Polonya, İngiltere ve Fransa’nın desteği ile Rusya’ya karşı kara savaşına hazırlanıyor
Ukrayna savaşı kimlerin işine geliyor? Savaşın kaybedenlerine bakıldığında, ne Ukrayna’nın ne de Rusya’nın işine geldiği ortada. Çünkü savaşın asıl kazananları küresel tefeciler. Bu iki ülkenin sahip olduğu her açıdan bereketli toprakları ve enerji kaynaklarını talan etmek isteyen sömürgeciler. Bir de yancılar var.
Savaşın memnunları Asya Pasifik ülkeleri
Ukrayna savaşından en çok memnun olan ülkeler sıralaması yapılsa listenin ilklerinde Uzakdoğu Asya ülkeleri yer alırdı. Çünkü Ukrayna savaşının sürdürülmesi daha çok Avrupa ülkesinin savaşa dahil olmasına yol açtığı gibi, ABD’nin başını çektiği emperyalist konsorsiyumun Asya Pasifik savaşını da geciktiriyor.
Bu ülkeler açısından Ukrayna Savaşı’nın olabildiğince uzaması bir o kadar iyi. Bu kapsamda savaşı kendi bölgelerinden uzak tutmak için Asya-Pasifik ülkeleri Ukrayna’daki savaşın sürdürülebilir olmasına ciddi katkılar sunuyorlar.
Son zamanlarda Rus ordusuna en az 10.000 Kuzey Kore askerinin gelişiyle birlikte, Çin, Japonya ve Güney Kore’nin değişen rolleri, Ukrayna’da genişleyen bir vekalet savaşı olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Tüm belirtilere göre, cevap evet: Savaş, Hint-Pasifik ülkelerinin küresel sahnede çıkarları için rekabet etmeleri için yeni bir emsal oluşturuyor.
Ukrayna Savaşı’nın Suriye’ye yansıması
Ruslar, Suriye’deki askeri kaynaklarını büyük ölçüde Ukrayna cephesine çekti. Bu kapsamda Rusya, Suriye’deki yaklaşık 6 bin askerini Ukrayna cephesine gönderdi. Ukrayna’da sıkışan Rusya, Suriye’deki askeri varlığını oluşturan Hmeymim, Kamışlo, Deyr ez-Zor ve T4 hava üslerindeki Rus askerlerini hava yoluyla Ukrayna cephesine taşıdı.
Hava gücünü de Ukrayna cephesine gönderen Rusya, Suriye Rejimine destekte yetersiz kaldı. Türkiye adına askeri açıdan olumlu bir gelişme olarak algılanan bu fiili durum er geç neticesini verecekti. Çünkü Rusya’nın boşalttığı alanı İran’ın stratejik olarak Türkiye karşısında caydırıcı bir güç olarak doldurma kapasitesinin olmadığı bir gerçekti.
İsrail’in Gazze savaşını Lübnan’a taşıma stratejisi büyük ölçüde Hizbullah’ın askeri varlığını imha amacı taşıyordu. Bırakın silah mühimmat yığınağını yok etmeyi, insan kaynaklarını bile kuruttu. Hizbullah’ın lider kadrosunu ortadan kaldırdı.
Şii Koridorunun uç noktası Lübnan’ı elinde tutmak isteyen İran, Suriye’deki milislerinin büyük kısmını Lübnan’a intikal ettirdi. Son tahlilde Suriyeli muhaliflerin operasyonel başarısının etkenlerden bazıları bunlar.
Joe Biden Ukrayna savaşını uzattı
Ukrayna’ya destek veren müttefik bileşenlerinin öngörülen hedeflerinin başında Rus ordusunu, Rus ekonomisini olabildiğince hırpalamak var. Ateşi maşayla tutuyorlar. Biden ekibi yeni politikasıyla; Rusya’nın, savaşı uzatmak ve saldırganlığı artırmakla ABD’yi, NATO müttefiklerini ve Ukrayna’yı suçlamasına imkan verdi.
