BİR SORUDAN FAZLASI | Anne bana telefon alır mısın?
Genel
30.05.2022 - 14:39, Güncelleme:
30.05.2022 - 14:39
BİR SORUDAN FAZLASI | Anne bana telefon alır mısın?
Akıllı telefonlar artık sadece bir araç değil, hayatımızın parçası olarak görülüyor. Milyonlarca insan daha çocukluk hatta bebeklik döneminde akıllı...
TELEFON BAŞINDA GEÇİRDİKLERİ VAKİT, UYKU SÜRELERİNDEN DAHA FAZLA
Adriana Stacey “Çocuklarımdan hiçbirine asla bir akıllı telefon almayacağım" diyor. Bu kesin kararlı tavrını ise mesleki deneyimlerinden doğan kişisel bir duruş olarak tanımlıyor. Lise ve üniversite öğrencileri ile çalışan bir psikiyatrist olan Stacey, iş hayatında da bu konu ile yakından ilgileniyor.
Danışanları gençlerden oluşan Stacey, rutin olarak danışanlarından telefon başında ne kadar süre geçirdiklerini bildirmelerini istiyor. Gençlerden gelen geri dönüşler ise bir hayli enteresan. Stacey, “Dokuz saatin altında telefonla vakit geçiren birini çok zor buluyorum. Yeni gençlerin telefonla geçirdikleri vakit, uyku sürelerinden daha fazla” diyor.
ÇOCUKLARINA 18’İNE GELENE KADAR TELEFON ALMAMAYA KARAR VERDİ
Dört çocuk annesi olan Adriana Stacey, Washington Post'a yaptığı açıklamada mesleğinden ötürü şahit olduğu durumlar sebebiyle önemli bir karar verdiğini, çocuklarına asla telefon almayacağını söylüyor. Stacey, “18 yaşına geldiklerinde eğer isterlerse, bir işleri ya da karşılayacak paraları varsa alabilirler, bu onların seçimi” diyor.
Yetişkinler, çocuklarının akıllı telefon kullanımını sınırlamaya çalışırken aynı zamanda kendi telefonlarıyla da sağlıklı alışkanlıklar oluşturmaya çalışıyor. Stacey, bu savaşta ‘katı bir taraf’ olduğunu söylese de çoğunlukla ebeveynler kazanamıyor.
Uzmanlar bunun sebebini, “Ebeveynlerin karşı karşıya oldukları zorluk sadece çocukları değil, aynı zamanda içindekilerin bağımlılık yapacak şekilde tasarlandığını söylediği ürünleri zorlayan bir teknoloji endüstrisinin, tüm bu telefonların ve uygulamaların yarattığı normlara, isteklere ve beklentilere büyük ölçüde teslim olmuş bir toplum” sözleriyle anlatıyor.
Common Sense Media tarafından 2019 yılında hazırlanan rapora göre, ABD’li çocukların yüzde 53’ü 11 yaşına geldiğinde akıllı telefon sahibi oluyor. 16 yaşında geldiklerinde ise bu oran yüzde 89’a çıkıyor. Common Sense Media tarafından daha önce yayımlanan bir başka rapor ise, gençlerin yüzde 50'sinin akıllı telefonlarına bağımlı hissettiğini ve ebeveynlerinin yüzde 59'unun böyle olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor.
‘CZLAR ÇOCUKLARI KONTROL EDİYOR’
Stacey, anksiyete, depresyon veya odaklanma eksikliği ile mücadele eden ve telefon kullanımını azaltmayı aklından dahi geçirmeyen gençlerle seans yaparken aklından tek bir düşünce geçtiğini söylüyor: “Bu küçük cihazlar çocukları kontrol ediyor ve maalesef durum çok aptalca.”
Stacey, bir psikiyatrist olarak hastalarını akıllı telefondan uzak durmaya zorlayamıyor ancak konu kendi çocukları olduğunda tüm yetkinin onda olduğunu düşünüyor. Öyle ki Adriana Stacey’nin kızı Annalise sekizinci sınıfın sonuna geldiğinde sınıfında akıllı telefonu olmayan tek kişi kendisiydi. Ne var ki annesinin, akıllı telefonların çocukların beyni için ne kadar zararlı olduğu konusundaki konuşmaları Annalise'in işini hiç kolaylaştırmadı.
'ARKADAŞLARIMIN ARASINA DAHİL OLAMIYORUM'
Örneğin arkadaşları okuldan sonra ya da hafta sonları görüşmek istediklerinde grup konuşmaları ile plan yapıyordu ama Annalise’in bu planlardan haberi olamıyordu. Şimdilerde 15 yaşında olan genç kız, bazen sınıf arkadaşlarının ne hakkında konuştuğunu anlamıyor onlara katılamıyordu çünkü muhabbet daha önce sohbet gruplarında ya da sosyal medya üzerinden başlamış oluyordu.
Bu durumun kendisinde büyük bir hayal kırıklığına sebep olduğunu anlatan Annalise, “Bir şeylerin dışında kaldığımı hissediyordum ve bununla nasıl baş edeceğimi, arkadaşlarımın arasına nasıl dahil olacağımı bilmiyordum” diyor.
Fakat Annalise için en kötüsü katıldığı dans yarışmalarıydı. Ortaokuldayken yarışmalara katılan ve farklı okullardan kızlarla rekabet eden Annalise, performans sırası beklerken çok fazla boş zamanı oluyordu. Bu boş zamanlar, başka bir çağda sohbet etmek için fırsat olabilirdi. Ancak genç kız bu çağda deyim yerindeyse tek başına ‘kapana kısılmış’ gibi hissediyordu.
Annalise o zamanları, “İnsanlarla konuşmaya çalışırdım ancak sadece telefonlarına odaklanırlardı. Onları suçlamıyorum çünkü zaten tanıdıkları insanlarla çevrimiçi olarak sosyalleşiyorlardı. Bir süre sonra yarışmalara gelirken yanımda kitap getirmeyi öğrendim. Ayrıca kendi kendime esnemek için daha fazla zaman harcamaya başladım. Dansı hala seviyordum ama bu ilişki dinamiği pek eğlenceli değildi. Bu bir yıllığına dansı bırakmamın nedenlerinden biri oldu. Takımda arkadaş edinmek benim için zordu” diye anlatıyor.
