunanistan Göçmeni Türkler.
Yani Kayseri'de birçok Türk halkı bir arada yaşıyor. Kentte çok sayıda Kafkas Göçmeni nüfus da var. Bunların en kalabalık olanı Çerkezlerden oluşuyor. Çerkez nüfusu genellikle Kabardey. Bu nüfus genellikle Kayseri'nin kuzeydoğu kısmında toplanmışlar. En kalabalık Çerkez nüfusunun toplandığı ilçe Pınarbaşı. Diğer ilçelerde pek fazla Çerkez nüfusu yok gibi. Çerkes nüfusu kadar olmasa da az sayıda Abhaz yerleşimi de mevcut. Karapapak Türkleri ve Ahıska Türkleri de Kafkas Göçmeni. Ancak Ahıska Türkleri; Türkiye içi göç ile Artvin ilinden buraya gelmişler.
İngilizler Kayseri’den ne alıyor?
Tüm bu bilgileri neden yazdım. Herhalde dönemin koskoca İngiltere Büyükelçisi Richard Moore; “Yekte yavrum yekte Pastırmalar denkte” diye seke seke Kayseri’ye mantı veya Develi cıvıklısı yemeye gelmiyordu değil mi?
Zaten profil resmine bakıldığında pek öyle hamur işlerini seven birisine benzemediği anlaşılıyor. Paranın kokusu olabilir mi?
İngiliz sanayisinin vazgeçilmez kalemlerinin tedarikçisi Kayseri olabilir mi? Çünkü Brexit sonrası Avrupa Birliği ile köprüleri atan Londra, tedarik zincirinde önemli bir halka olan Kayseri’yi es geçmek istemiyor.
16. ve 17. yüzyıl Türkiye'den İngiltere'ye ihraç edilen mallara ait listenin ilk sırasında Ağırnas'ta dokunan kumaşlar yer almaktaydı. Yine 19. Yüzyılda Kayseri’de Üretilen kumaş boyası cehrinin büyük kısmı İngiltere tekstil endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ihraç emtiası arasındaydı. Acaba günümüzde İngiliz endüstrisinin hangi hammaddesi Kayseri’den ihraç ediliyor?
Kayseri’de bulunan önemli yeraltı kaynakları; Altın, Demir, Krom, Kurşun-Çinko, Manganez, Doğaltaş, Pomza Kireçtaşı, Tuğla-Kiremit Hammaddesi, Kaolen, Diyatomit, Turba, Kömür, Jeotermal Kaynak, Maden Suyu /Memba Suyu, Karbondioksit’dir.
2015 yılı Kayseri’nin İngiltere’ye ihracatı 39.669.274$ -2015 yılı İngiltere’nin Kayseri’ye ihracatı 5.460.276$ civarında Krom Cevheri satılıyor. Krom yeryüzünde nispeten az mevcut olan bir metaldir. İngiliz demir çelik sanayisinin vazgeçilmez hammaddesidir. Krom en başta demiri sertleştirmekte kullanılır. Krom-demir alaşımı çok sert olduğundan eğe gibi aşındırıcı âletlerin yapımında işe yarar. Krom-nikel alaşımının katıldığı demir ise çok dayanıklı ve esnek bir çelik verir. Bunlardan çeşitli makine parçaları, zırhlar, köprüler, elektrik dirençleri yapılır. Türkiye, 2 milyon ton krom ihraç ediyor. Ancak ayrıştırma merkezi bulunmadığı için cevherindeki platin bedavaya veriliyor. Maden zengini olmamıza rağmen bu potansiyeli ekonomiye kazandıramadığımızın en son örneği kromda ortaya çıktı. İhmalin yıllık faturası ise 15 ton altına denk. Bu da 40 milyon dolarlık gelir kaybı demek. Oysa aynı tutarda bir yatırımla bu iki değerli madeni ayrıştırmak mümkün.
