YAVUZ ASLAN ARGUN (1942-31 Temmuz 2018) MEKÂNI CENNET OLSUN

Yavuz Ağabey hesap adamı değildi. Bir gönül adamıydı. Hasbi bir insandı. İnsanları en çok etkileyen., Onu karizmatik kılan  bu özelliğiydi.
Adını aldığı Yavuz kadar cesur bir insandı. Taksim olaylarında (Kanlı Pazar olayları) MTTB mitinginde milleti Taksim’de toplanacağız ve solculara Taksimi dar edeceğiz diye yemin ettirenler (istihbaratçı olduğu deşifre olan Orhan Kiverlioğlu vb.) onbinlerce insanı meydanda kederiyle baş başa bıraktılar. 
Aslında olay baştan itibaren çift taraflı provokasyondu. ABD donanması boğaza demir atmış, solcu gençlerde Dolmabahçe’de askerlerden bazılarını denize atmıştı. Sonra Pazar  günü Taksim’de ABD’yi protesto için yasal miting izni almışlardı. Hava çok gergindi. Sokaklar hareketliydi. Bu arada Bayezid kulesine kızıl bayrak asıldığı şayiası çıktı. Sağcı basın fotoğraf yayınladı. Cumartesi günü MTTB Bayezid'de miting düzenledi (bir gün önce) ve o mitingde ertesi gün solcuların mitingini yaptırmayacağız diye topluluğa  yemin ettirdiler
Pazar günü Sol guruplar Gümüşsuyu üzerinden Taksim meydanına doğru sloganlarla akıyordu. O zamanlar solun kalesi olan İTÜ’de 'gericilere meydanı dar edeceğiz' diye söz alınmıştı. (Alan provokatörün ismini unuttum). Ama Taksim meydanı sağcılarla tamamen doluydu. Polis iki gurubun arasına girmedi veya cesaret edemedi . Eğer müdahale edilmez se gelenler bekleyenleri sürükleyecek ve linç olayları yaşanacaktı. 
Ben Yavuz Abiden bizzat dinledim, az sayıdaki insanla o gelen solcu kortejin önüne atlıyorlar ,(meydanın başında) gelenleri püskürtüyorlar ve geri döndürüyorlar. Arbede geriye kaçanlarla  aşağıdan yeni gelenler arasında yaşanıyor . Sol guruptan çok sayıda insan çiğnenerek ölüyor. Böyle bir eylem  mangal gibi yürek ve çok sağlam kavgacı olmayı gerektirirdi. Yavuz Abi böyle bir deliydi (aşırı kahraman anlamında). 
Ben onun DİSK’in bütün İstanbul’u esir aldığı bir günde (15-16 Haziran olayları) Cağaloğlu YMM dergisinde çatıya çıkıp binlerce solcuya meydan okumaya çalıştığını gördüm. Sekiz on kişi zor tutabildik. Hakikaten Allah’ın aslanıydı..
Polis Yıldız olaylarından dolayı tevkif edince (Battal Mehetoğlu’nun öldürülmesi olayı) Yıldız’daki bir arkadaşla birlikte Aykut Abinin direktifiyle en az 15-20 gün delil toplamaya çalıştık. Benim evim Balmumcu’da idi.  Annem yalnız ve hasta idi. Bir gece geldiğimde Onu banyoda bayılmış buldum. O hali ömür boyu hep yürek yaram olarak kaldı.
Defaatle Kırklareli’ne ziyarete gittik. Kaç defa öldürmeye kalktılar. Rabbimin izniyle, cesaretiyle ve hapishane ortamında mert kabadayılarla kurduğu dostluklarla kurtuldu. Gittiğimizde O bize halimizi sorar, sıkıntılarımız varsa üzülür, Teselli eder ve moral verirdi.
Sonradan şöyle olmuş böyle olmuş pek ilgilenmedim. Şu saatten sonra önemi de yok zaten . Ben  1977’de İstanbul’daki kopuşla fiilen  ayrıldığım için sonraki ayrılışların teferruatını bilmiyorum. Bir kere gönlüm soğumuştu. İşin idealizmine güvenim sarsılmıştı. Sonraki kavgaları birçok kişiden sadece dinledim. Kanaatim kavgaların temelinde fikir ayrılıklarının olmadığıydı. Gençlik idealizmi tükenince yollar ayrılmıştı.
En son Erhan diye üniversiteden sevdiğim bir arkadaşım Çerkezköy'e ziyaretime gelmişti. Lâf lâfı açtı. Ona Yavuz Ağabeye kırgınım, istese dağılmayı önleyebilirdi dedim. Açıyım telefonu kendin söyle dedi. Aynen de söyledim. Kendisi için o zamanlar yazdığım şiirimden bir mısra okudum. 'Taş erirdi Yavuz değil, Taş çürürdü yavuz değil, Onun imanına kainat sığar.'. diye. 
Bizim güven ve sevgimizi boşa çıkardınız dedim. 
Yapamadık be yavrum, beceremedik deyince söylenecek başka bir söz  kalmadı.
Bu tip lider tabiatlı  insanlar nadirattandır Hem bigili, hem hatip, hem alabildiğine cesur. Onun hakkında hep eğer felek nasip etseydi de Osmanlı Sultanı olsaydı Alpaslan gibi, Yavuz gibi, 4.Murat gibi bir serdar olurdu diye düşündüm. 
Ama herkesin bir kader çizgisi var. Nasipten ziyade olmuyor. Rabbim taksiratını affetsin. Mekânı cennet olsun.

TÜRKÂY KARAKAŞ