ŞİMDİLERDE TELEFONU OLMADIĞI İÇİN ÇOK MUTLU
Başlarda büyük zorluklar yaşasa da Annalise, annesinin telefonlar konusundaki sert duruşunu takdir etmeye başladığını anlatıyor. Arkadaşlarının mesajlar veya sosyal medya kaynaklı dramalar yüzünden acı çektiğini gören Annalise şunları söylüyor: “Bunun bir parçası olmadığım için mutluyum. Hayatımda zaten yeterince stres varken fazlasına ihtiyacım yok. Geçtiğimiz yıl arama yapılabilen ve mesaj atılabilen bir cihaz aldım. Bir gün akıllı telefon alacağımı bilmeme rağmen onsuz çok fazla zaman geçirebilme şansım olduğu için mutluyum. Bu beni daha sosyal, dışa dönük biri yaptı.
Telefonların insanların davranışlarını nasıl değiştirebileceğinin farkındayım. Arkadaşlarımla takılırken, bazen sosyal medya için mükemmel bir fotoğraf çekmeye çalışarak saatler geçiriyorlar. Sadece güzel fotoğraflar çekmek istiyorlar, böylece Instagram’daki herkes ne kadar mutlu olduklarını görebiliyor. Bunu garip buluyorum çünkü ben 'Sadece şu anın tadını çıkaramaz mıyız?' diye düşünüyorum.”
Çocukların aşağı yukarı 12-13 yaşlarında cep telefonuna sahip olmaları öneriliyor. Bu yaşlar ergenlik dönemine giriş zamanına denk geliyor. Ergenlik döneminde soyut düşünce ve bireyselleşme gelişiyor. Soyut düşünce gelişimi bireyin cep telefonunun olumsuz etkilerinden korunma becerilerinin gelişimini sağlıyor. Bireyselleşme dönemi olması sebebiyle ergenlerin akademik ve sosyal özerkliklerini sağlamada cep telefonlarının olumlu etkileri olabilir.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mesut Yavuz
13 YAŞINDAKİ VERA: BENİ YARGILAYAN BİR SÜRÜ ÇOCUK VAR
Wendy Herlich'in 13 yaşındaki kızı Vera için bir akıllı telefona sahip olmanın yasaklanması pek çok şey ifade ediyor ve maalesef hiçbiri de olumlu değil.
Vera için ilk sırada pratik sorunlar yer alıyor. Mesela Vera’nın öğretmenlerinden bazıları öğrencilerden telefonlarıyla ders notlarının fotoğraflarını çekmelerini istiyor. Vera bunu yapamıyor. Dil okulunda oturumlar genellikle akıllı telefonla cevap vermeyi gerektiren bir bilgi yarışması oyunu ile başlıyor. Vera bunu da yapamıyor. Bazen arkadaşları ona acıyor ve bir süreliğine ödünç alabileceğini söyleyerek telefonlarını vermeyi teklif ediyor. Vera ise bu durumda olmaktan nefret ediyor.
Pratik olmanın ötesinde, Vera bir akıllı telefona sahip olmamasının ailesinin ona güvenmediğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyor. Onun duygularını umursamadıklarını hissediyor. 13 yaşında ve telefonsuz olmanın ne demek olduğunu nasıl anlayabilirler ki?
Aslında Vera tam anlamıyla telefona sahip değil denemez. Ailesi ona arama yapabilen ve kısa mesaj gönderebilen bir telefon aldı, tabii gençler arasında ona telefon denebilirse… Vera bu telefondan o kadar utanıyor ki, diğer gençlerin önünde cihazı asla ortaya çıkarmıyor.
Vera, “Bu gerçekten çok aptalca. Beni yargılayan bir sürü çocuk var. Sanki herkesin sahip olduğu bir şeye sahip olacak kadar sorumlu olmayan biriymişim gibi” diyor.
"Çocuğa erken yaşta telefon almak gelişimi nasıl etkiler?" diye sorduğumuz Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burak Doğangün şu cevabı veriyor: “Erken yaşlarda cep telefonuna sahip olmanın çocuklar üzerinde olumsuz etkileri bildiriliyor. Bu olumsuz etkiler arasında dikkat dağınıklığı, cep telefonu ve teknoloji bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, arkadaş ilişkileri ve sosyal etkileşimde azalma, baş ve boyun ağrısı gibi bedensel yakınmalar, uyku ve yemek sorunları sayılabilir. Ek olarak internet ve sosyal medya bireylere dış dünya ve diğer insanlarla etkileşim imkânı sağlıyor. Kendini koruma becerisi gelişmiş bir birey için bunun olumlu etkilerinden bahsedilebilir. Buna karşın küçük bir çocuğun dış dünyadaki riskli durumlardan kendini koruma becerisi henüz gelişmemiştir. Bu nedenle bu becerilerin gelişim dönemine kadar beklenmesi çocuğun korunması açısından önemlidir.
‘2003 YILINDA TELEFONU OLAN ÇOCUKLAR UTANIRDI, ŞİMDİ DURUM TERSİNE DÖNDÜ’
Emily Cherkin, akıllı telefonların çocuklar üzerindeki etkisinden bahsederken ara sıra öfkeden titriyor. 12 yıl boyunca Seattle’da yedinci sınıflara İngilizce öğretmenliği yapan Cherkin, “Mesleğe ilk başladığım 2003 yılında sadece birkaç çocukta telefon vardı ve işin ilginç yanı gençler telefon sahibi olmaktan utanırdı. Çünkü o zamanlar bir telefona sahip olmak, aşırı koruyucu ebeveynleriniz olduğu anlamına geliyordu. 2015 yılında işi bıraktığımda ise bunun tam tersi doğruydu” diye konuşuyor.
Cherkin şimdilerde çocuklarının ekran önünde aşırı vakit geçirmesi etkisiyle mücadele eden ebeveynlere yardım etmeyi amaçlayan bir aktivist ve koç olarak çalışıyor. Emily Cherkin, kullanıcı dikkatini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan algoritmalara atıfta bulunarak, “Beni gerçekten rahatsız eden şey, çocuklara bağımlılık yaratacak şekilde tasarlanmış cihazlar, ürünler ve uygulamalar verilmesi” diyor ve ekliyor:
“Bunları çocuklara veriyoruz ve sonra kendi kendilerine düzenlemelerini, doğru kullanmalarını, yanlış bir şey yaptıklarında ise üzülmelerini bekliyoruz. Ortaokul, çocukların işleri batırıp bir dahaki sefere aynı hatayı yapmamayı öğrendikleri güvenli bir yerdi. Dijital dünya bir noktada bunu da elimizden aldı.”
AKILLI TELEFON BAĞIMLIĞI, BEYİNDE MADDE BAĞIMLILIĞINI TAKLİT EDİYOR
Bazı ebeveynler için işler o kadar kötüye gidiyor ki danışman değil, doktor çağırıyorlar.