2020 yılı verilerine göre Türkiye, İngiltere'ye ilk 11 ayda 10 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, İngiltere, 2002'den bu yılın ağustos ayına kadar Türkiye'ye en çok uluslararası doğrudan yatırım yapan 3'üncü ülke konumunda yer alıyor. Türkiye'de 3 bin 227 İngiliz sermayeli şirket bulunuyor.
Ayrıca Kayseri Şeker fabrikasının mali denetimi, İngiltere kökenli bir firma, “Deloitte” tarafından yapılıyor. Deloitte, denetim firmasını kuran William Welch Deloitte bir İngiliz muhasebeciydi ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde Deloitte Touche Tohmatsu ve Birleşik Krallık'ta Coopers & Lybrand Deloitte olan profesyonel hizmetler firmasının kurucusuydu. 140'a yakın ülkede, 700 ofiste, çalışmakta olan 150,000 personeli ile dünyanın en büyük muhasebe, denetim, vergi ve yönetim danışmanlığı hizmeti sunan uluslararası firmalarından birisidir. Pricewaterhouse Coopers, Ernst & Young, KPMG ile birlikte Büyük Dörtlü firmasından biri olarak kabul ediliyor. Türkiye'de 1986 yılında çalışmalarına başlayan Deloitte, bugün İstanbul ve Ankara'da konularına göre faaliyet gösteren aşağıdaki üç şirket yaklaşık 900 kişilik kadrosu var.
Bir önceki İngiltere Büyükelçisi Richard Moore Kayseri’ye olta atmıştı…
Ocak 2014 ile Aralık 2017 arasında İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan Moore, o dönemde Hisarcıklıoğlu’nun da etkisiyle Kayseri-İngiltere ilişkilerini güçlendirmek için çaba göstermişti. 30.07.2016’da dönemin İngiltere Büyükelçisi Richard Moore; Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından düzenlenen toplantıda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ile birlikte konuşmuştu.
İngiltere Büyükelçisi Richard Moore ise Kayseri’de bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bence Kayseri Türkiye’nin kalbidir. Türkiye’ye ilk olarak 90’larda geldim. O zaman da Kayseri çok önemli bir kentti. Fakat 2016 yılındaki Kayseri’ye bakacak olursak inanılmaz gelişmiş, sanayileşmiş bir kent görüyoruz. Bu kent Türkiye’nin ekonomisinde büyük rol oynuyor. Tabii ki Kayseri’de çok başarılı ihracat eden işadamları var. Bu nedenle benim için buraya gelmek çok önemli” falan demişti.
Kayseri’de kaç İngiliz vatandaşı var ki Fahri Konsolos atıyorlar?
2016 yılında birçok kez Kayseri’ye gelen Moore, bağevinde konuk olarak yakın ilgi gösterdiği dönemin Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ı İngiltere fahri konsolosu olarak ataması, Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi açılış törenine katılmasıyla da dikkat çekmişti. İngiliz elçinin o dönem sürekli Kayseri’ye gelmesi yerel basının dikkatinden kaçmadı. Herkes “Bu elçi, neden buraya gelip duruyor” diye soruyordu.
Hatta, Abdullah Gül’ün misafiri olduğu ama buna rağmen Kayseri’de bir bağ evi kiralamış olabileceği bile yazıldı. Defalarca kente gelen Moore, bir ziyaretini gizli yapmıştı. Ve 3 gün bir bağ evinde kalmıştı. Rıfat Hisarcıklıoğlu ile gittiği ve hiçbir resmi kuruma bildirmediği gizli ziyaretinde önce Çevreyolu üzerinde FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen bir butik otelde gizli görüşmeler yapmış, ardından FETÖ davalarını izlemiş… Moore, bu davalara o kadar önem vermiş ki, başka başka zamanlarda büyükelçilik yetkililerini defalarca kentteki FETÖ davalarını izlemek için Kayseri’ye göndermiş.
Elçi, o görüşmeleri yaparken nerede kalmış dersiniz?
Kayseri basını yazıyor; Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın bağ evinde.
