Vali Ömer Seymenoğlu'nun A'dan Z'ye 3. Sene-i devriyesi ve karnesi
Bakıyorum da elle tutulur, gözle görülür, Isparta ve toplum menfaatlerine çakılmış bir çivi yok.
Ceviz kabuğu kadar bir ilerleme görsek kesinlikle bunu yazmaktan, çizmekten çekinmeyeceğiz.
Çalışkan olduğunu, büyük aşamalar kaydedeceğini bize söylediklerinde heyecanlanmıştık. Ama karşımıza yerinde oturan, imza devri yapan, imtina eden bir tablo çıktı.
Devlet adamlığını kendisine müteaddit defalar hatırlattık. Ne yazık ki, belli birim ve kişilere bağlı ve onların telkin ve temayüllerinden çıkmayan bir organizasyon görüntüsü içerisindeydi.
Eksikler aynen bekliyor dersek ve bunları sıralarsak;
a-ticaret, b-turizm, c-tarım, d-tanıtım, e-tasarruf, f-teşvik, g-tasarım, h-tanzim ve düzenleme, ı-tedbir gibi konularda büyük eksiklikler kaldığı yerden devam ediyor.
Firma bazına baktığımızda dünya piyasalarına açılan yüksek, orta yada vasat endüstri adına bir atılımın olmadığını, bununda sebebinin esnaf erbabı ile ticaret erbabının başına paraşütle inmeler olduğu…
Gelirler adına ne yazık ki, vergi matrahlarında günden güne önemli düşüşler olmakta ve Isparta göç vermektedir. Siyaset erbapları Lale Devrini yaşarken vatandaş Şelale Devrini yaşamaktadır.(Bazı siyasiler hariç). Siyaset bezirganları, başkanlığa, kaptanlığa, imamlığa, ustalığa, şefliğe ve defçiliğe, bekçiliğe, çöpçülüğe, elmacılığa, armutçuluğa ve ayvacılığa ya kendileri yada adamları gelmekte…
Hangi konuya el atsanız Isparta için maalesef elimizde kalıyor: Uyuşturucu, apart ahlaksızlıkları, yandaşlara çekilen peşkeşler, ihale hırsızlığı, ödenek yolsuzluğu, istimlak hortumculuğu gibi sanki önceden akademik kariyer yapılmışcasına, ritmik, aritmetik, kritik, sentetik, lirik, epik, didaktik yöntemlerle söğüşlemeler…
Irgat gibi görülen işçilerin problemleri, iş güvenliğinden ari çalışmaları, inşaatlarda hiçbirinin baret ve koruyucu ekipman kullanmaması, sorumlu mümessillerin film seyreder gibi bakması. Bir kaza olduğunda ise cenaze namazına bir sürü gibi akması…
İklim değişikliği tüm dünyayı vurmuşken ve art arda bütün göller kurumaya yüz tutmuşken Eğirdir gölümüz ise SOS verirken Sayın Valiliğin ne gibi önlemler aldığını bilmiyoruz.
Jandarma ve Polis teşkilatımız elinden geleni yapmaktadır. Ancak bazen politik ve kritik tercihler olabilmektedir. Bunu da yaşayarak görüyoruz.
Kamu bürokrasisi tamamen politize olmuş durumdadır. Devlete sadakat, işine sadakat yerine bir milletvekiline serenat anlayışı maalesef çivileri yerinden oynatmıştır. Eskiden Sayın Vali ilinize x şahsını x makama atıyoruz, kanaatinizi bildiriniz deniliyordu. Şimdi ise Sadi sen kimi istiyorsun? Zade sen ne istiyorsun? Zabun kaç liraya ihtiyacın var? Armağan sen bize armağansın denilmektedir.
Lale Devri artık bitmektedir. Devletimiz çok ciddi ekonomik buhrandadır. O nedenle liyakat önemlidir. Aksi taktirde üretim yapılamaz.
