Hamas, Hizbullah, PKK ve İsrail Tasfiye mi ediliyor ?

Soğuk Savaş dönemi (1947-1991) boyunca pek çok terör örgütü kuruldu ve faaliyet gösterdi. Bu örgütlerin bazıları ideolojik olarak Soğuk Savaş’ın iki büyük kutbu olan Batı Bloku (ABD ve müttefikleri) ile Doğu Bloku (SSCB ve müttefikleri) tarafından dolaylı olarak destekleniyordu. Bu terör örgütleri, Soğuk Savaş’ın ideolojik ve siyasi gerilimleri içinde şekillenmiş, hem bölgesel hem de küresel çapta etkili olmuşlardır.

İşte Soğuk Savaş döneminde önemli rol oynayan bazı terör örgütlerinden kısaca söz edelim : 

1.sırada Kızıl Tugaylar (Brigate Rosse) Kuruluş: 1970, İtalya. İdeoloji: Marksist-Leninist. Faaliyetleri: İtalya’da solcu bir örgüt olarak kurulan Kızıl Tugaylar, iş adamlarına, politikacılara ve ABD askerlerine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. 1978’de İtalya Başbakanı Aldo Moro’yu kaçırıp öldürdüler.

2. sırada Baader-Meinhof Grubu (Kızıl Ordu Fraksiyonu – RAF) Kuruluş: 1970, Batı Almanya.  İdeoloji: Marksist-Leninist Faaliyetleri: Batı Almanya’da devrimci sol bir örgüt olan Baader-Meinhof Grubu, banka soygunları, bombalamalar ve suikastlar düzenledi. Özellikle Batı Almanya hükümetine ve NATO’ya karşı çıktılar. 

3.  sırada ETA (Euskadi Ta Askatasuna) 1959’da  İspanya kuruldu. Temel amacı  Bask bölgesinin bagımsızlığını savunan Bask milliyetçiliği. Faaliyetleri: ETA, Bask bölgesinin İspanya’dan bağımsızlığı için savaştı. 1960’lardan itibaren şiddet eylemlerine başladı ve İspanyol hükümetine karşı saldırılar düzenledi. 

4. sırada  Irgun Hā-ʾIrgun Ha-Tzvaʾī Ha-Leūmī b-Ērētz Yiśrāʾel / İsrail Topraklarındaki Ulusal Askerî Örgüt  Filistin İngiliz Kolonisi iken  1931’de kuruluyor.   Siyonizm. Faaliyetleri: İsrail Devleti’nin kurulması öncesinde, Filistin topraklarındaki İngiliz yönetimine karşı şiddet eylemleri gerçekleştirdiler. 1946’da King David Hotel’e yapılan bombalı saldırı gibi büyük eylemlerle tanındı. 

5. sırada FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) Kuruluş: 1964, Kolombiya. İdeoloji: Marksist-Leninist Faaliyetleri: Kolombiya hükümetine karşı gerilla savaşı başlatan FARC, toprak reformu ve sosyalist bir devrim talebiyle silahlı mücadele yürüttü. 

6. sırada PKK (Kürdistan İşçi Partisi) Kuruluş: 1978, Türkiye İdeoloji: Marksist-Leninist ve Kürt milliyetçiliği. Faaliyetleri: Türkiye’nin doğusunda Kürtlerin bağımsızlığı için savaşan PKK, 1980’lerin ortalarından itibaren şiddet eylemlerini artırdı. Türkiye, PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmektedir. 

7. sırada  El Fetih. Kuruluş: 1959, Filistin. İdeoloji: Filistin milliyetçiliği. Faaliyetleri: Yaser Arafat tarafından kurulan El Fetih, İsrail’e karşı silahlı direnişi benimsedi. 1967’deki Altı Gün Savaşı’ndan sonra Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) bir parçası haline geldi. 