Moore da Hiçyılmaz’a, İngiliz Fahri Konsolos Beratı vermiş. Dönemin Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, İngiltere fahri konsolosu oluşuyla ilgili kamuoyunun tepkilerine karşı bir değerlendirmesinde şunları söylemişti: “Bu iş öyle hemen yapalım denilince olacak birşey değil. Bundan 1,5 yıl önce Valiliğe Büyükelçilikten yazmışlar, bana da 'sen İngiltere'de eğitim görmüş birisin yapar mısın?' diye sordular ‘olur’ dedim. Devletimizin de yaptığı, onların da yaptığı 1.5 yıllık bir inceleme araştırmadan sonra kabul edildi.
Ben İngiltere Büyükelçisi'nin Kayseri ziyaretinde benim Fahri Konsolosluğumu açıklayacağını da bilmiyordum. Rıfat Hisarcıklıoğlu beyle daha önceden planlanmış Kayseri programı olduğu için, 15 Temmuz olaylarının da üzerinden 10 gün gibi bir süre geçmişti, gelmeyin demek konumunda değildim.
Gelmeyin deyip sanki olağanüstü bir durum devam ediyormuş gibi bir durum oluşturmakta doğru olmazdı.
15 Temmuz sonrası ülkemizin dünya kamuoyuna anlatılmaya çalışıldığı bir dönemde biz de ülkemizi anlattık. Türkiye'den İngiltere'ye yapılan ihracatta Kayseri'nin oranını artırabilirsek katkı sağlamış oluruz.
Fahri Konsolosluk belgemi de henüz almadım. Konsolos olarak atandım diye de herhangi bir dokunulmazlığa bürünüyor değilim."
Moore’un Kayseri’ye karşı özel bir ilgisi vardı. Şimdi olmadığı söylenemez. Özellikle 15 Temmuz öncesi ve sonrası defalarca Kayseri’ye gitmişti.
Hatta bir ziyareti sırf Abdullah Gül için yaptı. Memleketlisi Hulusi Akar’la birlikte yaklaşık 40 yıl önce Londra’da beraber olan Abdullah Gül için kentte bir sergi açılmış, tek büyükelçi olarak sergiye Moore katılmıştı. Peki Moore’un yanında başka kimler vardı dersiniz?
Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Rıfat Hisarcıklıoğlu, Aydın Doğan, Haşim Kılıç, Cemil Çiçek, Hüseyin Çelik. Yani AK Parti muhalifleri ve muhalif zenginler. Bu görüşmenin ardından Hiçyılmaz gözaltına alınmış, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış.
Ziyaret kendisine sorulmuş ama bütün Kayseri’nin bildiği ziyaretle ilgili Hiçyılmaz, “Haberim yok” demişti. Hiçyılmaz’ın bir özelliği daha var. Kendisi FETÖ’den yıllarca yargılanıyor ancak “delil yetersizliğinden beraat” ediyor. Kayseri basınında; “MI6 adıyla da bilinen İngiltere Gizli İstihbarat Servisi SIS'in başkanlığına Kayseri ile yakından ilgilenen, Kayserili hemşehrimiz TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yakın dostu İngiltere’nin eski Türkiye Büyükelçisi Richard Moore getirildi.
Ocak 2014 ile Aralık 2017 arasında İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi olarak görev yapan Moore o dönemde Hisarcıklıoğlu’nun da etkisiyle Kayseri-İngiltere ilişkilerini güçlendirmek için çaba göstermişti.” gibi haber yorumlar yer almıştı.
FETÖ korkusu, neden dokunulmazlığa bürünme konusu?
Bir televizyon programında konuşan Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri’den siyasiler ve iş adamları ile Pensilvanya'ya gittiklerini itiraf etmişti. Paralel yapılanma operasyonlarında yine Kayseri Ticaret Odası'ndan Meclis Başkanı Mehmet Filiz ve İsmail Tuna gözaltına alınmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında İngiliz Büyükelçi Richard Moore‘ın Kayseri’ye gezmeye gelmesi, Kayseri yerel basınının dikkatini çekmişti. Moore, 2 gece kaldığı Kayseri’de iki akşam yemeği ve iki sabah kahvaltısını Mahmut Hiçyılmaz’ın bağ evinde yapmıştı.