Mevcut üniversitelerimize bakılırsa biri akademik yönden, başarı yönünden çöküntü içerisinde. Diğeri ise yeterli ödenek sağlanamadığından ilerleme kaydedemez durumdadır. Hal böyleyken topluma önder olması gereken akademik yapı öncü rol üstlenememektedir. Bir üniversitede bir rektör olur. Ticari, siyasi, fiili ve resmi rektör olması halinde direksiyonun nasıl çevrileceği bilinemez.
Nerede fakir- fukara, garip-guraba varsa haberdar olunmalıdır. Ne yazik ki, SYDV(Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı) ve İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden vatandaşlara yardım yapılması bir merasime tabiidir. O nedenle vatandaş kış ile mücadele ederken bir de bürokrasi mücadelesi içerisindedir.
Ortada yaşanan, yukarıdaki durum, Devletin her kademesi ile ilgilidir.
Önlem almak, Devletin, dolayısıyla Devlet adına valiliğin görevidir. Bazı bürokratların bir milletvekiline harcadığı vaktin 1'ini yandaşa değilde vatandaşa ayırmalıdır.
Personel, sahibine göre hareket eder. Esnafın ekonomik sıkıntılarının had safhada olduğu bugünlerde Sayın Valinin esnafları ziyaret etmesi, Devletin yanlarında olduğu görüntüsünü vermesi gerekmez mi?
Resmi olmakla resim çekilmez. Sayın Cumhurbaşkanının dediği; ‘’Harbi olmak gerekir.’’ Bir milletvekilinin yaptığı gibi her konuda harbilik bir yana hesabi olursanız…
Sayın yetkililer balkondan bakma dönemi bitmiş, o dönemde Dalton’da kalmıştır. Şahin olmak ancak, yurt dışı düşmana karşı olur. Vatandaşımıza karşı şahin değil, şair olunuz.
Tüm bu yazdıklarımıza bakılırsa bunlar Sayın Seymenoğlu’nun ilin her konuda ne denli sorumlusu olduğunu açık seçik ortaya koymaktadır.
Uzatmak istemiyoruz. Sayın Valinin Kuresel Akdeniz ve TİNGADER(Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) ailesine ne denli kırmızı gözle baktığını biliyoruz. O geçmişte rüşvet almaktan atılan besin mensuplarıyla halen kapıcılık yapan gazetecilerle birlikte olsun. Namık Kemal’in ifadesinde olduğu gibi Küresel Akdeniz olarak;
Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin.
Dönersem kahpeyim, millet yolunda biz azimetten.
Şiarıyla biz yolumuza devam ediyoruz.
Üzülmüyoruz. Sadece Devletin bu kadar çoluk-çocuk eline bakar hale getirilmesi (önceki valiler) üzüntü vericidir.
Vatan bizim, imkan bizim, insan bizimdir. Babalar her çocuğuna eşit davranmak zorundadır. Devlet babadır. Yoksa Sayın Demirel vefat edince babalık bitmiş midir?
Yazılarımızda zülfiyare dokunduysak kendilerinden af ve özür dileriz. Niyetimiz kimseyi üzmek değildir.
Zaman ne çabuk geçmiş. Sayın Vali 3. senesinde. Bu karnede not yazmadık ama tarihe not düştük. Sayın Vali ile gördüğümüz çok anekdotlarda oldu. Naçizane danışmanlarını, basın biriminin gözden geçirmesini, Türkiye’de 81 merkezde teşkilatını kurmuş TİNGADER Genel Merkezi ve Kuresel Akdeniz olarak 2022 yılında Sayın Valiye başarılar dileriz.
Mehmet Ali ÇELİK
Küresel Akdeniz İmtiyaz Sahibi
TİNGADER (Tüm İnternet Gazeteciliği ve Gazeteciler Derneği) Gn. Bşk.
TGF (Türkiye Gazeteciler Federasyonu) Isparta İl Temsilcisi Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı üye