8. sırada Japon Kızıl Ordusu var. 1971’de Japonya’da kuruluyor. İdeolojisi Komünist devrimcilik.  Faaliyetleri: Japonya’da hükümete karşı silahlı direniş hareketleri gerçekleştiren bu örgüt, dünya çapında uçak kaçırma ve diplomatik hedeflere yönelik saldırılar düzenledi. 

Soğuk savaş döneminin terör örgütleri   neden, nasıl ve ne zaman  tasfiye edildiler?

Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan birçok terör örgütü, ideolojik ve siyasi güç mücadelelerinin bir yan ürünüydü. Bu örgütlerin tasfiyesi, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle, uluslararası dengelerin değişmesi, bölgesel ittifakların bozulması ve terörle mücadele yöntemlerinin gelişmesi gibi bir dizi faktörle gerçekleşti. 

Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan birçok terör örgütü, ideolojik ve siyasi güç mücadelelerinin bir yan ürünüydü. Bu örgütlerin tasfiyesi, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle, uluslararası dengelerin değişmesi, bölgesel ittifakların bozulması ve terörle mücadele yöntemlerinin gelişmesi gibi bir dizi faktörle gerçekleşti. 

Neden Tasfiye Edildiler?

Bu soru çok farklı  şekillde  cevaplanabilir. Birinci faktör Soğuk Savaş’ın sona errmesi denilebilir.  1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla, ideolojik ve bölgesel çatışmalar zayıfladı. Bu örgütlerin birçoğu, Soğuk Savaş döneminde Batı ve Doğu blokları tarafından dolaylı olarak destekleniyordu. Soğuk Savaş’ın sona ermesi, bu desteklerin kesilmesine ve örgütlerin zayıflamasına neden oldu.

ikincisi İç Dinamiklerin Değişimi: Bazı örgütler, siyasi veya ideolojik hedeflerini kaybettikleri ya da liderlik boşluğu yaşadıkları için kendi içlerinde bölündüler veya dağıldılar.  

Üçüncüsü Uluslararası Baskılar: 1990’lar sonrası uluslararası toplumun terörle mücadelede iş birliği yapması, birçok terör örgütünün marjinalleşmesine yol açtı.

Nasıl Tasfiye Edildiler?

1.Askeri Müdahaleler: Devletler, özellikle güçlü ülkeler, bu örgütlere karşı doğrudan askeri operasyonlar düzenleyerek onları zayıflatmayı ve yok etmeyi hedefledi. Örneğin, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’dan çekilmesi sonrası mücahit gruplar üzerindeki denetim ve müdahaleler arttı.

2.Diplomatik Çözümler: Bazı terör örgütleri ile müzakereler yapılarak barış anlaşmaları imzalandı ve silah bırakmaları sağlandı. Özellikle yerel ayrılıkçı hareketlerle barışçıl çözüm süreçleri başlatıldı.

3.Ekonomik ve Sosyal Reformlar: Örgütlerin taban bulduğu sosyal sorunların çözülmesiyle, onları destekleyen halkın desteği çekildi ve örgütler zayıflatıldı.

4.Gizli Operasyonlar: İstihbarat örgütlerinin bazı kilit liderleri hedef alarak tasfiye etmesi, örgütlerin liderlik yapılarının çökmesine ve operasyon kabiliyetlerinin azalmasına neden oldu.

Ne Zaman Tasfiye Edildiler?

iki dönemde  tedavülden kaldrıldılar. Birinci dönem 1980’ler ve 1990’lar: Soğuk Savaş’ın sonuna doğru, Batı ve Doğu bloklarının çekişmesinin azalması ve 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birçok örgüt önemini yitirdi. Özellikle Latin Amerika, Afrika ve Asya’daki birçok komünist veya sosyalist gerilla hareketi bu dönemde tasfiye edildi ya da barış süreçlerine dahil oldu. 

