Moskova’da Putin’e kim darbe yapar, neden yapar?

Lafı dolandırmadan dümdüz soralım; Kremlin’de saray darbesi olur mu? Nitekim 2014 Aralık’ta Reuters muhabiri Putin’e sordu: “Yakın çevrenizden bir saray darbesi bekliyor musunuz?"  Putin soruya özetle şu yanıtı verdi: “Sakin olun. Bizim sarayımız yok ki saray darbesi olsun. Kremlin’de ofisimiz var. O da korkmayın, iyi korunuyor. Onun Rus halkın desteğinden daha sağlam koruması yok. Bu destek var. Çünkü Rus halkı kalbiyle ve ruhuyla bizi destekliyor.”  Bu soruya verdiği cevaptan Putin’in ya soruyu anlamamazlıktan geldiği ya da ironi yaptığı veya gerçekten anlamadığı söylenebilir.  Putin nasıl korunuyor? Oldukça iyi korunuyor, üst düzey korunuyor. Moskova trafiğinden hazzetmiyor. Trafikte vakit kaybetmeye tahammülü olmadığından, belki de rakip şehir St.Petersburg’dan geldiğinden, başkentle başı çok hoş değil. Evden çalışıyor. Şehrin batısında, Novo-Ogaryovo’daki bir villayı daimi rezidansı seçtiğinden beri ülkesini genellikle buradan yönetiyor. Vladimir Putin’in kullandığı Moskova'daki  Novo-Ogarevo Başkanlık Rezidansı’nda yeni tip koronavirüs salgınından korunmak için özel bir tüneli var. Putin, dijital telefon yani cep telefonu kullanmıyor. Çeşitli bilgi kaynaklarına başvuruyor, bilgisayar üzerinden internet kullanıyor. Ama bildiğim kadarıyla, kendisine ait cep telefonu yok, başka iletişim araçlarını tercih ediyor.  Kremlin'de gizli haberleşme ağı kullanılmaya devam ediyor. Çünkü uzmanlara göre; kullanılan güvenli gizli telefon hatları tüm modern akıllı telefonlardan daha uzun ömürlü. Putin, güvenlik gerekçesi ile cep telefonu kullanmadığından "iletişimi nasıl  sağlıyor" diye düşünebilirsiniz? Rus Çarı, klasik tutkunu. O eski usül sabit hattı tercih ediyor. Putin'in sosyal medyaya uzak durması ve internetten fazla hoşlanmaması kendisinin de açıkladığı gibi, internetin bir CIA projesi olduğunu düşünmesinden. Başkan’ı korumak için alınan önlemler aralıksız olarak gün boyunca sürdürülüyor. Etkinliklerde ve Kremlin’de görevli olan tüm çalışanlara zorunlu testler uygulanıyor.  Putin'in korunmasından “Federal Protection Service” (FSO) sorumlu. Federal Güvenlik Hizmetleri, Rusya Federasyonu devlet büyüklerinin, onların yerleşkelerinin ve geçtikleri yolların güvenliğinin sağlanması üzerine kurulu bir iç güvenlik organı. Daha ziyade Kremlin Sarayı girişlerinde tarihi üniformaları ile görülebilecek “FSO” görevlileri, diğer iç güvenlik organlarının gönderdikleri bilgiler ve istihbaratlar ile güvenlik önlemleri alıyor. Buna rağmen güvenlik ihlalleri yaşanabiliyor. Korumaları intihar ediyor, ölü bulunuyor. Rusya’da darbe geleneği var mı? Olmaz mı? Rus halkının Çarlık Rusyası’nda ölümü pahasına Bolşevik devrime nasıl katıldığı ortada. Rus insanının ruh portresini en güzel anlatan Rus Romancılardır. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Lev Nikolayeviç Tolstoy ve bir sonraki kuşaktan Aleksey Maksimoviç Peşkov yani en çok bilinen adı ile Maksim Gorki, Rus insanının ruh dünyasının, Rus toplumunun anlatımları ile fotoğrafını çektiler. