deneme bonusu grandpashabet güncel adres betpark süperbetin giriş betebet bets10 Matadorbet vdcasino tipobet giriş onwin giriş deneme bonusu veren siteler 2023 giriş onwin grandpashabet grandpashabet

15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir?

Genel 14.04.2022 - 15:50, Güncelleme: 14.04.2022 - 15:50
 

15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir?

15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 14 Nisan Perşembe (bugün) açıklandı. Birçok kişi her hafta cuma günü cemaat ile beraber cuma namazı kılıyor. Bu kapsamda 15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? 15 Nisan 2022 Cuma hutbesi yayınlandı mı? soru ve konu başlıkları vatandaşlar tarafından şimdiden araştırılmaya başlandı. İşte konuya ilişkin ayrıntılar...

15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? sorusunun yanıtı merak konusu oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 15 Nisan Cuma Hutbesi konusunda yazılı açıklama yapıldı. Konu başlığı 'ZEKÂT VE İNFAK: İSLAM’IN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ' olarak belirlendi. Ayrıntılar haberimizde. 15 NİSAN CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR? 15 Nisan Cuma Hutbesi konusu ve ayrıntıları şu şekilde: ZEKÂT VE İNFAK: İSLAM’IN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara lütfedeceğim”. Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı.” Aziz Müminler! Uçsuz bucaksız kâinatı yaratan ve idare eden Yüce Allah’tır. O Mâlikü’l-mülktür, mülkün gerçek sahibidir. İnsanı en güzel biçimde var eden, imtihan için bu dünyaya gönderen ve sayısız nimetleri insanın önüne seren de O’dur. İnsanoğlundan beklenen ise yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmektir. Yaratıcısına boyun eğmek ve samimiyetle kulluk etmektir. O’nun emir ve yasaklarına uymak, ihsan ettiği nimetlere şükretmektir. Kıymetli Müslümanlar! Rabbimizin bize lütfettiği her nimetin kendine has bir şükrü vardır. Zenginlik nimetinin şükrü de zekât ve sadaka vermek, infakta bulunmaktır. Zekât ve infak, Cenâb-ı Hakkın bize emanet ettiği mal ve serveti ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktır. Kimsesizleri, yetim ve öksüzleri koruyup gözetmek, zenginle fakir arasında gönül köprüleri kurmaktır. Malımızı ihtiyaç sahiplerinin haklarından arındırmak ve bereketlendirmektir. Şefkat ve merhameti yüklenmek, kin ve haset ateşini söndürmektir. Cimrilik hastalığından korunmak, cömertlik erdemine kavuşmaktır. Hırs ve tamah girdabından kurtulmak, kanaatkâr ve diğerkâm bir ruha sahip olmaktır. Hâsılı mal ve servetin gerçek sahibini idrak etmek, kulluk bilincini diri tutmaktır. Değerli Müminler! Allah’ın kitabını okuyan, Resûlüllah’ın sünnetine uyan müminler, mallarını varlıkta ve darlıkta, gizliden ve açıktan, gece ve gündüz infak ederler. Mallarını helal yollardan kazanırlar. Zekâtlarını verirken karşılığını yalnız Allah’tan beklerler. “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla erişemezsiniz.” ayetinin sırrına taliptir onlar. Bilirler ki, sadakayla mal eksilmez ve dar zamanda ihtiyaç sahiplerine el uzatmak, aslında kendilerinin ahiret azığıdır. Malın kötüsünü değil iyisini verirler. İnanırlar ki asıl servetleri, dünyada tükettikleri değil, ahiret yurdu için tasadduk ettikleridir. Aziz Müslümanlar! “Allah yolunda harcayın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” buyruğuna uyarak yapacağımız hayırlarla dünyevi ve uhrevi tehlikelerden korunalım. Zekât, fitre, sadaka ve infakımızla, bir yetimin yüzünü güldürelim. Bîçare bir yüreğe dokunalım. Bir yaraya merhem olmanın huzurunu yaşayalım. Gönülden vermekle şükür kapısından girildiğinin, bir nimetin bin olacağının bilincinde olalım. Vermenin de bir adabı, infakın da bir ahlakı olduğunu unutmayalım. Bize emanet edilen serveti Allah yolunda harcarken başa kakma ya da gönül incitme gibi bir hataya asla düşmeyelim. Kıymetli Kardeşlerim! Ülkemizde pek çok vakfımız infaklarınıza vasıta olmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfımız da yarım asırdır emanet ettiğiniz zekât, fitre, sadaka ve bağışlarınızı öncelikle yurt içinde olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahipleriyle buluşturmaya devam etmektedir. Bu vesileyle dünden bugüne iyiliğin yeryüzünde egemen olmasına vesile olanları rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. CUMA NAMAZI NASIL KILINIR? Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir; Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır. Niyet ederken "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir. Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir. Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur. İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur. Son oturuşta: Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur. Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur. Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir. Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır. Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama" Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya". Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur. Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır. Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.   CUMA NAMAZI KAÇ REKAT? Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269). İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.  
15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 14 Nisan Perşembe (bugün) açıklandı. Birçok kişi her hafta cuma günü cemaat ile beraber cuma namazı kılıyor. Bu kapsamda 15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? 15 Nisan 2022 Cuma hutbesi yayınlandı mı? soru ve konu başlıkları vatandaşlar tarafından şimdiden araştırılmaya başlandı. İşte konuya ilişkin ayrıntılar...