İkinci dönem ise  2000’ler ve Sonrası: 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında ABD öncülüğünde başlatılan küresel terörle mücadele, bu tür örgütlerin kalan unsurlarına karşı yoğun baskılar uygulanmasına yol açtı. El Kaide ve benzeri örgütlere karşı savaş açılması, Soğuk Savaş döneminden kalma birçok örgütün izole edilmesine neden oldu. 

Sonuç olarak, Soğuk Savaş döneminin terör örgütleri, uluslararası dengelerin değişmesi, devletlerin artan baskıları ve kendi iç sorunları nedeniyle büyük ölçüde zayıfladı ve tasfiye edildiler. Ancak bu örgütlerin bir kısmı evrilerek ya da yeni formlara bürünerek farklı yapılar içinde varlıklarını sürdürebildi.

Bununla birlikte El Kaide ve DAEŞ (IŞİD) gibi terör örgütleri, özellikle son yıllarda büyük darbeler alsalar da tamamen tasfiye edilebilmiş değiller. Birçok liderleri öldürülmüş veya yakalanmış, örgütlerin kontrol ettikleri topraklar büyük ölçüde geri alınmıştır. Ancak bu örgütler, farklı bölgelerde, özellikle zayıf yönetimlerin olduğu veya iç savaşların sürdüğü yerlerde faaliyetlerine devam ediyorlar. Özellikle Irak, Suriye, Afganistan ve bazı Afrika ülkelerinde hâlâ saldırılar düzenleyebilmekte ve ideolojik etki yaratabilmektedirler.

Her iki örgüt de merkeziyetçi yapılarının zayıflamasıyla, daha küçük, bağımsız hücreler halinde faaliyet göstermeye devam ediyor. DAEŞ’in özellikle sanal ortamda propaganda ve militan devşirme faaliyetleri de önemli bir tehdit olarak sürmektedir. El Kaide ise daha sessiz kalsa da bazı bölgelerde etkisini korumaktadır.

Yeni nesil siber hibrit/terör örgütleri 

 Konvansiyel savaş dönemin terör  örgütleri  yerine  Hibrit Savaşı’nın  gerek duyacağı yeni nesil terör örgütlerinin sahne alacağı bir dönemden söz edilebilir. Atlantik destekli yeni nesil özellikle siber  terör örgütlerine hibrit savaş deneyiminin nasıl kazandırılacağı tam bir muamma.  

Birinci derecede hedef ülkeler ise Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu olacaktır.  Özellikle etnik milliyetçilik ve dinler arası çatışma riski üzerinden siber terör örgütlerinin hibrit saldırılarına  tanıklık edilecek.  

Maalesef Pekin ve Moskova’nın kendilerine yönelik yeni nesil terör örgütlerini Avrupa veya Amerika’ya taşıma şansları bulunmuyor. Çünkü kontrol edebilecekleri  etnik ve dini gruplar  yok.  

Her ne kadar sönmüş volkan  muamelesi görselerde  ETA, İRA vs gibi örgütler her an aktifleşebilir.    Film repliği gibi, hepsi bir cinnete bakar. Mesela bu bağlamda   ETA, İspanya ve Fransa arasındaki Bask bölgesinde bağımsızlık talebiyle 1959’da kurulan ve 2011’e kadar silahlı mücadele sürdüren bir örgüt.  

Fransa/Korsika’da bağımsızlık talep eden milliyetçi örgütler, özellikle 1970’lerden itibaren Fransa’ya karşı silahlı mücadele yürütmüştür. Bunlardan en bilineni FLNC (Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi)‘dir. FLNC, zaman zaman şiddet eylemlerine başvurmuş olsa da, son yıllarda barışçıl çözümler üzerinde duran hareketler ön plana çıkmıştır.Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi, bugün hala adanın bağımsızlık talebinde ısrarcı. 

1959’da Bask bölgesinin bağımsızlığı için kurulan Euskadi Ta Askatasuna/ ETA, uzun yıllar İspanya’da silahlı mücadele yürütmüştür. Sol görüşlü ve milliyetçi bir örgüt olan ETA, birçok terör eylemi düzenlemiştir. 2011 yılında silahlı mücadeleyi bırakmış, 2018’de ise tamamen feshedildiğini açıklamıştır.