Mahmut Hiçyılmaz başarılı bir iş insanı. Hali vakti yerinde. Paraya pula muhtaç değil! O tarihte Kayseri Ticaret Odası Başkanlığını yürütüyor. Ancak ne hikmetse “paralel devlet yapılanması FETÖ terör örgütüne yardım ve yataklık” suçlaması ile 26/08/2016’da Kayseri'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen 65 kişi arasında onunda ismi geçmişti.
Daha sonra bazı siyasilerin araya girmesi ile KTO Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın da aralarında bulunduğu 20 kişi adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Kayseri’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz sanık Kayseri Ticaret Odası eski Başkanı Mahmut Hiçyılmaz’ın yargılandığı davada savcı, Hiçyılmaz’ın, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 5 ila 15 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.
Kayseri’de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 71 işadamı hakkında hazırlanan 316 sayfalık iddianameli dava 6 Haziran 2017’de başlamış, sanık sayısı 71’den 69’a düşmüş, daha sonra mahkeme heyeti bir kısım sanıkların dosyalarının tefrik edilerek, sanıkların tek tek yargılanmalarına karar vermişti.
27 Eylül 2017’de AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın bulunduğu 17'si tutuklu 53'ü tutuksuz 70 sanığın yargılandığı davanın ikinci gününde savunmaların alınmasına devam edilmiş, AK Parti eski İl Başkanı Ömer Dengiz, geçmiş dönemde bu yapıyla birlikte olmaktan çok pişmanlık duyduğunu söylemişti.
MHP Kayseri eski Milletvekili Hasan Ali Kilci ise üst düzey bir AK Parti yöneticisinin, “FETÖ'den suçlanan kişileri adliyeden kurtardığını” ileri sürmüştü. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri eski Milletvekili ve Ticaret Odası eski Başkanı Hasan Ali Kilci, sonraki açıklamalarında, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'ın, Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın da aralarında bulunduğu bazı iş adamlarının FETÖ davasından yargılanacakları günün öncesinde Kayseri Adliyesi'ni ziyaret etmesi ve bu ziyaretin ardından yaşanan tartışmalara gönderme yapmıştı.
AK Partili Şamil Tayyar’ın ortaya attığı “Gaziantep’te FETÖ borsası kuruldu” iddialarına Mustafa Elitaş sert tepki göstermişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “FETÖ borsası” iddialarıyla ilgili; “Elitaş’a sorsunlar. Dönüp bir de Kayseri’ye bakmak lazım” demişti. Elitaş, “Sayın Kılıçdaroğlu eğer beni de bu borsanın içinde biri olarak gösteriyorsa, onunla ilgili mahkemede hesaplaşmamız gerekir.” demişti.
Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ve bazı iş adamlarının FETÖ operasyonunda gözaltına alındığı günlerde, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın, Kayseri Adliyesi’ne resmi plakalı aracı ile gitmesi ülke gündeminde büyük tepki toplamıştı. Kayseri Ticaret Odası önceki dönem Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, yargılandığı FETÖ davasında delil yetersizliğinden dolayı beraat etti. Hiçyılmaz’ın FETÖ davalarından dolayı yargılanması Ticaret Odası seçimlerine damga vurmuştu. Seçimlerde aday olan Hiçyılmaz’a, FETÖ’cü suçlamaları yapılmıştı. 10.10.2018’de Kayseri Ticaret Odası (KTO) eski Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tutuksuz yargılandığı mahkemede son kez hâkim karşısına çıkmış, 2. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucunda Hiçyılmaz'ın “delil yetersizliğinden beraatına” karar vermişti. Davası muhtemelen Yargıtay’da görülmeyi bekliyor.
Kim Bu Mahmut Hiçyılmaz?
1957 Kayseri Hacıvelet Mahallesi doğumlu olan Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri TED Koleji mezunu. Ne varsa bu TED Kolejinde?