Ergenler için bir iyileşme kliniği işleten Bradley Aaron Zicherman, akıllı telefon bağımlılığının beyindeki dopamin tepkilerini tetikleme biçiminde madde bağımlılığını taklit ettiğini söylüyor.
Zicherman, kliniği kurduğu 2019 yılından beri, teknolojiyle ilgili davranışlar için aldığı hasta sevklerinin sayısı karşısında şok olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gelen insanların yarısı yardım isteyen ebeveynler. Çünkü çocuklarının ekran başında geçirdikleri zamanın kontrolden çıktığını hissediyorlar ve bu noktada ne yapacaklarını bilmiyorlar.”
Bu konuda çok önemli bir sorun daha karşımıza çıkıyor; ebeveynler çocuklarına pek örnek olmuyor. Bazıları akıllı telefon kullanımını değiştirmek istemiyor. Çocuğunuzun davranışının değişmesini istiyorsanız kendi davranışınızı değiştirmeniz gerekiyor. Bu nedenle, cihazlar bir sorun haline gelmeden önce ebeveynlerin tüm aile için akıllı telefon kuralları oluşturmasını istiyorum.
Bradley Aaron Zicherman
Akıllı telefon konusu dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de özellikle ergen yaş grubu arasında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Genç yaş grubunda ciddi bir telefon bağımlılığı olduğu çok açık. Çocuklarına telefon almayı tercih eden ya da onları isteseler de telefondan uzak tutmayı başaramayan ebeveynler olduğu gibi bu konuda daha ‘sert’ bir tutum sergileyenler de var.
İşte ülkemizden ‘telefon reddeden ebeveyn’ örnekleri…
TELEFON ALINMAZSA TEDAVİ OLMAK İSTEMİYOR
A. K. / 41
Kızım 11 yaşında ve yaklaşık 3 yıldır bizden cep telefonu almamızı istiyor. Her gün okuldan suratı beş karış geliyor. Sınıfta telefonu olmayan 3 kişiden biriymiş, bir insan bunu çocuğuna nasıl yaparmış, insan çocuğunu bu kadar üzer miymiş, biz nasıl anne babaymışız. Evimizdeki ana gündem maddesi bu ve hiç değişmiyor. Bir akıllı telefona ihtiyacı olmadığını her seferinde mantıklı nedenlerle anlatmaya çalışıyoruz ama asla ikna olmuyor.
Yanında olmadığımız zaman bizi arama ihtiyacı hissediyormuş. "O zaman peki" dedik ve akıllı saat aldık kendisine. İstediği zaman bizi arayabildi ama tahmin edebileceğiniz gibi asıl amacı bu olmadığı için bir iki ay sonra saati çıkarıp attı kolundan ve yine söylenmeye başladı. Azıcık duygusal olduğumuz bir an görse hemen o boşluktan içeri girmeye çalışıyor, beni ayrı yerden vurmaya çalışıyor babasını ayrı, ama ikimiz de oldukça kararlıyız.
Tam pes etti artık derken rutin bir doktor kontrolünde ortopedik bir sorunu olduğu ortaya çıktı. Doktor tam bir yıl boyunca korse kullanması gerektiğini söyledi. Tabii ki çok üzüldük. Biz onun sağlığı ve yaşayacağı zorluklar için endişelenirken o yine bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyor. "Telefon almazsanız o korseyi giymeyeceğim" diye tutturuyor şimdi de… Onu bu hassas döneminde üzmek, kırmak istemiyorum ama hala aynı fikirdeyim ve bu durumu kullanmasına izin vermiyorum. Çok kararlı bir şekilde onun şu anda ihtiyacı olan şeyin akıllı telefon değil bu korse olduğunu söyledim. Ağlayarak bizi yıldırmaya çalışıyor ama sonuna kadar direneceğim. Liseye başlayana kadar o telefon alınmayacak…
Gözden KaçmasınBİR SORUDAN FAZLASI | Bize anne baba demeyecek misin?Haberi görüntüle
AMA BABAM DA TELEFONLA OYNUYOR!
Hande Ş. / 44
13 yaşında bir oğlum var. Telefon konusunda biraz katıyım. Eşimle beraber oğlumuza en azından liseye başlayana kadar akıllı telefon almama kararı aldık. Küçükken bu sorun oluşturmuyordu ama büyüdükçe evde bir numaralı gündemimiz akıllı telefonlar olmaya başladı. Oğlum arkadaş çevresinden gördüğü baskı sebebiyle çok mutsuz oluyordu.
Ben de telefon ile mecbur kalmadıkça vakit geçirmiyorum fakat eşim maalesef telefonuna çok düşkündü. Bu da oğlumun telefon isterken en önemli bahanesi oluyor, “Ama babam da sürekli telefonla oynuyor!” diyordu. Çok haklıydı… Çocuklarımızdan bir şey isterken söylemek yerine onlara göstermemiz gerektiği gerçeğiyle yüzleştik. Bu konuyu çözebilmek için eşim gerçekten mücadele etti ve şimdilik en azından evde, oğlumuzun önünde sürekli telefonuyla ilgilenmiyor.
Bu sefer de “Ödevlerim oluyor, internete ihtiyacım var” cümleleriyle ikna çabaları başladı. Aslında ödevlerini bizim telefonlarımızdan yardım alarak yapabilirdi fakat onu da anlamaya çalışıyorduk, sınıfında telefonu olmayan tek kişi oydu ve bununla mücadele etmek, durumu arkadaşlarına açıklayabilmek gerçekten zor.
Biraz ne yapabiliriz diye düşündükten sonra tablet almaya karar verdik. Şimdilerde ödevlerini yaparken tabletten yardım alıyor, bizim iznimiz ve kontrolümüz ile de sadece birkaç oyun oynayabiliyor. Günde yalnızca bir saat tablet kullanma hakkı var. Bu sürede ödevi varsa onu yapıyor, yoksa oyun oynuyor. Video platformları ve sosyal medya kullanması ise kesinlikle yasak. Evde şu anda sular durulmuş vaziyette. En azından liseye başlayana kadar bu şekilde idare edebileceğiz gibi görünüyor.
'İNTERNETİ TELEFON YERİNE BİLGİSAYARDAN KULLANIYORUZ'
Z. Y. / 37
Benim sekiz yaşında bir kızım var ve şu ana kadar hiç telefon ile vakit geçirmesine izin vermedim. Bu kararı kızım 1,5-2 yaşlarındayken aldım ve doğruluğunu çok zaman geçmeden görmeye başladım. Kızım henüz kreşe giderken bile oldukça sosyal bir çocuktu. Çevresine karşı çok meraklıydı. Hatta çok erken yaşta kendi başına okumayı söktü çünkü telefonla vakit geçirmediği için ilgisi kitaplara yönelmişti.