GRAPO (Grupos de Resistencia Antifascista Primero de Octubre): 1975 yılında Franco diktatörlüğüne karşı kurulan GRAPO, Marksist-Leninist bir örgüttü. Devlete ve kapitalist sisteme karşı silahlı mücadele yürütmüş, bombalı saldırılar ve kaçırma eylemleriyle tanınmıştır. 2000’li yıllarda örgütün gücü önemli ölçüde azalmış ve aktif bir tehdit olmaktan çıkmıştır.

Son yıllarda İspanya, uluslararası cihatçı terör örgütlerinin hedefi haline gelmiştir. Özellikle 2004’te Madrid’de gerçekleşen tren saldırıları, El-Kaide ile ilişkili gruplar tarafından gerçekleştirilmiş ve 191 kişinin ölümüne neden olmuştur. Daha yakın dönemde ise IŞİD gibi örgütlerin İspanya’da saldırılar düzenleme girişimleri olmuştur, özellikle Barselona’da 2017’de düzenlenen araçlı saldırılar dikkat çekmiştir.

İspanya’nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminin  ayrılıkçı girişimlerinden söz edilebilir. Ülkenin 17 özerk yönetiminden biri olan Katalonya, İspanya içinde farklılılığını her seferinde öne çıkartsa da, bağımsızlık yanlısı girişimlerin yoğunlaşması 2010 yılından itibaren başladı.

Yine İtalya’da Brigate Rosse, Ordine Nuovo, NAR/ Nuclei Armati Rivoluzionari gibi örgülerler var.    Avrupa’da terör örgütlerine karşı en zayıf halka İtalya gibi görünebilir. 

Federe yapılı Belçika’da nüfusun yaklaşık yüzde 60’ının yaşadığı zengin Flamanya bölgesinde halkın çoğunluğu daha güçlü otonomi isterken, bağımsızlık yanlısı partilere destek yüzde 40’a yaklaşıyor.

Aklı olan Türkiye ile uğraşmaz. Türkiye’yi karşısına almaz. Hangi birinin ordusu 2000 yaşında ? Hangi biri, Cihanşümul Kadim Türk Devleti ile başa çıkabilir? 

İsrail ile birlikte NATO patentli terör örgütleri ortadan kaldırılıyor 

Küresel soygun şebekesinde çatlak var. Amerikalılar ,Avrupalılar ayrı telden çalıyor.  Maestro Lucifer olsa da kullanılan  ne  kadar rnstrüman varsa hiç birinin akortu yok. İngilizler  zaten başlı başına sömürge ekolü.  Çin ve Rusya, NATO’ya rağmen  nasıl  ayakta kalabileceklerinin hesabını yapıyor.  

Anglosakson ittifakı; neredeyse 150 yıldır sürdürdüğü enerji tedarikinde yeni bir arayış içinde.  Artan enerji ihtiyacını eski sömürgelerinden daha düşük maliyetle temin edebilecek,  yol ve partnerler deneniyor. Bu yeni süreçte İsrail gibi yapay bir devletin yeri yok. Çünkü Birleşik Krallık, Siyonizm’i çıkarlarının önündeki engel görüyor! Bu nedenle yeni bir jeopolitik ve askeri politikaya  ihtiyaç var.

Hamas, Hizbullah, PKK ve İsrail Tasfiye mi ediliyor?   

Şu anda Hamas, Hizbullah ve PKK gibi bölgesel terör örgütlerinin tasfiye edildiğine dair bir süreç  içeren geniş çaplı operasyonlar görülmektedir.   Ancak, bu örgütler uzun yıllardır çeşitli ülkeler tarafından askeri, diplomatik ve istihbarat operasyonlarıyla desteklendiler. 