1976 yılında Yükseköğrenimini yapmak üzere İngiltere’ye giden Hiçyılmaz, İngiltere macerasını kendisi şöyle anlatıyor:
“Kolejden sonra girmiş olduğum sınavda İstanbul İktisat Fakültesi’ni kazandım ancak 1975 yılında mezun oldum. 1976 yılına üniversite sınavını kazandım. Ancak bu zaman zarfı 80 ihtilaline giden yolda anarşik olayların başladığı yıllardı.
O dönem benden birkaç yaş büyük bir abim İngiltere de okuyordu. Aynı zamanda bağ komşusuyduk. İsmi Nazım’dı. Halıcılık yaparlardı. Bağ ortamında akşamları birlikte otururuz, birlikte gider gelirdik. Nazım ağabey de beni çok severdi.
Üniversiteyi kazanmış olmama rağmen anarşik olaylardan dolayı ve İngiltere’nin çok önemli bir üniversite potansiyelinin olmasından dolayı seni İngiltere’ye götüreyim dedi. Ben de ağabey İktisat Fakültesi’ni kazandım, Türkiye’de okumak istiyorum dedim. Daha sonra babamla konuştuk. Babam ve annem çok ileri görüşlü bir insandı. Babam olabileceğini söyledi.
Daha sonra Nazım Ağabey işlemleri tamamladı, beni İngiltere’ye götürdü.” Nitekim yıllar sonra yaptığı bir konuşmada Hiçyılmaz, “O yıllarda Türkiye şartlarında okumak zordu. İngiltere'ye gitmiş olmak her insana nasip olmazdı.” demişti.
1976 yılında Yükseköğrenimini yapmak üzere İngiltere'ye giden Hiçyılmaz, Manchester Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’nden başarıyla mezun olduktan sonra memleketine dönmüştür. The Victoria University of Manchester 1851 yılında, erkek öğrencilere laik eğitim vermesi amacıyla tekstil tüccarı John Owens tarafından Owens College olarak kurulmuştur.
1980 yılında Kayseri'nin köklü kuruluşlarından Birlik Mensucat Fabrikasında tekstil mühendisi olarak kariyerine başlayan Hiçyılmaz, 1984 yılında askerlik dönüşü, 50 yıllık baba mesleği olan, demir-çelik sektöründe ticarete başlar. Halen Kayseri O.S.B.’de bulunan işyerinde aynı faaliyetine devam ettiriyor. Kayseri'de bulunan çeşitli vakıf ve derneklerde görev alan Hiçyılmaz, Kayseri Ticaret Odası’nda iki dönem meclis üyeliği ve TOBB'da Ticaret Odaları Konseyi Üyeliği, bir dönem Melikgazi Belediyesi Meclis Üyeliği, Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği, Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyon Başkanlığı yapmıştır.
Hiçyılmaz, TOBB Ticaret Odaları Konsey Başkan Yardımcılığı ve Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuş. Kayseri Teknopark A.Ş. Yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra, 26 Ağustos 2014 tarihinden itibaren de TÜBİTAK Bilim Kurulu üyesi. Uluslararası birçok organizasyonda görev alan Mahmut Hiçyılmaz, iyi derecede İngilizce biliyor.
CFR Council on Foreign Relations - Dış İlişkiler Konseyi Türkiye Üyeleri…
Gazeteci/yazar Banu Avar’ın Abdullah Gül ile ilgili bir anısı aktaralım. “Banu Avar’la Konuşma” kitabında özetle şunları söylüyor:
“1994’te İngiltere’de 8 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye dönmüştüm. Bana, ‘BBC’nin Türkiye’nin haber koordinatörü’ olmayı teklif ettiler. 1994’ün Şubat ayında BBC’nin programcılarından Nick Gowing’in editöründen bir telefon geldi.