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra işlevselleşen Rus Ortodoks Kilisesi, dahi “Baba - Oğul - Kutsal Ruh” adına yoksulluk sınırında yaşayan Rus halkını kontrol edemeyebilir. Bolşevik Devrimi, Leninist, Troçkist, Stalinist yaklaşımlar kapsamında Komünist Parti Politbürosu’nun tasfiyeleri Rus halkının kolektif bilinçaltında yerini koruyor. -Stalin, Lenin, Troçki- Stalin, parti içerisinde çoğunluk olan taraftarlarıyla birlikte “Büyük Temizlik” olarak adlandırılan siyasi baskı dönemi başlattı ve muhalefeti susturdu. Böylelikle Stalin, partideki konumunu pekiştirdi. Stalin'in Mart 1953’te dünyadaki adresini değiştirmesinin ardından Georgi Malenkov "Birinci Sekreter" olarak seçildi. Ancak muradına eremeden Malenkov'a karşı Nikita Kruşçev tarafından muhalefet süreci başlatıldı.  Kruşçev, Eylül 1953'te Birinci Sekreter olarak Merkez Komitesi'nin lideri olarak seçildi. 1956'daki Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20. Kongresi'nde Kruşçev, Stalin'i ve politikalarını açıkça kınadı ve destalinizasyon adı verilen Stalin dönemindeki liderlik anlayışlarının mahkûm edildiği süreci başlattı. Dönemin parti kadroları bu süreci yıkıcı ve istikrarsızlaştırıcı ve Marksizm-Leninizm'in temel ilkelerden saptırma olarak tanımladılar.  Anti-Parti Grubu Kruşcev’in ipini çekti!.. Doğal olarak Stalin taraftarları Nikita Kruşçev’in karşısına geçtiler. Anti-Parti Grubu Georgi Malenkov, Vyaçevlav Molotof, Lazar Kaganoviç, Dimitri Şepilov gibi isimlerin önderliğindeki muhaliflerden oluşmaktaydı. Anti-Parti Grubu  ismiyle anılan eski üst düzey Sovyet liderlerinden oluşan grup 1957'de Kruşçev'i görevden almayı deneseler de başarısız oldular. Bu gelişmelerin ardından Kruşçev, Politbüro’yu ‘bay-pas’ ederek, liderlik görevini sürdürdü. Küba füze krizi sonrası kendisine yönelik eleştirilerin artmasıyla birlikte 1964 yılında SBKP Birinci Sekreterliği görevini bıraktı. Lazar Kaganoviç’in himayesinde yükselen Kruşçev, 1964’ün 14 Ekim’inde Politbüro’daki arkadaşları tarafından görevden alındı, köşesine çekildi. Görevinden alınmasının nedeni Sovyet tarımındaki gerilemeler değildi. Ordunun hiç affetmeyeceği ve Komünist Parti’nin de katlanamayacağı bir hata yaptı; hakikaten sol bir devrim yapan Küba’yı fazla desteklemişti. Doğan krizde Kennedy, Kruşçev’i alt etmişti.  Yakın çalışma arkadaşı Leonid Brejnev aynı gün yapılan oylamada Birinci Sekreter olarak seçildi; Aleksey Kosıgin yeni Bakanlar Konseyi Başkanı oldu ve Anastas Mikoyan, Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı sıfatıyla görevini sürdürdü. 1965'te, Politbüro'nun kararıyla, Mikoyan emekli olmak zorunda bırakıldı; Nikolay Podgorni, Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanlığı görevini devraldı. Bununla birlikte ortada yetki paylaşımına dayalı fiili bir yönetim vardı. 1964-1977 yılları arasında ülke Leonid Brejnev, Aleksey Kosıgin ve Nikolay Podgornıy'ın  kolektif liderlik olarak oluşturduğu troyka adı verilen triumvirlik sistemiyle yönetildi.  1982'de Yuri Andropov, SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreterliği görevine seçildi ancak 1983 yılında büyüyen sağlık sorunları nedeniyle görevini yapamaz hale geldi ve Politbüro toplantılarına başkanlık etmesi gereken toplantılara nadiren katılabildi. Bu süreçte Nikolay Tihonov onun yerine toplantılara başkanlık yaptı.  