Kızıma telefon almak için 15 yaş limiti koydum. Kendisiyle de bu konuyu konuştuk ve bilgilendirdik. Fakat pandemi sürecinde maalesef internetle tanışmak durumunda kaldı. İnternet kullanımını ise genel olarak bilgisayar üzerinden yapıyoruz. Tablet ya da telefon kullandırmamaya özen gösteriyoruz. Çünkü tablet ve telefonlar küçük boyutlu olduğu için çocuklar daha yakın tutmak durumunda kalıyor, eğer sürekli başında durmuyorsanız çocuğu kontrol etmek zorlaşıyor. Oysa bilgisayar kullanırken takipte olmak çok daha kolay.
Kızımın sınıfında bir arkadaşının özel gereksinimli olduğuna karar verildiğinde telefonların acı etkisiyle bir kere daha yüzleştik. Çünkü görüştükleri uzmanlar, çocukta meydana gelen algılama problemi ve asosyalliğin sebeplerinden birinin bebeklik dönemlerinden itibaren çok fazla akıllı telefon ile vakit geçirmesi olduğunu söylemiş.
EBEVEYNLER NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanları Prof. Dr. Burak Doğangün, Doç. Dr. Mesut Yavuz ve Dr. Nihal Serdengeçti akıllı telefon kullanımı konusunda ebeveynlere şu önerileri veriyor:
-- Cep telefonunun günümüz dünyasında akademik ve sosyal gereksinimi yadsınamaz. Bu nedenle 12 yaşın altında çocukların cep telefonuna erişimi gerekirse, ebeveynin kontrolünde olan medya cihazlarından günde 1 saati geçmeyecek şekilde güvenli içeriğe erişim sağlanması öneriliyor.
-- Çocukların cep telefonu kullanma yaşını belirlerken bireysel farklılıkları göz önüne almak gerekiyor. Her çocuğun zihinsel, ruhsal, sosyal ve bedensel gelişimi farklı olabiliyor. Bilişsel gelişimi ve dürtü kontrolü iyi gelişmiş bir çocukta cep telefonuna erişime daha esnek bir yaklaşım gerekebilir. Bunun yanı sıra arkadaş ilişkileri ve okul başarısı olumsuz olan ve cep telefonu kullanma süresini ayarlamakta zorlanan bir çocuğunun cep telefonuna erişimine ailelerin daha dikkatli ve hassas yaklaşmaları gerekebilir.
-- Çocuklara cep telefonu verilmeden önce ebeveynlerin çocuklarıyla kullanım süresi ve şartları konusunda anlaşmaları önemli. Çocukların cep telefonu kullanma hakları belirlenirken okul, tatil, sınav zamanları için ayrı ayrı kullanım süresi belirlenebilir. Ebeveynler çocuklara, ödevleri, ders hazırlıkları ve sosyal faaliyetleri konusunda belirli anlaşma maddeleri sunabilir.
Gözden KaçmasınBir sorudan fazlası: Yavrum sen yine kilo mu aldın?Haberi görüntüle
AŞIRI RAHAT VE AŞIRI OTORİTER TUTUM OLUMSUZ SONUÇLAR DOĞURUR
-- Hangi yaşta olursa olsun çocuklar, belli bir oranda ebeveyn gözetimine tabi olmalı. Ebeveynler çocuklarının internette gezinirken hangi sitelere girdiğine ve sosyal medyayı hangi amaçla kullandıklarına dair temel bir ölçüde bilgi sahibi olmalı. Eğer bu konuda denetim sağlanamıyorsa cep telefonunun bazı özelliklerine kısıtlama getirilebilir. Ebeveyn denetim programları edinilebilir. Eğer çocuğun ruhsal ve sosyal olarak risk altında olduğu kanaati devam ederse bazı dönemler cep telefonu kısıtlanabilir veya ortadan kaldırılabilir.
-- Aşırı rahat ve umursamaz ebeveyn tavırlarının yanı sıra aşırı otoriter ve cezalandırıcı ebeveyn tutumlarının da olumsuz sonuçları olacağı akılda tutulmalı. Eğer ebeveynler çocuklarının cep telefonu kullanımı ve olumsuz sonuçları konusunda zor durumda kaldıklarını düşünüyorlarsa çözüm önerileri için profesyonel yardım alabilirler.
'HER ZAMAN BİRİLERİNİN SAHİP OLDUĞU İMKANLARA SAHİP OLUNAMAYABİLİR'
Peki, herkeste akıllı telefon olan şu günlerde, çocuğun tek başına 'telefonsuz' olmasının da olumsuz etkileri olabilir mi?
“Olumsuz taraflarına odaklanmak daha kolay olsa da erken rehberlik ve destek sayesinde, ebeveynler ve öğretmenler, çocukların telefonlarında geçirdikleri zamanı nasıl kendi kendilerine düzenleyebileceklerini öğrenmelerine yardımcı olabilirler” diyen Mesut Yavuz, şöyle devam ediyor:
“Sosyal medya okur yazarlığı becerilerini geliştirmekte etkili olabilir. Doğru şekilde kullanıldığında sosyal ilişkileri olumlu etkilerken fazla kullanıldığında yalnızlığa ve izolasyona itebilir. Ayrıca yaşıtları arasında bahsedilen konulara tamamen yabancı olmak çocuk ve gençte dışlanmışlık hissi yaratabilir. İletişim ağlarının dışında kalarak sosyal olaylardan dışlanmak çocuk için zorlayıcı olabilir."
Burak Doğangün ise “Çocukların bazen başkalarının sahip olduğu şeylere sahip olamayabileceklerine dair bir anlayışa sahip olmaları da önemlidir” diyor ve ekliyor:
“Örnek olarak akıllı telefon alabilen bir çocuk arkadaşının akıllı telefonunun ondan daha iyi olduğu ve o telefona sahip olamamanın onu çok üzdüğünü de düşünebilir. Buna karşın bu tür olumsuz duygular çocuğun kişilik gelişimi açısından faydalı da olabilir. Çünkü hayatın her alanında birilerinin sahip olduğu eşyalara ve imkanlara bazı insanlar sahip olamayabilir. Bu nedenle olumsuz etkilerin her zaman olumsuz sonuçlar olarak devam etmeyeceği ebeveynlerin aklında bulunmalıdır.”
