HTŞ lideri Goloni’nin gücü Suriye Milli Ordusunu dağıtmaya yeter mi?

Suriye Milli Ordusu, Türkmen Pınarı/Ayn El Arap / Kobani kentini kuşattı. Kentteki göstermelik ABD’li askeri unsurlarının üslerini boşalttığı bildiriliyor. Çok kısa bir süre sonra Kobani’nin de Suriye Milli Ordusu tarafından özgürleştirildiğini duyarız. 

8 Temmuz 1889 tarihinde kurulan, New York merkezli gazete Wall Street Journal’ın  ABD’li yetkililere dayandırdığı özel haberine  göre  ABD, Türkiye ve milis müttefiklerinin, ABD destekli Kürt güçlerinin kontrolündeki Suriye topraklarına büyük çaplı bir askeri operasyon düzenlemeye hazırlanıyor olmasından giderek daha fazla endişeleniyormuş. 

Haber analizde Türk üniformalı komandoların, topçu birliklerinin ve müttefik milislerin sınır boyunca stratejik noktalara konuşlandırıldığı belirtiliyor. Korkunun ecele faydası yok.

 HTŞ Ankara’nın nesi olur?

Muhaliflere hemen her konuda yardım elini uzatan Türkiye’ye, HTŞ dahil hiç bir muhalif örgüt karşı koymaya kalkışmak gibi şansını zorlayacak tutum sergileyemez. 

Çünkü Eylül 2018’de Rusya ile Türkiye arasında varılan Soçi mutabakatında, İdlib vilayetinde oluşturulmasında karar kılınan “çatışmasızlık bölgelerinin” denetim ve gözetim görevi Türkiye’ye verilmişti. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin İdlib gerginliği azaltma bölgesine yani çatışmasızlık bölgesine intikal ederek, güvenlik noktaları oluşturdu. Bölgeye sığınan muhalif güçleri, Rusya, İran ve Baas rejim ordusunun hava ve kara  unsurlarının saldırılarından korudu. 

HTŞ’nin İdlip te kurduğu siyasi ve  asker sistem ile savaş ekonomisi  büyük ölçüde Türkiye sınırından beslendi. Hatta Türkiye İdlip bolgesinin ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin tedarikçisiydi. HTŞ ekonomisi büyük ölçüde Katar gibi bazı Arap ülkelerinin  fonlamasıyla ayakta durdu.  

Rus, İran ve Suriye Baas güçlerine karşı savaşta kullandıkları silah ve mühimmat Türkiye sınırları  üzerinden   temin edildiler. Türk güvenlik unsurları HTŞ ileri gelenlerini sürekli izlediler. Diyalog kapısını açık tuttular.  

HTŞ bünyesinde  sadece  Sünni Selefi Araplar yok. Türkmen ve Kürt gruplarının yanısıra Doğu Türkistan İslami Hareketinden  binlerce savaşcı  HTŞ ye monte edildi.   

Bir Rumeli  türküsünün,Drama Köprüsü Bre Hasan ‘ın sözlerini hatırlayın, ne diyor kolektif hafıza ; “ Mezar taşlarını Hasan koyun mu sandın. Adam öldürmeyi Hasan oyun mu sandın. At martini Debreli Hasan dağlar inlesin”

Doğu Türkistan İslami Hareketi, Suriye’de hangi durumda…

Çatışmaların başladığı 2011’den bu güne Suriye’ye ordu güçleri ve müttefiklerine karşı savaşmak için binlerce Çin vatandaşı Doğu Türkistan Türkü geldi/getirildi.

Bir kısmı, soluğu El Nusra (yeni adıyla Fetih el Şam/HTŞ), IŞİD, Ahrar uş-Şam’da aldı.Daha büyük bir kitle ise Çin’in Sincan merkezli Uygur kökenlilerin oluşturduğu Türkistan İslam Partisi’ne (TİP) kapağı attı.

Gelenlerin ortak gayesi, savaş deneyimi kazanmak ve geri dönüp Doğu Türkistan’ın istiklal savaşını başlatmak.5 bin Doğu Türkistanlı savaşçı sayısının aileleriyle birlikte toplamda 20 bini bulduğu tahmin ediliyor. Bu az-buz bir rakam sayılmaz. 

Türkmen, Kürt Dağı ile birlikte Cisr El Sugur bölgesinde yerleşim ve kontrol alanları oluşturan  Türkistan İslam Partisi mensupları, kendi vatanlarından binlerce kilometre uzakta, Çin yönetiminde bulamadıkları huzuru kan dökerek can vererek arıyor.

Bu nedenle, kendilerine Suriye sahasında yeni yerleşim alanı kazanarak, savaş tecrübelerini artırarak Doğu Türkistan’ın Çin işgalinden kurtarılacağı güne kadar burayı mesken tutma niyetindeler. 

İki yüzlü riyakar Batının HTŞyi pohpohlaması ne anlama geliyor ?

Suriye rejiminin sonunu getiren HTŞ lideri Ebu Muhammed el Golani, bu göreceli başarısının ardından sanki kerameti kendinden menkulmuş gibi bir anda batılı medya kuruluşlarının ilgi odağına dönüştü. Amaçları adamı pohpohlayıp, Türkiye ile arasını açmak.

ABD deki enstitüler dahil batılı medya kuruluşları, mal bulmuş mağribi gibi bir anda HTŞ lideri Ebu Muhammed el Golani’yi keşfetti. Çizilen portre sanki bize İsa’nın 12 Havarisinden birisini gösteriyor.

HTŞ Suriye’yi  sahipleniyor

Golani yönetiminde HTS kendisini dramatik bir şekilde dönüştürdü ve açıkça cihatçı köklerinden  El Kaide ve DAEŞ’ten ayrıldı. Nitekim bunun faydasını bugün çok net görebiliyorlar. Bu yeni aşama evrim için başka bir platform sağladı, itibar  ve  yasal hüviyet kazandırdırdı.

Elbette grubun son dört yıldaki kurum inşası, savaş alanındaki zaferleri çok daha büyük bir devlet inşası projesine konsolide etmek için iyi bir konuma getirdi. 

Geçici hükümet HTŞ’nin İdlip’teki yönetim yapısının  Şam’a uyarlanmasıdan başka birşey değil. Ancak IŞİD veya Taliban’dan çok daha liberal olsa da, Golani ve güçleri Şam’daki iktidar günlerinde  özünde otoriter bir silahlı grup olmayı sürdürüyor.