Andropov yalnızca 15 ay görevde kalabildi ve 1984 yılındaki ölümünün ardından Konstantin Çernenko Genel Sekreterlik görevine seçildi. Çernenko, 10 Mart 1985'teki ölümüne dek 13 ay bu görevi sürdürebildi. Mihail Gorbaçov, 11 Mart 1985 tarihinde Politbüro tarafından Genel Sekreterlik görevine seçildi. Mart 1990 tarihinde Sovyetler Birliği Devlet Başkanı makamı, Genel Sekreterlik makamının yeniden şekillendirilmesiyle en yüksek Sovyet politik makam oluşturuldu.  Avgustovskiy Putç / Ağustos Darbesi… Avgustovskiy Putç, Ağustos Darbesi, 19 Ağustos - 21 Ağustos 1991’de Sovyetler Birliği hükûmeti üyesi bir grubun ülkede denetimi Sovyet Cumhurbaşkanı Mihail Gorbaçov’dan alma teşebbüsüdür. Bizdeki 15 Temmuz hain darbe girişimine benzer şekilde süreç başarısız oldu. Darbeciler, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin sol kanadında yer almakta ve Gorbaçov’un reform programının çok ileri gittiğini düşünerek yeni imzalanacak olan birlik antlaşmasının ülkenin sonunu getirdiğini düşünüyorlardı. Darbe, sadece 3 gün sürdükten sonra Gorbaçov tekrar iktidara dönse de dikiş tutturamadı. Sovyetler Birliği'ndeki dengeler altüst olmuş, Sovyetler Birliğinin tabutunun çivisi çakılmıştı. Sovyetler Birliği’nde Komünist Parti’nin önde gelen isimleri, 18 Ağustos 1991 günü Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un “Glasnost-Açıklık ve Perestroyka-Yeniden yapılanma” sloganıyla başlattığı siyasi ve ekonomik reformları sonlandırmak için yönetime el koydu.  Gorbaçov o sırada Kırım'ın Yalta kenti Foros bölgesindeki yazlık konutunda ailesi ile tatildeydi. Darbeyi yapanlar Komünist Parti’den önde gelen 11 kişi ile Gorbaçov’un yardımcısı Gennadi Yanayev, Başbakan Valentin Pavlov, SSCB gizli servisi -KGB- Direktörü Vladimir Kryuçkov, İçişleri Bakanı Boris Pugo ve Savunma Bakanı Dimitri Yazov'dan başkası değildi. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi, tutuklamalar başladı, Moskova’da şehir merkezi, cadde ve sokaklara, havalimanı ile tüm kavşaklara tanklarla zırhlı araçlar yerleştirildi, kurulan 'Olağan üstü hal Komitesi’, darbeyi resmi haber ajansı TASS vasıtasıyla dünyaya duyurdu. Ancak darbe halktan ilgi görmedi. Başta gençler olmak üzere halk Moskova’daki Rusya Parlamento binası Beyaz Ev'in önünde toplanıp barikatlar kurarak darbeyi protesto etmeye başladı. Darbeciler şaşırmıştı. Moskova'da yüz binlerce kişi, darbecileri kınayan pankartlarla, Gorbaçov'un görevden alınma kararını protesto etti.  Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin Parlamento binası önünde bulunan tanklardan birinin üzerine çıkıp orduya seslenerek, halka karşı durmaması ve darbe komitesine uymama çağrısı yaparken 'Cuntayı devirin, adalet önüne çıkarın' dedi. Bu çağrıdan sonra sokağa çıkma yasağına rağmen halk direnişe devam edince zırhlı araçlardaki askerlerle halk arasında çatışmalar başladı.  Sonuçta darbe sonlandırıldı; Putin’in önü açıldı. Hitler’e neden suikast düzenlenmişti veya Putin’e neden darbe düzenlenir? 