Akıllı telefonlar artık sadece bir araç değil, hayatımızın parçası olarak görülüyor. Milyonlarca insan daha çocukluk hatta bebeklik döneminde akıllı...
TELEFON BAŞINDA GEÇİRDİKLERİ VAKİT, UYKU SÜRELERİNDEN DAHA FAZLA
Adriana Stacey “Çocuklarımdan hiçbirine asla bir akıllı telefon almayacağım" diyor. Bu kesin kararlı tavrını ise mesleki deneyimlerinden doğan kişisel bir duruş olarak tanımlıyor. Lise ve üniversite öğrencileri ile çalışan bir psikiyatrist olan Stacey, iş hayatında da bu konu ile yakından ilgileniyor.
Danışanları gençlerden oluşan Stacey, rutin olarak danışanlarından telefon başında ne kadar süre geçirdiklerini bildirmelerini istiyor. Gençlerden gelen geri dönüşler ise bir hayli enteresan. Stacey, “Dokuz saatin altında telefonla vakit geçiren birini çok zor buluyorum. Yeni gençlerin telefonla geçirdikleri vakit, uyku sürelerinden daha fazla” diyor.
ÇOCUKLARINA 18’İNE GELENE KADAR TELEFON ALMAMAYA KARAR VERDİ
Dört çocuk annesi olan Adriana Stacey, Washington Post'a yaptığı açıklamada mesleğinden ötürü şahit olduğu durumlar sebebiyle önemli bir karar verdiğini, çocuklarına asla telefon almayacağını söylüyor. Stacey, “18 yaşına geldiklerinde eğer isterlerse, bir işleri ya da karşılayacak paraları varsa alabilirler, bu onların seçimi” diyor.
Yetişkinler, çocuklarının akıllı telefon kullanımını sınırlamaya çalışırken aynı zamanda kendi telefonlarıyla da sağlıklı alışkanlıklar oluşturmaya çalışıyor. Stacey, bu savaşta ‘katı bir taraf’ olduğunu söylese de çoğunlukla ebeveynler kazanamıyor.
Uzmanlar bunun sebebini, “Ebeveynlerin karşı karşıya oldukları zorluk sadece çocukları değil, aynı zamanda içindekilerin bağımlılık yapacak şekilde tasarlandığını söylediği ürünleri zorlayan bir teknoloji endüstrisinin, tüm bu telefonların ve uygulamaların yarattığı normlara, isteklere ve beklentilere büyük ölçüde teslim olmuş bir toplum” sözleriyle anlatıyor.
Common Sense Media tarafından 2019 yılında hazırlanan rapora göre, ABD’li çocukların yüzde 53’ü 11 yaşına geldiğinde akıllı telefon sahibi oluyor. 16 yaşında geldiklerinde ise bu oran yüzde 89’a çıkıyor. Common Sense Media tarafından daha önce yayımlanan bir başka rapor ise, gençlerin yüzde 50'sinin akıllı telefonlarına bağımlı hissettiğini ve ebeveynlerinin yüzde 59'unun böyle olduğunu düşündüğünü ortaya koyuyor.
‘CZLAR ÇOCUKLARI KONTROL EDİYOR’
Stacey, anksiyete, depresyon veya odaklanma eksikliği ile mücadele eden ve telefon kullanımını azaltmayı aklından dahi geçirmeyen gençlerle seans yaparken aklından tek bir düşünce geçtiğini söylüyor: “Bu küçük cihazlar çocukları kontrol ediyor ve maalesef durum çok aptalca.”
Stacey, bir psikiyatrist olarak hastalarını akıllı telefondan uzak durmaya zorlayamıyor ancak konu kendi çocukları olduğunda tüm yetkinin onda olduğunu düşünüyor. Öyle ki Adriana Stacey’nin kızı Annalise sekizinci sınıfın sonuna geldiğinde sınıfında akıllı telefonu olmayan tek kişi kendisiydi. Ne var ki annesinin, akıllı telefonların çocukların beyni için ne kadar zararlı olduğu konusundaki konuşmaları Annalise'in işini hiç kolaylaştırmadı.
'ARKADAŞLARIMIN ARASINA DAHİL OLAMIYORUM'
Örneğin arkadaşları okuldan sonra ya da hafta sonları görüşmek istediklerinde grup konuşmaları ile plan yapıyordu ama Annalise’in bu planlardan haberi olamıyordu. Şimdilerde 15 yaşında olan genç kız, bazen sınıf arkadaşlarının ne hakkında konuştuğunu anlamıyor onlara katılamıyordu çünkü muhabbet daha önce sohbet gruplarında ya da sosyal medya üzerinden başlamış oluyordu.
Bu durumun kendisinde büyük bir hayal kırıklığına sebep olduğunu anlatan Annalise, “Bir şeylerin dışında kaldığımı hissediyordum ve bununla nasıl baş edeceğimi, arkadaşlarımın arasına nasıl dahil olacağımı bilmiyordum” diyor.
Fakat Annalise için en kötüsü katıldığı dans yarışmalarıydı. Ortaokuldayken yarışmalara katılan ve farklı okullardan kızlarla rekabet eden Annalise, performans sırası beklerken çok fazla boş zamanı oluyordu. Bu boş zamanlar, başka bir çağda sohbet etmek için fırsat olabilirdi. Ancak genç kız bu çağda deyim yerindeyse tek başına ‘kapana kısılmış’ gibi hissediyordu.
Annalise o zamanları, “İnsanlarla konuşmaya çalışırdım ancak sadece telefonlarına odaklanırlardı. Onları suçlamıyorum çünkü zaten tanıdıkları insanlarla çevrimiçi olarak sosyalleşiyorlardı. Bir süre sonra yarışmalara gelirken yanımda kitap getirmeyi öğrendim. Ayrıca kendi kendime esnemek için daha fazla zaman harcamaya başladım. Dansı hala seviyordum ama bu ilişki dinamiği pek eğlenceli değildi. Bu bir yıllığına dansı bırakmamın nedenlerinden biri oldu. Takımda arkadaş edinmek benim için zordu” diye anlatıyor.