15 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? sorusunun yanıtı merak konusu oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 15 Nisan Cuma Hutbesi konusunda yazılı açıklama yapıldı. Konu başlığı 'ZEKÂT VE İNFAK: İSLAM’IN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ' olarak belirlendi. Ayrıntılar haberimizde.

15 NİSAN CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?

15 Nisan Cuma Hutbesi konusu ve ayrıntıları şu şekilde:

ZEKÂT VE İNFAK: İSLAM’IN KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rahmetim her şeyi kuşatmıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara lütfedeceğim”.

Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı.”

Aziz Müminler!

Uçsuz bucaksız kâinatı yaratan ve idare eden Yüce Allah’tır. O Mâlikü’l-mülktür, mülkün gerçek sahibidir. İnsanı en güzel biçimde var eden, imtihan için bu dünyaya gönderen ve sayısız nimetleri insanın önüne seren de O’dur. İnsanoğlundan beklenen ise yaratılış gayesine uygun bir hayat sürmektir. Yaratıcısına boyun eğmek ve samimiyetle kulluk etmektir. O’nun emir ve yasaklarına uymak, ihsan ettiği nimetlere şükretmektir.

Kıymetli Müslümanlar!

Rabbimizin bize lütfettiği her nimetin kendine has bir şükrü vardır. Zenginlik nimetinin şükrü de zekât ve sadaka vermek, infakta bulunmaktır.

Zekât ve infak, Cenâb-ı Hakkın bize emanet ettiği mal ve serveti ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktır. Kimsesizleri, yetim ve öksüzleri koruyup gözetmek, zenginle fakir arasında gönül köprüleri kurmaktır. Malımızı ihtiyaç sahiplerinin haklarından arındırmak ve bereketlendirmektir. Şefkat ve merhameti yüklenmek, kin ve haset ateşini söndürmektir. Cimrilik hastalığından korunmak, cömertlik erdemine kavuşmaktır. Hırs ve tamah girdabından kurtulmak, kanaatkâr ve diğerkâm bir ruha sahip olmaktır. Hâsılı mal ve servetin gerçek sahibini idrak etmek, kulluk bilincini diri tutmaktır.

Değerli Müminler!

Allah’ın kitabını okuyan, Resûlüllah’ın sünnetine uyan müminler, mallarını varlıkta ve darlıkta, gizliden ve açıktan, gece ve gündüz infak ederler. Mallarını helal yollardan kazanırlar. Zekâtlarını verirken karşılığını yalnız Allah’tan beklerler. “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla erişemezsiniz.” ayetinin sırrına taliptir onlar. Bilirler ki, sadakayla mal eksilmez ve dar zamanda ihtiyaç sahiplerine el uzatmak, aslında kendilerinin ahiret azığıdır. Malın kötüsünü değil iyisini verirler. İnanırlar ki asıl servetleri, dünyada tükettikleri değil, ahiret yurdu için tasadduk ettikleridir.

Aziz Müslümanlar!

“Allah yolunda harcayın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” buyruğuna uyarak yapacağımız hayırlarla dünyevi ve uhrevi tehlikelerden korunalım. Zekât, fitre, sadaka ve infakımızla, bir yetimin yüzünü güldürelim. Bîçare bir yüreğe dokunalım. Bir yaraya merhem olmanın huzurunu yaşayalım. Gönülden vermekle şükür kapısından girildiğinin, bir nimetin bin olacağının bilincinde olalım. Vermenin de bir adabı, infakın da bir ahlakı olduğunu unutmayalım. Bize emanet edilen serveti Allah yolunda harcarken başa kakma ya da gönül incitme gibi bir hataya asla düşmeyelim.

Kıymetli Kardeşlerim!

Ülkemizde pek çok vakfımız infaklarınıza vasıta olmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfımız da yarım asırdır emanet ettiğiniz zekât, fitre, sadaka ve bağışlarınızı öncelikle yurt içinde olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahipleriyle buluşturmaya devam etmektedir. Bu vesileyle dünden bugüne iyiliğin yeryüzünde egemen olmasına vesile olanları rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;

Öğle ezânı okununca, önce dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken

"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.

İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.

Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.

Son oturuşta:

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.

Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir

Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.

Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.

Niyet şöyle edilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya".

Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına". Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.

 

CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).

İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kureselakdeniz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.