O zaman Türkiye’de Refah Partisi fırtınası esiyordu. ‘Refah Partisi’yle ilgili bir bölüm yapacağız, bize birkaç röportaj ayarlar mısın’ dediler. Tabii ilk aklıma gelen isim Necmettin Erbakan’dı. ‘Röportaj alabilirim sanırım! Hemen başlayayım çalışmalara…’ dedim. Telefondaki ses ‘Onu istemiyoruz’ dedi. ‘Kimi istiyorsunuz’ dedim, ‘Erbakan’ın yardımcılarından Abdullah Gül’ü istiyoruz’ diye cevapladı. O zaman Abdullah Gül’ü tanıyan yok! Röportaj istedikleri diğer isim Fehmi Koru idi.
Randevuları aldım, geldiler, röportaj yapıp gittiler. Bir hafta geçti geçmedi, Avustralya’nın en büyük televizyonu ABC birebir aynı konuşmayı yaptı benimle. Amerika’dan PBS arıyor yine birebir aynı konuşmayı yapıyoruz. Bu tesadüf olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Türkiye’nin siyasi tarihine damga vurmuş Demirel’in, Ecevit’in, Baykal’ın nerelerde eğitildiklerine bakın… Eğitimlerinde Rockefeller, Eisenhower ve Ford Vakfı’nın burslarıyla karşılaşırsınız. Türkiye siyasi tarihi içinde yer alan liderlerin büyük çoğunluğu dışarıdan belirlenmiş kişilerdir. Adamlar durup dururken neden size burs verip, oralara götürüyor. Mesela Exeter Üniversitesi. İngiltere’deki tek ‘Kürt Araştırma Enstitüsü’ olan üniversite. Abdullah Gül ve Fehmi Koru orada eğitim alıyor. Sonuçta CFR ya da benim ‘Küresel Çete’ olarak adlandırdıklarım hedeflerini açıkça dile getiriyorlar. Diyorlar ki: ‘Her ülkede kendi yanımızda yer alacak adamlar yetiştirmek zorundayız’.
CFR The Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi 1921'de New York'ta kuruluyor. Kurucusu David Rockefeller'dir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 24 Eylül 2010’da ’de New York’da CFR (Dış İlişkiler Konseyi) adlı örgütün yuvarlak masasındaydı.
Ve bu gizli, masonik, ‘dünyayı işgal’ amacı güden Siyonist oluşumun toplantılarına 3. kez katıldı. Dünyaya yön veren gizli örgütlerin en tepesinde CFR var. Yani Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations.) 1997'de katıldığı toplantıda CFR’nin konusu Refah Partisi idi. Bu toplantı sonrası Refah Partisi içinden AKP doğacaktı. Nisan 2001'de Abdullah Gül yine masonik / Siyonist örgütün masasındaydı. 9 yıl sonra Abdullah Gül, Türkiye’nin ‘tarihi virajında’ yine CFR (Council on Foreign Relations) Dış İlişkiler Konseyi masasına oturdu. Görüşmeler GİZLİ olduğu için, toplantı konusu hakkında Türk milletine bir açıklama yapılmadı.
Cumhurbaşkanı Gül, son CFR toplantısından sonra mesajı verdi: ‘Herşey Ankara’dan yönetilemez!’di. Kasım 2011’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya’da ABD’nin en büyük sivil (!) kuruluşu “Council on Foreign Relations” (Dış İlişkiler Komisyonu) üyeleriyle içeriği de açıklanmayan bir toplantı yapmıştı. Sonraki yıllardaTürkiye'den Ahmet Davutoğlu ve Suudi Arabistan'dan Enver El-Eşki CFR'de onur konuğu olarak ağırlanmışlardı.
Son söz Nihal Atsız’ın:
Dilek yolunda ölmek Türklere olmaz tasa,
Türk’e boyun eğdirir yalnız türeyle yasa;
Yedi ordu birleşip kaşımızda parlasa
Onu kanla söndürür parçalarız, yeneriz.
Biz Turfanı yarattık uyku uyurken Batı
Nuh doğmadan kişnedi ordularımızın atı.
Sorsan şöyle diyecek gök denilen şu çatı:
Türk gücü bir yıldırım, Türk bilgisi bir deniz.
Delinse yer, çökse gök,yansa, kül olsa dört yan,
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan,
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz...
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.