ŞİMDİLERDE TELEFONU OLMADIĞI İÇİN ÇOK MUTLU
Başlarda büyük zorluklar yaşasa da Annalise, annesinin telefonlar konusundaki sert duruşunu takdir etmeye başladığını anlatıyor. Arkadaşlarının mesajlar veya sosyal medya kaynaklı dramalar yüzünden acı çektiğini gören Annalise şunları söylüyor: “Bunun bir parçası olmadığım için mutluyum. Hayatımda zaten yeterince stres varken fazlasına ihtiyacım yok. Geçtiğimiz yıl arama yapılabilen ve mesaj atılabilen bir cihaz aldım. Bir gün akıllı telefon alacağımı bilmeme rağmen onsuz çok fazla zaman geçirebilme şansım olduğu için mutluyum. Bu beni daha sosyal, dışa dönük biri yaptı.
Telefonların insanların davranışlarını nasıl değiştirebileceğinin farkındayım. Arkadaşlarımla takılırken, bazen sosyal medya için mükemmel bir fotoğraf çekmeye çalışarak saatler geçiriyorlar. Sadece güzel fotoğraflar çekmek istiyorlar, böylece Instagram’daki herkes ne kadar mutlu olduklarını görebiliyor. Bunu garip buluyorum çünkü ben 'Sadece şu anın tadını çıkaramaz mıyız?' diye düşünüyorum.”
Çocukların aşağı yukarı 12-13 yaşlarında cep telefonuna sahip olmaları öneriliyor. Bu yaşlar ergenlik dönemine giriş zamanına denk geliyor. Ergenlik döneminde soyut düşünce ve bireyselleşme gelişiyor. Soyut düşünce gelişimi bireyin cep telefonunun olumsuz etkilerinden korunma becerilerinin gelişimini sağlıyor. Bireyselleşme dönemi olması sebebiyle ergenlerin akademik ve sosyal özerkliklerini sağlamada cep telefonlarının olumlu etkileri olabilir.
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mesut Yavuz
13 YAŞINDAKİ VERA: BENİ YARGILAYAN BİR SÜRÜ ÇOCUK VAR
Wendy Herlich'in 13 yaşındaki kızı Vera için bir akıllı telefona sahip olmanın yasaklanması pek çok şey ifade ediyor ve maalesef hiçbiri de olumlu değil.
Vera için ilk sırada pratik sorunlar yer alıyor. Mesela Vera’nın öğretmenlerinden bazıları öğrencilerden telefonlarıyla ders notlarının fotoğraflarını çekmelerini istiyor. Vera bunu yapamıyor. Dil okulunda oturumlar genellikle akıllı telefonla cevap vermeyi gerektiren bir bilgi yarışması oyunu ile başlıyor. Vera bunu da yapamıyor. Bazen arkadaşları ona acıyor ve bir süreliğine ödünç alabileceğini söyleyerek telefonlarını vermeyi teklif ediyor. Vera ise bu durumda olmaktan nefret ediyor.
Pratik olmanın ötesinde, Vera bir akıllı telefona sahip olmamasının ailesinin ona güvenmediğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyor. Onun duygularını umursamadıklarını hissediyor. 13 yaşında ve telefonsuz olmanın ne demek olduğunu nasıl anlayabilirler ki?
Aslında Vera tam anlamıyla telefona sahip değil denemez. Ailesi ona arama yapabilen ve kısa mesaj gönderebilen bir telefon aldı, tabii gençler arasında ona telefon denebilirse… Vera bu telefondan o kadar utanıyor ki, diğer gençlerin önünde cihazı asla ortaya çıkarmıyor.
Vera, “Bu gerçekten çok aptalca. Beni yargılayan bir sürü çocuk var. Sanki herkesin sahip olduğu bir şeye sahip olacak kadar sorumlu olmayan biriymişim gibi” diyor.
"Çocuğa erken yaşta telefon almak gelişimi nasıl etkiler?" diye sorduğumuz Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Burak Doğangün şu cevabı veriyor: “Erken yaşlarda cep telefonuna sahip olmanın çocuklar üzerinde olumsuz etkileri bildiriliyor. Bu olumsuz etkiler arasında dikkat dağınıklığı, cep telefonu ve teknoloji bağımlılığı, dijital oyun bağımlılığı, arkadaş ilişkileri ve sosyal etkileşimde azalma, baş ve boyun ağrısı gibi bedensel yakınmalar, uyku ve yemek sorunları sayılabilir. Ek olarak internet ve sosyal medya bireylere dış dünya ve diğer insanlarla etkileşim imkânı sağlıyor. Kendini koruma becerisi gelişmiş bir birey için bunun olumlu etkilerinden bahsedilebilir. Buna karşın küçük bir çocuğun dış dünyadaki riskli durumlardan kendini koruma becerisi henüz gelişmemiştir. Bu nedenle bu becerilerin gelişim dönemine kadar beklenmesi çocuğun korunması açısından önemlidir.
‘2003 YILINDA TELEFONU OLAN ÇOCUKLAR UTANIRDI, ŞİMDİ DURUM TERSİNE DÖNDÜ’
Emily Cherkin, akıllı telefonların çocuklar üzerindeki etkisinden bahsederken ara sıra öfkeden titriyor. 12 yıl boyunca Seattle’da yedinci sınıflara İngilizce öğretmenliği yapan Cherkin, “Mesleğe ilk başladığım 2003 yılında sadece birkaç çocukta telefon vardı ve işin ilginç yanı gençler telefon sahibi olmaktan utanırdı. Çünkü o zamanlar bir telefona sahip olmak, aşırı koruyucu ebeveynleriniz olduğu anlamına geliyordu. 2015 yılında işi bıraktığımda ise bunun tam tersi doğruydu” diye konuşuyor.
Cherkin şimdilerde çocuklarının ekran önünde aşırı vakit geçirmesi etkisiyle mücadele eden ebeveynlere yardım etmeyi amaçlayan bir aktivist ve koç olarak çalışıyor. Emily Cherkin, kullanıcı dikkatini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan algoritmalara atıfta bulunarak, “Beni gerçekten rahatsız eden şey, çocuklara bağımlılık yaratacak şekilde tasarlanmış cihazlar, ürünler ve uygulamalar verilmesi” diyor ve ekliyor:
“Bunları çocuklara veriyoruz ve sonra kendi kendilerine düzenlemelerini, doğru kullanmalarını, yanlış bir şey yaptıklarında ise üzülmelerini bekliyoruz. Ortaokul, çocukların işleri batırıp bir dahaki sefere aynı hatayı yapmamayı öğrendikleri güvenli bir yerdi. Dijital dünya bir noktada bunu da elimizden aldı.”
AKILLI TELEFON BAĞIMLIĞI, BEYİNDE MADDE BAĞIMLILIĞINI TAKLİT EDİYOR
Bazı ebeveynler için işler o kadar kötüye gidiyor ki danışman değil, doktor çağırıyorlar.