Bununla birlikte NATO’nun Avrupalı bileşenleri, Rusya’nın askeri tehdidine karşı ABD’nin bu tehdidi savuşturmada gereken dikkat ve ciddiyeti göstermediğini, bu nedenle Rusya’nın daha da saldırganlaştığını düşünüyor.
Alman Federal Meclisi üyesi Roderich Kiesewetter’in “Rusya, NATO antlaşmasının 5. maddesinin sınırlarını zorluyor” açıklaması önemli. Çünkü bu madde, üyelerden herhangi birine saldırı olması durumunda birbirlerinin yardımına koşmalarını zorunlu kılıyor ve “belirsizliği körüklemek” için kullanılıyor.
Biden yönetiminin Ukrayna’ya, Rusya içindeki Rus askeri hedeflerini vurmak amacıyla Amerikan silahlarını kullanma izni verdiğini duyurması, Avrupalı müttefiklere göre geç kalınmış bir karar. Neden mi? Eğer ABD yönetimi savaşı baştan bitirmek isteseydi, bunu baştan yapardı. ABD, Ukrayna’nın çökmesini engelleyecek kadar ona yardımcı oluyor, ancak savaşı sonlandırmıyor.
Ukrayna’nın Amerika Birleşik Devletleri İçin Önemi
ABD’yi savaşın girdabına çekmek isteyen küresel sermaye, ABD dış politikasını etkileyen kuruluşlara Ukrayna’nın ABD çıkarları açısından neden önemli olduğunu açıklattırıyor.
ABD ekonomisini korumak. Kuzey Amerika ve Avrupa, dünyanın GSYİH’sinin neredeyse yarısını oluşturuyor. ABD’ye yapılan yabancı yatırımın üçte ikisi Avrupa’dan geliyor ve 48 eyalet Çin’e yaptığından daha fazlasını Avrupa’ya ihraç ediyor.Bu, milyonlarca Amerikan işini destekliyor. Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgalinin baltaladığı Avrupa istikrarı, ABD ekonomisine ve dolayısıyla Amerikan işçisine fayda sağlıyor. Ukrayna’ya yardım etmek, bu istikrarın korunmasına yardımcı oluyor.
Çin saldırganlığını caydırmak.Rusya, Çin’in küçük ortağıdır. Zayıflamış veya yenilmiş bir Rusya, daha zayıf bir Çin anlamına gelir. Pekin, Batı’nın Ukrayna’yı nasıl desteklediğini izliyor. Güçlü ve muzaffer bir Ukrayna, Tayvan’ı daha güçlü gösteriyor ve Çin saldırganlığını caydırıyor. Büyük güç rekabetinde başarılı olmak.Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, Amerika’nın Rusya-Çin-İran-Kuzey Kore eksenine karşı büyük güç rekabetinin merkezinde yer alıyor. Kuzey Kore, askeri teknoloji karşılığında Rusya’ya 10.000 asker, milyonlarca top mermisi ve yüzlerce füze sağladı.Bu arada İran, savaş uçakları ve diğer gelişmiş yetenekler karşılığında Rusya’ya insansız hava araçları ve balistik füzeler sağlıyor. Çin’in Rusya’ya teknik, ekonomik ve diplomatik desteği, tüm bunların Pekin’in ABD’yi baltalama stratejisinin bir parçası olmasını sağlıyor.
ABD askeri girişimini yirmi birinci yüzyıl savaşına hazırlamak. Ukrayna’ya verilen destek, ABD savunma sanayi tabanında artık düzeltilebilecek büyük eksiklikleri ortaya çıkardı. Savaş ayrıca Amerikan yapımı askeri donanımı barış zamanında mümkün olmayan bir şekilde test etti.Amerikan kayıpları olmadan. ABD neyin işe yaradığını, neyin yaramadığını ve sistemlerin savaşta nasıl evrildiğini öğreniyor. Ve Ukrayna ABD silahlarını aldıkça, Amerika kendi silah stoklarını daha yeni, daha etkili sistemlerle değiştiriyor.
