MİLLİYETÇİLİK ÜZERİNDEN
Devletimin kurucusu ve felsefesinin temel ilkesi olan MİLLİYETÇİLİKTE, ve ilkeyi tanımlamakta, iki kavram kullanılırdı… Ya, ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ, Ya da tek başına, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ…
Bu iki kavramı kullanma cesareti olmayan ve ülkemin temel değerlerine zarar vermek isteyenlerin kullandığı, tek kavram çıktı ve çok kullanılmaya başlandı.
MİLLİYETÇİ, MİLLİYETÇİYİM…
Anladık, milletçisin de, bu ilkeyi, bu değeri kullanma ihtiyacın neden, nereden doğdu? Neden Milletçi, Milliyetçi olma ihtiyacı hissettin, neden Milletçi, Milliyetçi olarak kendini ifade etme zorunluluğu hissettin, derler…
Ya, ATATÜRK MİLLİYETÇİSİSİNDİR, Ya da ifade etme zorunluluğun varsa kendini, TÜRK MİLLİYETÇİSİSİNDİR. Benim ülkemde, benim vatanımda, benim yaşadığım yerde…
Benim yurdumda, kimse milliyetçiliğini hamaset olarak yazamaz, söylemez, konuşmaz.
Çünkü, BİZ BİZİ BİLİRİZ.
Milletini, milliyetçiliğini ifade etme zorunluluğu hissedenlere hatırlatmak ve sormak isterim.
İngiliz sinsiliğinin, MİLLİYETÇİLİĞİ mi?
Ermeni hainliğinin, MİLLİYETÇİLİĞİ mi?
Yunan kalleşliğinin, MİLLİYETÇİLİĞİ mi?
Yahudi hizmetkarlığının, MİLLİYETÇİLİĞİ mi?
Yazarken, konuşurken kısaca kendini ve yaptığını açıklama zorunluluğu hissettiğinde bira daha AÇIK, biraz daha AÇIKLAYICI ol ki, yanlış anlaşılmasın.
Benim ülkemde, bir arada yaşayanların tek başına MİLLİYETÇİYİM, kavramını kullanmasına gerek yok. Kullanma gerekçeni anlayalım ve bilelim…
Ne Mutlu ki, bize; bu ülkede yaşıyoruz…
Ne mutlu ki bize; tarihsel birlikte yaşamışlığın, inancın, kabul görmüş değerler mozaiğinde, MİLLİYET, MİLLİYETÇİLİK yaratmışız.
Ne mutlu ki, bize; gelecekte de, oynanan her kirli oyuna karşı birlikte yaşama azmine sahibiz.
Ne mutlu bize…
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
DİYEBİLENE!...