Ergenler için bir iyileşme kliniği işleten Bradley Aaron Zicherman, akıllı telefon bağımlılığının beyindeki dopamin tepkilerini tetikleme biçiminde madde bağımlılığını taklit ettiğini söylüyor.
Zicherman, kliniği kurduğu 2019 yılından beri, teknolojiyle ilgili davranışlar için aldığı hasta sevklerinin sayısı karşısında şok olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gelen insanların yarısı yardım isteyen ebeveynler. Çünkü çocuklarının ekran başında geçirdikleri zamanın kontrolden çıktığını hissediyorlar ve bu noktada ne yapacaklarını bilmiyorlar.”
Bu konuda çok önemli bir sorun daha karşımıza çıkıyor; ebeveynler çocuklarına pek örnek olmuyor. Bazıları akıllı telefon kullanımını değiştirmek istemiyor. Çocuğunuzun davranışının değişmesini istiyorsanız kendi davranışınızı değiştirmeniz gerekiyor. Bu nedenle, cihazlar bir sorun haline gelmeden önce ebeveynlerin tüm aile için akıllı telefon kuralları oluşturmasını istiyorum.
Bradley Aaron Zicherman
Akıllı telefon konusu dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de özellikle ergen yaş grubu arasında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Genç yaş grubunda ciddi bir telefon bağımlılığı olduğu çok açık. Çocuklarına telefon almayı tercih eden ya da onları isteseler de telefondan uzak tutmayı başaramayan ebeveynler olduğu gibi bu konuda daha ‘sert’ bir tutum sergileyenler de var.
İşte ülkemizden ‘telefon reddeden ebeveyn’ örnekleri…
TELEFON ALINMAZSA TEDAVİ OLMAK İSTEMİYOR
A. K. / 41
Kızım 11 yaşında ve yaklaşık 3 yıldır bizden cep telefonu almamızı istiyor. Her gün okuldan suratı beş karış geliyor. Sınıfta telefonu olmayan 3 kişiden biriymiş, bir insan bunu çocuğuna nasıl yaparmış, insan çocuğunu bu kadar üzer miymiş, biz nasıl anne babaymışız. Evimizdeki ana gündem maddesi bu ve hiç değişmiyor. Bir akıllı telefona ihtiyacı olmadığını her seferinde mantıklı nedenlerle anlatmaya çalışıyoruz ama asla ikna olmuyor.
Yanında olmadığımız zaman bizi arama ihtiyacı hissediyormuş. "O zaman peki" dedik ve akıllı saat aldık kendisine. İstediği zaman bizi arayabildi ama tahmin edebileceğiniz gibi asıl amacı bu olmadığı için bir iki ay sonra saati çıkarıp attı kolundan ve yine söylenmeye başladı. Azıcık duygusal olduğumuz bir an görse hemen o boşluktan içeri girmeye çalışıyor, beni ayrı yerden vurmaya çalışıyor babasını ayrı, ama ikimiz de oldukça kararlıyız.
Tam pes etti artık derken rutin bir doktor kontrolünde ortopedik bir sorunu olduğu ortaya çıktı. Doktor tam bir yıl boyunca korse kullanması gerektiğini söyledi. Tabii ki çok üzüldük. Biz onun sağlığı ve yaşayacağı zorluklar için endişelenirken o yine bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyor. "Telefon almazsanız o korseyi giymeyeceğim" diye tutturuyor şimdi de… Onu bu hassas döneminde üzmek, kırmak istemiyorum ama hala aynı fikirdeyim ve bu durumu kullanmasına izin vermiyorum. Çok kararlı bir şekilde onun şu anda ihtiyacı olan şeyin akıllı telefon değil bu korse olduğunu söyledim. Ağlayarak bizi yıldırmaya çalışıyor ama sonuna kadar direneceğim. Liseye başlayana kadar o telefon alınmayacak…
Gözden KaçmasınBİR SORUDAN FAZLASI | Bize anne baba demeyecek misin?Haberi görüntüle
AMA BABAM DA TELEFONLA OYNUYOR!
Hande Ş. / 44
13 yaşında bir oğlum var. Telefon konusunda biraz katıyım. Eşimle beraber oğlumuza en azından liseye başlayana kadar akıllı telefon almama kararı aldık. Küçükken bu sorun oluşturmuyordu ama büyüdükçe evde bir numaralı gündemimiz akıllı telefonlar olmaya başladı. Oğlum arkadaş çevresinden gördüğü baskı sebebiyle çok mutsuz oluyordu.
Ben de telefon ile mecbur kalmadıkça vakit geçirmiyorum fakat eşim maalesef telefonuna çok düşkündü. Bu da oğlumun telefon isterken en önemli bahanesi oluyor, “Ama babam da sürekli telefonla oynuyor!” diyordu. Çok haklıydı… Çocuklarımızdan bir şey isterken söylemek yerine onlara göstermemiz gerektiği gerçeğiyle yüzleştik. Bu konuyu çözebilmek için eşim gerçekten mücadele etti ve şimdilik en azından evde, oğlumuzun önünde sürekli telefonuyla ilgilenmiyor.
Bu sefer de “Ödevlerim oluyor, internete ihtiyacım var” cümleleriyle ikna çabaları başladı. Aslında ödevlerini bizim telefonlarımızdan yardım alarak yapabilirdi fakat onu da anlamaya çalışıyorduk, sınıfında telefonu olmayan tek kişi oydu ve bununla mücadele etmek, durumu arkadaşlarına açıklayabilmek gerçekten zor.
Biraz ne yapabiliriz diye düşündükten sonra tablet almaya karar verdik. Şimdilerde ödevlerini yaparken tabletten yardım alıyor, bizim iznimiz ve kontrolümüz ile de sadece birkaç oyun oynayabiliyor. Günde yalnızca bir saat tablet kullanma hakkı var. Bu sürede ödevi varsa onu yapıyor, yoksa oyun oynuyor. Video platformları ve sosyal medya kullanması ise kesinlikle yasak. Evde şu anda sular durulmuş vaziyette. En azından liseye başlayana kadar bu şekilde idare edebileceğiz gibi görünüyor.
'İNTERNETİ TELEFON YERİNE BİLGİSAYARDAN KULLANIYORUZ'
Z. Y. / 37
Benim sekiz yaşında bir kızım var ve şu ana kadar hiç telefon ile vakit geçirmesine izin vermedim. Bu kararı kızım 1,5-2 yaşlarındayken aldım ve doğruluğunu çok zaman geçmeden görmeye başladım. Kızım henüz kreşe giderken bile oldukça sosyal bir çocuktu. Çevresine karşı çok meraklıydı. Hatta çok erken yaşta kendi başına okumayı söktü çünkü telefonla vakit geçirmediği için ilgisi kitaplara yönelmişti.
