Türkiye’nin sinir uçlarıyla kim oynuyor?

Kim ne derse desin Ankara’da devlet var ve devletin verdiği işlerle yürütmeyi gerçekleştiren iktidar var.  Özellikle muhaliflerdeki genel kanaat, iktidar partisinin devletin güvenlik bürokrasisi, yargısı dâhil, tüm kurumlarda muktedir olduğu şeklinde. Haklı olabilirler. Çünkü tüm atamalar Cumhurbaşkanının süzgecinden ve onayından geçiyor.

Ana muhalefet partisi genel başkanı bir önceki genel başkana rahmet okutacak kabiliyette. Halkın onca derdi varken, sanki seçimi kazanacakları kesinmiş gibi, cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye birbirlerini yiyorlar.  Yerel seçimden birinci parti çıkmalarına rağmen, erken seçim talebimiz yok açıklamasıyla, iktidarın yol haritasına tabi olduklarını deklere ettiler. Konuşurken hoplayıp zıplıyor ama inandırıcılıktan uzak. Diğer partilerin durumları içler acısı. Bir eski başbakan, eski yol arkadaşlarına göz kırpıyor beni tekrar aralarına alsınlar diye ama nafile.

Siyasete kim racon kesiyor?

Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi, Meclis’te “Yeni Yol” çatısı altında ortak grup kurdular. Partinin Genel Başkanlığı’na DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan, eski Anayasa Mahkemesi Üyesi Celal Mümtaz Akıncı seçildi.  Meclis’te ortak grup kurmalarına karşın, kendi isimleri altında faaliyet göstermeye devam edecekmiş. Mevcut genel başkanlar da görevlerinde kalacakmış. Üçü bir arada. Bakalım ne yapabilecekler?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Seçilmiş başkanların belediyelerine kayyum atama temayülü belirginleşti. DEM Partili ve CHPli belediyeler bu furyadan nasibini alıyor.  Kiminde bölücü faaliyetler kiminde de akçalı işler kayyum atamalarına gerekçe gösteriliyor. Ama ne hikmetse iktidar partisinin tüm belediyeleri pür-i pak.  Mübarekler sütten çıkmış ak kaşık. Sanırsın kılçıksız balık.

Terörist başının TBMM de konuşma yapması için davet edilmesine,  üç kişilik DEM heyetinin parti parti dolaşarak, icazet dilenmelerine ne demeli? Hatta sürekli CHP’lileri DEM’le demlendikleri için eleştiren bir genel başkanın feodalite artıklarına ağa muamelesi çekmesi de anlaşılacak gibi mi?

O neyse de binlerce şehidin kanının dökülmesinden sorumlu bölücü başının isminin başına sayın ifadesini ekleyerek söze başlamayı konjonktürel marifet sayan bazı milletvekilleri, kamuoyunda nasıl karşılanıyor sizce?

TBMM ‘de grubu bulunan partilerden yaprak dökümü sürüyor.  İYİ Parti eski genel başkanının has kadrolarından geride kalanlar,  birer birer kendi partilerinden istifa ediyorlar. Ankara kulislerdeki iddialara göre  23 Şubat Pazar günü gerçekleştirilecek AK Parti 8’inci Olağan Kongresinde bizzat AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın rozetlerini takmasıyla Ak Partili olacaklar. Bunların arasında başka partilerden belediye başkanı seçilip sonra istifa edenlerin de yer aldığı konuşuluyor.

İYİ Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nden 4 milletvekili ile 20 il/ilçe belediye başkanının AKP’ye geçeceği öne sürüldü. Yine İyi Parti’den istifa eden Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu’nun AKP’ye geçmesinin beklendiği medyada haberleştirilmişti.  Ateş yanmayan yerde duman çıkar mı çıkmaz mı?  Daha önce de İYİ Partili milletvekilleri Dursun Ataş, Seyithan İzsiz, Ersagun Yücel, İdris Nebi Hatipoğlu, Yeniden Refah Partili Suat Pamukçu Gelecek Partisi’nden Nedim Yamalı ile 13 belediye başkanı farklı tarihlerde partilerinden istifa edere AKP’ye geçmişti.

Yeniden Refah Partisi’nin (YRP) adayı olarak Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen, daha sonra partisinden istifa eden Mehmet Kasım Gülpınar’ın da AK Partiye geçeceği iddia edilmiş, ancak bizzat Gürpınar’ın kendisi “AK Parti’ye de geçmem, CHP’ye de, İYİ Parti’ye de. Bağımsız kalacağım. Halk beni bir partiye geçeyim diye oyunu vermedi. Bütün kesimler oy verdi. Bir kere onların görüşü alınmadan adım atılmaz. Ama ben sözlerimle kendimi bağladım, bitti o iş”  diyerek son noktayı koymuştu.