Örneğin Fransa, İran ve Suriye; Hizbullah’ı ABD’nin Lübnan’da egemenlik kurmasına karşı öne çıkardılar. Hamas İsrail’e karşı kısmen İngiliz istihbaratı tarafından kullanıldı. Bu örgütler halen aktif durumda ve operasyonlar devam etmektedir.

Avrupa Yahudilerinin Filistine taşınması ve İsrail’in kuruluşu emperyalist bir paylaşımın doğal sonucuydu.  Bu nedenle proje devlet diyenlerde var.   Bana göre Türkiye’nin küresel kraliyete soktuğu çomaktı. Türkiye’nin İsrail ve  MOSSAD’ın kuruluş sürecine dahlini uzun uzun anlattığım yazılar daha duruyor.    

HAMAS’ın 7 Ekim ile saldırısıyla şişeden çıkan cin bir türlü çıktığı şişeye geri döndürelemiyor. Deli danalar  gibi sağa sola  saldıran  Siyonist  katil İsrail,   yolun sonuna geldiğinin  farkında bile değil. 

İngilizler Amerikalılar İsrail’in tasfiyesinde anlaşamıyor

ABD’nin, İsrail’in  Gazze ve Filistinlilere yönelik saldırısını bölge çapında daha geniş bir savaş çıkarmak için kullandığı  düşünebilir. Nitekim ABD, uluslararası liderlik iddiasında bulunurken ve mevcut uluslararası düzenin garantörü rolündeyken,  Gazze  çatışmasının daha büyümesini engellemedi. 

Aksa Tufanı operasyonu ile gerilimi tırmandıran ABD, Ortadoğu’ya asker ve silah yığdı. Sebebi  Hizbullah lideri  Nasrallah’ın  sözde  İsrail’in hava saldırısı ile öldürülmesinden daha iyi anlaşılmıyor mu?  

Commonwealth of Nations/İngiliz Milletler Topluluğu’nun, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı Aksa Tufanı Operasyonundan, Anglosfer istihbaratı Five Eyes/ Beş Göz’ün haberinin olmaması mümkün mü?

Anglo-Sakson istihbarat ağının; İsrail güvenliğine yönelik tehditleri sinyal/bilgi havuzuna düşmesine karşın, İsrail ordusu ve MOSSAD ile paylaşmadığı anlaşılıyor. Bilgi/istihbarat paylaşımını bir kenara bırakın, İsrail’in haberleşme sistemini bile anlık karartmışlar.

Erken uyarı sistemleri, radarlar, kameralar, telsiz dinleme sistemleri, elektronik ne varsa hepsi saldırı anında devre dışı bırakılmış. Bunu ancak yüksek teknoloji sahibi küresel bir odak yapabilir; o güç odağı da kabak gibi belli; Anglosfer istihbaratı Five Eyes yani Beş Göz.

Ateşe atılan ülkeler ve Nasrallah’ın akıbetinden ne anlaşılmalı?

Hizbullah lideri Nasrallah’ın  öldürülmesinde  Akdeniz’de seyreden USS Theodore Roosevelt uçak gemisi ile birlikteABD donanmasına ait USS Wasp helikopter gemisinin parmağı olmadığını kim söyleyebilir ?

Belki de güdümlü mermi taşıyan USS Georgia denizaltısından fırlatılan fûzelerle  öldürülmüştür?  İsraildeki Siyonist katil Netanyahu hükümetinin  ABD için mayın  eşekliği yapma gönüllüğü kimseyi şaşırtmıyor değil mi? ABD  ister  uçak , helikopter gemisinden veya denizaltıdan fırlatsın  önemli değil.  Nasıl olsa İsrail her türlü saldırıyı  üstleniyor. 

Acem yalanlarına inanırsanız, Hizbullah lideri Nasrallah, telsiz, çağrı cihazlarının patlatılmasından sonra İran’a götürülmüş İsrail saldırısında Nasrallah’ın duplörü öldürüldü. Nasrallah yaşıyormuş. Yalanınız batsın.  Buna kim inanır ?   