Güç göstermek.Başarılı bir Ukrayna, Amerikan gücünü gösterir. Ancak Putin’e boyun eğmek ve ortakları terk etmek, dünya Amerikan zayıflığını gösterir. Ukrayna’yı, Rusya’ya tek taraflı olarak fayda sağlayan bir anlaşmaya zorlamak bile, ABD’nin rakiplerini cesaretlendirir ve Amerika’nın müttefiklerinin diğer güvenlik düzenlemelerine yönelmesine neden olur.ABD’nin askeri eylemsizliği Çin ve Rusya’yı cesaretlendirdi
Çin ve Rusya, ABD’nin eylemsizliğini, askeri ve siyasi amaçlarını ilerletmek için tırmanmaya izin vermek olarak algılıyor. Bütün bunlar Rusya’nın (ve Çin’in) saldırganlığını daha da körükledi.
Batı’dan gelen askeri yardımların yavaş bir şekilde serbest bırakılması nedeniyle uyum sağlamak için zaman verilen Rus ordusu, avantajını sonuna kadar kullanıyor.
Ruslar, tüm doğu cephesi boyunca, aynı anda Ukrayna’nın enerji altyapısını ve şehirlerini bombalıyor. Donald Trump’ın ABD’de seçilmesiyle birlikte, birçok kişiye göre, hem siyasi hem de askeri düzeyde gelgit kesinlikle Putin’in lehine döndü.
Biden yönetiminin Ukrayna’nın Rusya topraklarının derinliklerine saldırmak üzere ABD’nin uzun menzilli silahlarını kullanmasına izin vermesi, ABD-NATO’nun Rusya’ya karşı savaşında yeni ve tehlikeli bir tırmanışa işaret etmektedir.
Sadece iki gün sonra Ukrayna’nın bu silahları kullanarak saldırıya geçmesi, ABD ve NATO güçlerinin, yıkıcı sonuçları ne olursa olsun, çatışmayı şiddetlendirme yönündeki amansız dürtüsünün altını çiziyor.
Birleşik Avrupa ordusu savaşa girecek
Avrupa medyasında, Birleşik Avrupa’nın Rusya’ya karşı savaşta, gerekirse ABD’den bağımsız olarak, daha iddialı ve saldırgan bir rol üstlenmesinin zorunluluğu üzerine yoğun bir tartışma var.
Londra ve Paris, Rusya ile topyekûn bir savaş tehdidi oluşturan askeri tırmanışa karşı kitlesel halk muhalefeti hiçe sayarak, Ukrayna’ya geniş çaplı bir kara müdahalesi planlıyor. Gizlice tartışılan bu planlar, Avrupa ile Rusya arasında nükleer bir savaş çıkarma tehlikesinin yanı sıra, Avrupa askeri güçlerinin yığınağını finanse etmeyi de içeriyor.
Fransız Le Monde gazetesinin yayımladığı “Ukrayna’ya Avrupa askerlerinin gönderilmesi tartışmaları yeniden alevlendi” başlıklı haberde şu yorum yer aldı: “Paris ve Londra Ukrayna’da askeri bir koalisyona öncülük etmeyi göz ardı etmiyor.”
Britanyalı bir askeri kaynağa dayandırılan haberde şunlar ifade ediliyordu: “Birleşik Krallık ile Fransa arasında savunma işbirliği konusunda, özellikle de Ukrayna ve daha geniş anlamda Avrupa güvenliğine odaklanmış, Avrupa içindeki müttefiklerden oluşan sert bir çekirdek oluşturmak amacıyla görüşmeler sürüyor.”
Nitekim Avrupa’nın Ukrayna’ya müdahale tartışması, Ukrayna’nın geniş maden, sanayi ve tarım kaynaklarının hangi Avrupalı güçler tarafından kontrol edileceği sorusunu hemen gündeme getirmektedir.