Kızıma telefon almak için 15 yaş limiti koydum. Kendisiyle de bu konuyu konuştuk ve bilgilendirdik. Fakat pandemi sürecinde maalesef internetle tanışmak durumunda kaldı. İnternet kullanımını ise genel olarak bilgisayar üzerinden yapıyoruz. Tablet ya da telefon kullandırmamaya özen gösteriyoruz. Çünkü tablet ve telefonlar küçük boyutlu olduğu için çocuklar daha yakın tutmak durumunda kalıyor, eğer sürekli başında durmuyorsanız çocuğu kontrol etmek zorlaşıyor. Oysa bilgisayar kullanırken takipte olmak çok daha kolay.
Kızımın sınıfında bir arkadaşının özel gereksinimli olduğuna karar verildiğinde telefonların acı etkisiyle bir kere daha yüzleştik. Çünkü görüştükleri uzmanlar, çocukta meydana gelen algılama problemi ve asosyalliğin sebeplerinden birinin bebeklik dönemlerinden itibaren çok fazla akıllı telefon ile vakit geçirmesi olduğunu söylemiş.
EBEVEYNLER NASIL BİR YOL İZLEMELİ?
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanları Prof. Dr. Burak Doğangün, Doç. Dr. Mesut Yavuz ve Dr. Nihal Serdengeçti akıllı telefon kullanımı konusunda ebeveynlere şu önerileri veriyor:
-- Cep telefonunun günümüz dünyasında akademik ve sosyal gereksinimi yadsınamaz. Bu nedenle 12 yaşın altında çocukların cep telefonuna erişimi gerekirse, ebeveynin kontrolünde olan medya cihazlarından günde 1 saati geçmeyecek şekilde güvenli içeriğe erişim sağlanması öneriliyor.
-- Çocukların cep telefonu kullanma yaşını belirlerken bireysel farklılıkları göz önüne almak gerekiyor. Her çocuğun zihinsel, ruhsal, sosyal ve bedensel gelişimi farklı olabiliyor. Bilişsel gelişimi ve dürtü kontrolü iyi gelişmiş bir çocukta cep telefonuna erişime daha esnek bir yaklaşım gerekebilir. Bunun yanı sıra arkadaş ilişkileri ve okul başarısı olumsuz olan ve cep telefonu kullanma süresini ayarlamakta zorlanan bir çocuğunun cep telefonuna erişimine ailelerin daha dikkatli ve hassas yaklaşmaları gerekebilir.
-- Çocuklara cep telefonu verilmeden önce ebeveynlerin çocuklarıyla kullanım süresi ve şartları konusunda anlaşmaları önemli. Çocukların cep telefonu kullanma hakları belirlenirken okul, tatil, sınav zamanları için ayrı ayrı kullanım süresi belirlenebilir. Ebeveynler çocuklara, ödevleri, ders hazırlıkları ve sosyal faaliyetleri konusunda belirli anlaşma maddeleri sunabilir.
Gözden KaçmasınBir sorudan fazlası: Yavrum sen yine kilo mu aldın?Haberi görüntüle
AŞIRI RAHAT VE AŞIRI OTORİTER TUTUM OLUMSUZ SONUÇLAR DOĞURUR
-- Hangi yaşta olursa olsun çocuklar, belli bir oranda ebeveyn gözetimine tabi olmalı. Ebeveynler çocuklarının internette gezinirken hangi sitelere girdiğine ve sosyal medyayı hangi amaçla kullandıklarına dair temel bir ölçüde bilgi sahibi olmalı. Eğer bu konuda denetim sağlanamıyorsa cep telefonunun bazı özelliklerine kısıtlama getirilebilir. Ebeveyn denetim programları edinilebilir. Eğer çocuğun ruhsal ve sosyal olarak risk altında olduğu kanaati devam ederse bazı dönemler cep telefonu kısıtlanabilir veya ortadan kaldırılabilir.
-- Aşırı rahat ve umursamaz ebeveyn tavırlarının yanı sıra aşırı otoriter ve cezalandırıcı ebeveyn tutumlarının da olumsuz sonuçları olacağı akılda tutulmalı. Eğer ebeveynler çocuklarının cep telefonu kullanımı ve olumsuz sonuçları konusunda zor durumda kaldıklarını düşünüyorlarsa çözüm önerileri için profesyonel yardım alabilirler.
'HER ZAMAN BİRİLERİNİN SAHİP OLDUĞU İMKANLARA SAHİP OLUNAMAYABİLİR'
Peki, herkeste akıllı telefon olan şu günlerde, çocuğun tek başına 'telefonsuz' olmasının da olumsuz etkileri olabilir mi?
“Olumsuz taraflarına odaklanmak daha kolay olsa da erken rehberlik ve destek sayesinde, ebeveynler ve öğretmenler, çocukların telefonlarında geçirdikleri zamanı nasıl kendi kendilerine düzenleyebileceklerini öğrenmelerine yardımcı olabilirler” diyen Mesut Yavuz, şöyle devam ediyor:
“Sosyal medya okur yazarlığı becerilerini geliştirmekte etkili olabilir. Doğru şekilde kullanıldığında sosyal ilişkileri olumlu etkilerken fazla kullanıldığında yalnızlığa ve izolasyona itebilir. Ayrıca yaşıtları arasında bahsedilen konulara tamamen yabancı olmak çocuk ve gençte dışlanmışlık hissi yaratabilir. İletişim ağlarının dışında kalarak sosyal olaylardan dışlanmak çocuk için zorlayıcı olabilir."
Burak Doğangün ise “Çocukların bazen başkalarının sahip olduğu şeylere sahip olamayabileceklerine dair bir anlayışa sahip olmaları da önemlidir” diyor ve ekliyor:
“Örnek olarak akıllı telefon alabilen bir çocuk arkadaşının akıllı telefonunun ondan daha iyi olduğu ve o telefona sahip olamamanın onu çok üzdüğünü de düşünebilir. Buna karşın bu tür olumsuz duygular çocuğun kişilik gelişimi açısından faydalı da olabilir. Çünkü hayatın her alanında birilerinin sahip olduğu eşyalara ve imkanlara bazı insanlar sahip olamayabilir. Bu nedenle olumsuz etkilerin her zaman olumsuz sonuçlar olarak devam etmeyeceği ebeveynlerin aklında bulunmalıdır.”
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.