Yalçın Topçu: Srebrenitsa tarihin kara bir lekesidir
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Srebrenitsa, insanlığın silemediği, tarihin kara bir lekesidir.” dedi.
Bayramlaşma vesilesiyle bir araya gelen Yerli Düşünce Derneği ve Dergisi mensuplarının gündemi “Srebrenitsa Soykırımı” oldu.
Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı ve Uluslararası Aliya Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu da, bir konuşma yaparak şunları söyledi:
“Srebrenitsa’da yapılan soykırımın yıldönümünde 8372 şehidimizi saygı ve rahmetle anıyoruz.
Avrupa’nın ortasında Boşnak kardeşlerimize 11-22 Temmuz 1995 yılında yapılan JENOSİT’İ asla unutmayıp ve asla unutturmayacağız!..
BOSNA, HALEN DAHA İYİLEŞTİRİLMESİ GEREKEN YARALARLA DOLU
Büyük komutan, devlet, siyaset bilgesi ve İnsanlığın İzzeti Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi dört yıllık tahrip eden savaşın ardından Bosna, halen daha iyileştirilmesi gereken yaralarla dolu.
Srebrenitsa kesinlikle bunların başında, en büyük ve en derin olanı, insanlığın silemediği, tarihin kara bir lekesidir.
Türkiye ve Türk Milleti; Boşnak kardeşlerinin uğradığı soykırım ve zulümlerin takipçisidir. Onların her alanda yanlarında olma ve asla yalnız bırakmama konusunda kararlıdır.
Bütün şehidlerimizi saygı ve rahmetle, gazilerimizi sağlık ve minnet dileklerimizle anıyoruz.”
Her şey nasıl başladı?
Savaş suçlusu Ratko Mladic komutasındaki Sırp birlikleri, 11 Temmuz 1995 günü Srebrenitsa’yı ele geçirdi. Şehirde yaşayan siviller, BM bünyesinde bölgede görev yapan Hollandalı askerlere sığınarak hayatta kalmayı umsa da Hollandalı askerler onları Sırp güçlerine teslim etti.
Savaştan sonra yargılanarak aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok savaş suçundan müebbet hapse mahkum edilen Mladic’in 11 Temmuz 1995 günü söyledikleri, adeta birkaç gün içinde olacakların da habercisiydi. Sırp bayramı arifesinde şehri Sırp milletine armağan ettiklerini söyleyen Mladic, “Nihayet bu topraklarda Türklerden (bölge Müslümanları için kullanılan ifade) intikam alma zamanı gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
Nihayetinde sadece birkaç gün içinde en az 8 bin 372 Boşnak sivil katledildi, çok sayıda kadın ve çocuk evlerinden sürgün edildi.
Orman yolu “ölüm yolu” oldu
Srebrenitsa’nın işgal edilmesinin ardından şehirde yaşayan Müslümanların bir bölümü, bugünkü şehitliğin tam karşısında bulunan eski akümülatör fabrikasında konuşlanan Hollanda askerlerine sığınırken bir kısmı da orman yolundan Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmayı seçti. Orman yolunu seçenlerin de Hollandalı askerlere sığınanların da kaderi aynı oldu.
Yaşanan büyük katliamlar nedeniyle halk arasında “ölüm yolu” olarak da anılan orman yolunu seçen binlerce Boşnak, Sırp askerlerin kurduğu pusularda öldürüldü.
Hollandalı askerlere sığınanlar da eski akümülatör fabrikasındaki ilk gecenin ardından başlarına gelecekleri anladı. İlk gece fabrikaya giren Sırp askerleri kimlik kontrolünü yapıp keyiflerine göre bazı erkekleri götürürken, eşlerinden ya da oğullarından ayrılan kadınların çığlıkları duvarlarda yankılandı.
Ertesi gün Hollandalı askerlerin birkaç metre ilerisinde, kampın hemen dışında bekleyen Sırp askerleri, kadın ve çocukları otobüslere bindirirken erkekleri hemen orada ailelerinden ayırdı. Ailelerinden ayrılan erkekler, daha sonra katledilip farklı toplu mezarlara gömüldü. Kadın ve çocuklar ise yıllardır yaşadıkları evlerinden sürgün edildi.
Hollanda da “kısmen” suçlu
Srebrenitsalı Boşnak sivillerin medet beklediği Hollandalı Birleşmiş Milletler (BM) askerlerinin soykırımdaki rolü, aradan geçen onca yıla rağmen hala tartışılıyor.
Şehrin Sırp güçlerince işgal edilmesinin ardından çekilen ve kamuoyunun da aşina olduğu görüntülerde Hollandalı BM askerlerinin komutanı Thom Karremans’ın 11 Temmuz 1995’te bir araya geldiği Mladic karşısında el pençe durması gözden kaçmadı. Şehre giren Sırp askerlerine ateş açılması nedeniyle Karremans’ın adeta ifadesini alan Mladic’in, görüntülerin sonunda ise Karremans’a içki ısmarlaması ve ikilinin birlikte kadeh kaldırması görülüyor. Hollandalı askerlerin Srebrenitsa’dan uğurlanması öncesinde de Sırp komutanın, Karremans ve ailesine çeşitli hediyeler vermesi de bir başka detay olarak göze çarpıyor.
Tüm bu görüntülere rağmen Karremans asla yargılanmadı. Hollanda devleti ise Srebrenitsa’daki katliamdan “kısmen” suçlu bulundu. Kurban yakınlarınca 2007 yılında açılan davada, Lahey Bölge Mahkemesi, Srebrenitsa’nın işgali sırasında BM bünyesinde görevli Hollandalı askerlere sığınan 300 Boşnak sivilin Sırp askerlerine teslim edilmesinden dolayı Hollanda’yı suçlu buldu. Mahkeme, “Hollandalı askerlerin, Sırplara teslim edilen 300 kişinin öldürüleceğini öngörmesi gerektiğini” belirtti.
“Soykırım” kararı ve suçlular
Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007 yılındaki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.
Sırp komutan Ratko Mladic, ICTY’de görülen davada, aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok suçtan müebbet hapse mahkum edildi.
Aynı mahkeme, 2016’daki kararında ise Bosnalı Sırpların savaş dönemindeki eski lideri Radovan Karadzic’e Srebrenitsa soykırımı dahil 10 ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme ayrıca Srebrenitsa soykırımında işledikleri suçlar nedeniyle eski Sırp general Radislav Krstic’i 35 yıl, Vidoje Blagojevic’i 15 yıl, Vujadin Popovic ve Ljubisa Beara’yı müebbet, Drago Nikolic’i 35 yıl, Ljubomir Borovcanin’i 17 yıl, Vinko Pandurevic’i 13 yıl, Radivoje Miletic’i 19 yıl, Milan Gvero’yu 5 yıl hapse mahkum etti.
Bosna Hersek Mahkemesinde görülen başka bir davada ise 13 Temmuz 1995 günü bine yakın Boşnak sivilin katledilmesiyle suçlanan Milorad Trbic, 30 yıl hapse mahkum edildi.
Farklı mahkemelerde görülen “Srebrenitsa” davalarında bugüne kadar 45 Sırp, toplam 699 yıl hapis cezası aldı.
Öte yandan, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic de Srebrenitsa’daki soykırımla suçlanmış ancak yargılanması devam ederken tutuklu bulunduğu cezaevinde yaşamını yitirmişti.