Fransız ordusu, Avrupa’nın baskın ekonomik gücü olan Almanya’nın rolünü en aza indirecek planlar üzerinde çalışıyor. “Avrupa’daki iki nükleer güç, Fransa ve Birleşik Krallık, bu nedenle kilit bir rol oynayacaktır. Baltık Ülkeleri, Polonya ve İskandinav ülkeleri de önemli adaylar olarak görünmektedir.”
Promete Hareketi sahne alacak
Promete Hareketi; 1925-1939 arasında varlığını sürdürmüş, kurucusu Polonyalı devlet adamı Mareşal Jozef Pilsudski olan siyasi bir hareket. 1924’de İstanbul’da, Polonya elçisi Arthur Knoll önderliğinde yapılan toplantıya Azerbaycan, Gürcistan ve Kuzey Kafkasya Milli Hareketi temsilcileri katılmış, çıkan karar ile Kafkasya İstiklal Komitesi kurulmuştu.
Promete Hareketi’nin öncüsü Kafkasya İstiklal Komitesi’dir. Hareketin amacı; Sovyet karşıtı milletlerin müşterek bir muhalefet oluşturarak, Sovyet sisteminin verdiği zararları en aza indirip, iyileştirme çalışmaları yapmaktı.
Promete örgütünün merkezi yayını Varşova’da Şark Enstitüsü tarafından neşredilen Orient-Wschod isimli dergiydi. Promete şemsiyesi altında yayımlanan dergiler; Varşova’da Şark Enstitüsü denetimindeydi. Çünkü Şark Enstitüsü bizatihi Promete’nin yönetim merkeziydi.
Mareşal Jozef Pilsudski, müstevli Rusya’nın, Polonya’yı işgal ve istila edebileceğini, tek başlarına Rusya ile mücadele edecek güçte olmadıklarını öngörmüştü.
Rusya’nın istila ve sömürgesinden kurtulabilmek için Sovyet sisteminde yaşayan milletlerin bağımsızlıklarını kazanması gerektiği kanaatindeydi. Pilsudski, bu nedenle Rus emperyalizminin kıskacındaki ulusların bağımsızlık taleplerini Polonya Devleti’nin meselesine dönüştürmüştü.
Polonya ordusu hazır
Polonya Silahlı Kuvvetler Komutanı Orgeneral Wieslaw Kukula uzun bir süredir ülkesinin Rusya ve Belarus sınırındaki asker sayısını artırmasının nedenini, askerlerini topyekün çatışmaya hazırlamak olarak açıklıyor.
Nitekim geçtiğimiz günlerde Polonya BaşbakanıDonald Tusk, Ukrayna’daki çatışmanın büyük ölçüde tırmanmasının ardından küresel bir savaş tehdidinin “ciddi ve gerçek” olduğunu söyledi. Sonuç küresel tefeciler şimdi de Katolik Polonya’nın başına kına yakacak.
Kısmi Kaynakça
https://www.kurdistan24.net/tr/story/478596
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60748873
https://www.wsws.org/tr/articles/2024/11/28/quff-n28.html
https://kafkassam.com/promete-hareketi-ve-ukrayna-luganskda-savasan-turkler.html
https://www.politico.eu/article/serious-threat-of-global-war-poland-donald-tusk-russia-ukraine-missiles/
https://www.rand.org/pubs/commentary/2024/11/ukraine-is-now-a-proxy-war-for-asian-powers.html
https://www.konuyorum.com/2024/11/29/hts-rus-iran-anlasmazligini-firsata-cevirdi/.html#google_vignette
https://www.reuters.com/world/europe/poland-must-prepare-army-full-scale-conflict-army-chief-says-2024-07-10/
https://nypost.com/2024/11/24/opinion/team-bidens-non-response-to-russias-hybrid-war-only-fuels-aggression/
https://www.hudson.org/foreign-policy/getting-ukraine-position-strength-strategy-trump-administration-luke-coffey