Burası Türkiye. Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzun bir süredir: Dün dündür, bugün bugündür. Belli olmaz. Çünkü bu topraklar; Harun olmaya geldiler Karun oldular diyenlerin koştura koştura eleştirdiklerine biat ettiklerini gördü.

Ordo Ab Chao / Kaostan düzen çıkar mı?

Evet, kaostan düzen çıkabilir. Bu fikir, karmaşık sistemlerde, bazen değişimli ve kaotik görünen geniş zaman içinde belirli bir düzene dönüşebileceğini anlatan bir kavramdır. Özellikle fiziksel, biyolojik ve toplumsal sistemlerde kaos teorisinin durumu için kullanılır. Düzen düzensizliği yaratır. Düzenin anlayamadığımız hali(kaos) varsa ki -illaki olmalıdır- bundan dolayı düzensiz diyemeyiz. Yani düzenin dışına çıkmak imkânsızdır.

Düzensizliğin içinde de bir düzen vardır. Kaos Teorisine baktığımızda, evrendeki düzensizliğin bile aslında bir düzeni olduğunu anlarız, tüm karmaşa ve kaos en temeldeki küçük olaylardan ve olayların oluş sırasından meydana gelmiştir, yani karmaşadan oluşan düzen içinden çıkılmaz değildir.

Toplumların işleyişi, belirli kurallar ve düzenlerle sağlanırken, zaman zaman kaotik durumlarla da karşılaşılır. Değişim, dönüşüm ve çatışma gibi etkenler, bu kaotik unsurların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Ancak bu kaos, bazen yeni düzenlerin veya yenilenmelerin doğmasına da zemin hazırlar.

Düzen ve kaos arasındaki ilişki, toplumların olduğu gibi bireylerin de yeniden kendilerini yaratabilmeleri için geçerli bir süreçtir. Kaosu bilmezsek nasıl bir düzen yaratabileceğimizi de bilemeyiz. O nedenle denge kurmak için her ikisini de deneyimlemiş olmak gerekir.

Türkiye düzenden doludizgin kaosa gidiyor. Nasıl bir toplum mühendisliği yapılıyor anlayabilenimiz var mı?  Köşe başlarındaki ağır abiler, kurt dumanlı havayı sever deyip, gizemlerine gizem katmanın peşinde. Yahu iyi de bulanık suda balık avlanmaz diyenler de sizdiniz.Tehlikeli sularda kulaç atmak

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İmralı’da tutuklu bulunan terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a “ocak sonu ya da şubat başı gibi terör örgütüne ‘Silahları bırakın’ çağrısı yaptırılacağına” dair iddialar  daha vücut bulmadı.  Ne zaman TBMM kürsüsüne çıktı ancak o zaman doğrudur denilebilir. Kimilerine göre yaşayıp yaşamadığı da belli değil.  Hatta bu iddia sahipleri DEMlilerin İmralı ziyaretinin tamamen kurgu olduğunu söylüyorlar.  Pes doğrusu, ne yani milletin gözünün içine baka baka tiyatro mu oynanıyor?

5 Ağustos 1984’te gerçekleştiren bölücü terör örgütü PKK, 41 yıldır kan ve gözyaşından besleniyor. Türkiye’nin birlik, beraberlik ve huzurunu hedef alan silahlı saldırılarla güvenlik güçleri ve sivillerin yanı sıra kadın, çocuk hatta kundaktaki bebeklere kadar birçok masumu katleden terör örgütü, geride gözü yaşlı anneler, acılı eşler ve yetim çocuklar bıraktı. Hain saldırılarda başta güvenlik güçleri olmak üzere aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 15 bini aşkın kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi yaralandı.

Bu ifadeler bana ait değil.  Devletin resmi haber kuruluşu Anadolu Ajansının ifadeleri.  Dolayısıyla PKK terörünün mağdur ettiği, binlerce insan var.  Şehit ve gazi yakınlarının büyük çoğunluğunun bu yeni durumu nasıl içselleştireceği merak konusu?

Çağlayan Adliyesinden kahraman çıkarma operasyonu

Zafer Partisi 31 Mart  2024 Yerel Seçimlerinde Türkiye Geneli Belediye Başkanlıkları Oy Durumuna gore %1.73, oranında  yani  800.905 Oy almiş. Türkiye Geneli İl Genel Meclisleri Oy Durumu ise %2.56 civarında ve  1.101.483 Oya tekabül ediyor.20 Ocak Pazartesi akşamı Ankara’da yemek yediği sırada