Çoktan  Pehleviceye gönül vermiş  persik İranlı grafiker ressamlar  Kasım Süleymani, İbrahim Reisi veya İsmail Haniye’nin ölümünden sonra çizdikleri gibi yine bir Şehitler Cemi  resmi yaparlar.  Binlerce inanan insanlar bu şekilde konsolide ediliyor.  Halâ daha İran’ın Siyonizme veya küresel lusifer  çetesine karşı savaştığına inananlar var. 

Hizbullah lideri Seyyid Nasrallah’ın sözde İsrail’in  düzenlediği hava saldırısı ile öldürülmesinden  2-3 gün önce  yayınladığım Ermeni Taşnak-Hizbullah işbirliği Gazze’yi unutturdu!Lübnan’da Ermeniler ve Hizbullah arasında nasıl bir dayanışma var? başlıklı makalemde, Türkiye’nin Hizbullah’a bakış açısını  yansıtmaya çalıştım.  

Türkiye için Hizbullah,  Türkiye’yi çevrelemeye çalışan şer güçlerin koordinasyonunda, Tahran merkezli Şii Koridorunun  Lübnan ayağından  başka birşey değildi. Suriye’de Türk ordusunun karşısında  konuşlanmanın bedelini ödetiyorlar. 

İsrail’in gündemi savaş falan değil  yılın adamı kim?

İsrail ordusunun Gazze’den sonra Lübnan’ı  hedefe koyması, her zaman yaptığı gibi rutin şekilde Suriye’yi bombalaması , hatta Yemen’de Husi askeri  üslerine saldırması  dünya kamuoyunda şok etkisi yaratsa da faso fiso.  Deyim yerindeyse boş beleş işler. Nasıl olsa ABD bombalıyor, İsrail üstleniyor. Siyonist katil  Netanyahu da parsayı topluyor.

-Başbakan Benjamin Netanyahu, yanında Savunma Bakanı Yoav Gallant (solda) ve IDF Genelkurmay Başkanı Korgeneral Korgeneral Herzi Halevi, Tel Aviv’de güvenlik değerlendirmesi yapıyor.

Aslında son kısım tam da öyle değil. Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’de Netanyahu’nun  başarısına  ortakçı.  O nedenle İsrail medyasında yılın adamı kim olsun tartışmasında iki katilin ismi geçiyor. Bunlardan biri Netanyahu diğeri de Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi.

Evet ibret ve dikkatle izleyelim. Bakalım İsrail halkı iki katilden  hangisini tercih edecek ? 

İlgili  Okumalar

https://www.jpost.com/opinion/article-821956

https://kafkassam.com/omur-celikdonmez-hizbullahi-bir-de-boyle-okuyun.html

https://x.com/oc32oc39/status/1839979446951940349?t=xyu1Dsz6ASK4t8U6-hpO9A&s=19

https://www.kibrishaber.com/ortadoguda-gerilim-kibris-aciklarinda-abd-ve-ingiliz-savas-gemileri/

https://www.timesofisrael.com/herzi-halevi-becomes-idfs-23rd-chief-of-staff-in-handover-ceremony/

https://forward.com/opinion/206918/a-kippah-on-the-head-of-israel-s-intelligence-ch/#ixzz3gk3OV6K0

https://www.konuyorum.com/2024/09/26/lubnanda-ermeniler-ve-hizbullah-arasinda-nasil-bir-dayanisma-var/

https://mobil.egelobisi.com/yazarlar/omur-celikdonmez/siyonizm-in-anglo-sakson-akli-israil-i-tasfiye-mi-ediyor/2975/

https://www.haaretz.co.il/news/politics/2013-11-16/ty-article/.premium/0000017f-db38-d3ff-a7ff-fbb8b0ee0000

https://www.nytimes.com/2013/11/16/world/middleeast/to-a-philosopher-general-in-israel-peace-is-the-time-to-prepare-for-war.html