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla gözaltına alınan Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Çağlayan Adliyesi’ne sevk edilmesi, Türkiye’nin sinir uçlarına dokunulduğunun resmidir. Muhtemelen kaostan düzen çıkarmak isteyen bir üst akıl devrede. Akıbet hayr ola. Bindik bir alamete gidiyoz kıyamete demekten Allaha sığınalım.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın göz altına alınmasına neden olan konuşma metni üzerinde hazırlık yaptığı anlaşılıyor.  Muhtemelen bu sonucu doğuracağını bile bile lades diye düşünmüş olmalı.  Özdağ, Antalya’da  Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Hiçbir Haçlı Seferi Türk milletini Deist, Ateist, Hristiyan yapamamıştır. Erdoğan döneminde Türk milletinin geniş kesimleri Allah’la aldatanlardan dolayı dinlerinden soğumaya başladılar ve Erdoğan döneminde deist, ateist oranı yüzde 16’yı aştı.”Erdoğan, Türk milletinin devletini tarikat ve cemaatler arasında dağıtarak, şirk koşanları devlete ortak ederek, Türk milletinin inancına zarar vermektedir, milyonlarca sığınmacı ve kaçağı Anadolu’ya sokarak, Türk milletinin kültürünü tahrip etmektedir. Yaşanan şey aslında bir AKP faşizmidir.”

Özdağ, soruşturma haberinden sonra yaptığı sosyal medya paylaşımında “Bu konuşmayı 1000 defa daha yapmaya hazırım” demişti. Siyasi sonuçları ne olur, sandığa nasıl yansır? Hep birlikte göreceğiz.

Koruma tedbirlerinden tasarruf edilir mi?

17 Mayıs 2024 tarihli ve 32549 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tasarruf Tedbirleriyle İlgili 2024/7 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanmasına, bürokratik işlemlerin azaltılmasına ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasına ilişkin tedbirlere yer verilmişti. Bu Kararnameye göre; Savunma ve güvenlik hizmetlerinde kullanılanlar hariç mevcut lojman ve sosyal tesisler ekonomiye kazandırılacaktır. Savunma ve güvenlik hizmetleri için ihtiyaç duyulan taşıtlar ile ambulans ve itfaiye araçları acil ve zorunlu hallerde edinilebilecektir.

Millî Savunma Bakanlığı, Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ile 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununa tabi olarak görev yapanlardan; güvenlik ihtiyaçları nedeniyle gerekli görülenlerin ikametgâhları ile görev yerleri arasındaki sadece sabah-akşam geliş ve gidişleri Cumhurbaşkanlığı izniyle hizmet araçlarıyla sağlanabilecektir. Savunma ve güvenlik hizmetleri hariç; kamu kurum ve kuruluşlarınca toplu taşıma olan yerlerde personel servisi hizmeti sonlandırılacak, hizmet alımı suretiyle sağlanan personel servisi hizmeti ise sözleşme süresinin bitimine kadar devam edebilecektir.

Ancak bu kararnameye rağmen devlette mahrem görevleri nedeniyle özel korumaya tabi emekli olmuş askeri personel hakkında bazı düzenlemelerin yapıldığı iddia ediliyor.  Buna göre; özel korumaya tabi bazı emekli personelin sadece şüpheli durumlarda koruma çağırma statüsüne geçirildiği ifade ediliyor.  Böyle bir şey olabilir mi? Umarım doğru değildir. Görev yaptıkları dönemde canları pahasına devlet ve millete hizmet edenler,  öncelikle Türk Devletine ve Türk Milletine EMANETtir.

 

Kısmi Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/articles/cd7dvgx5gnjo

https://www.bbc.com/turkce/articles/cnv3vz59zqvo

https://www.tomorrow.com.tr/duzen-kaostan-dogar/

http://uyksef.org.tr/yakin-koruma-hakkinda-bilgiler/

https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/iran/19012025

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/05/20240517-5.pdf

https://www.psikolojiagi.com/kaos-teorisi-duzensizligin-icindeki-duzen/

https://www.sozcu.com.tr/harun-olmaya-geldiler-karun-oldular-wp7198177

https://tr.euronews.com/2025/01/20/sozcu-tv-zafer-partisi-lideri-umit-ozdag-gozaltina-alindi

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/teror-orgutu-pkk-37-yildir-kan-ve-gozyasindan-besleniyor/2334482

https://www.odatv.com/diger-haberler/suleyman-demirelin-turk-siyasetine-damga-vuran-sozleri-19414023

https://www.ekonomim.com/gundem/iddia-4-milletvekili-ve-20-baskan-daha-ak-partiye-gececek-haberi-794095

https://www.birgun.net/haber/kulis-3-farkli-partiden-akpye-4-milletvekili-20-belediye-baskani-gececek-591976

https://medyascope.tv/2024/08/12/iyi-partiden-akpye-23-yildonumu-takviyesi-istifa-eden-uc-milletvekili-akpye-mi-katilacak/

https://t24.com.tr/haber/kulis-iyi-parti-den-istifa-eden-kursad-zorlu-ve-aksener-e-yakin-bazi-milletvekilleri-akp-ye-gecebilir,1207111

https://www.akparti.org.tr/haberler/genel-baskan-yardimcimiz-kandemir-partimizin-kongre-surecine-iliskin-konustu-09-01-2025-23-44-35/