1944 yılında Hitler’e suikast düzenleyen Claus von Stauffenberg; yaptıklarıyla başarıya ulaşmasa da tarihi değiştiren isimlerden birisi. Hitler karşıtları, Hitler'i doğrudan ortadan kaldırmak ve beraberindeki parti üyeleri ve SS gibi parti ideolojisiyle yetişmiş grupları tasfiye edip Almanya'da demokratik ortamı yeniden tesis etmek ve Hitler, Almanya'ya savaşı kaybettirmeden önce Müttefikler ile anlaşma yapıp savaşa son vermek istiyorlardı. 1943 ve 1944'te savaş açık bir şekilde Almanya'nın aleyhine dönmüş, Doğu Cephesi'nde hızla geri çekilmeye başlayan Almanlar, Kuzey Afrika’yı boşaltmışlardı. Daha da kötüsü Müttefikler, Sicilya ve İtalya’ya kara çıkartmasında bulunmuşlardı. Daha önce Afrika'da görev yapan ve burada tek kolunu ve tek gözünü kaybeden Albay Claus von Stauffenberg, Almanya için en büyük tehlikenin Hitler ve ideolojisi olduğunu düşünüyordu. Bu nedenle Hitler'i öldürmeden darbenin gerçekleşmeyeceğini, Hitler öldürülse bile Himmler, Göring, Goebbels gibi üst düzey parti üyelerinin de tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyordu. 20 Temmuz 1944 günü Stauffenberg, Hitler'in bulunduğu toplantı salonuna, içinde 970 gram İngiliz yapımı zaman ayarlı plastik patlayıcı olan evrak çantasıyla girdi. Çantayı masanın altına, Hitler'in ayaklarının çok yakınına yerleştirdi. Planına göre bir bahaneyle toplantı salonundan uzaklaşmasının ardından anlaşmalı olduğu emir eri onu telefondan arandığı bahanesiyle dışarı çağıracak, Stauffenberg de hazır bekler durumdaki uçağıyla doğrudan Berlin'e uçup Hitler’in öldüğünü ve yönetimin artık Wehrmacht'ta olduğunu bildiren bildirgeyi Alman halkına duyuracaktı. Hitler'in çok yakınına konulan çanta, son anda oradaki Albay Heinz Brandt’ın ayağına takılmış ve Albay Brandt, çantayı daha uzak bir köşeye, masanın ayağının öbür tarafına koymuştu. Albay Brandt'in bu patlamada bir bacağı kopmuş ve bir gün sonra hastanede ölmüştü. Üzerinde haritalar ve bilumum askeri belgeler bulunan meşe ağacından yapılmış kalın ve ağır toplantı masası, adeta bir kalkan vazifesi gördü ve Hitler'i mutlak bir ölümden korudu. Hitler’den Putin’e!.. Dünya kamuoyunda Rus ordusunun Ukrayna’yı işgalinin büyük bir savaşa yol açabilecek tehlikeli bir girişim olduğu kanaati yaygın. Rus halkının da bu işgale çok sıcak baktığı söylenemez. Çünkü savaş maliyeti onlara gelir dağılımındaki adaletsizlik, yüksek enflasyon ve yoksulluk olarak geri dönüyor. Tıpkı Hitler’in ölçüsüz savaş stratejisi nasıl Almanya’yı yok ettiyse NATO ve Avrupa Birliği ile savaş noktasına gelen Rusya’nın Putin tarafından bir kaosa, yok oluşa sürüklendiğini düşünen Rus yöneticilerin sayısı az değil. Savaş ortamının neden olduğu güvensizlik kaygısı, yeni gelişmeleri tetikleyebilir. Ayrıca uzun yıllardır Rusya Federasyonu tahtında Çarlık sofrasındaki hoşafa çomçu/kepçe sallayan Putin’in bir an önce yerini başkalarına bırakması beklentisi hiç de azımsanmayacak düzeyde. Putin’in bu havayı koklamaması mümkün değil. Ancak aleyhine gelişebilecek süreci durdurmak için ne yapabileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.  Rusya’yı küresel bir savaşın ortasına bıraktığı düşünülen Putin’in görevden uzaklaştırılması ile ilgili bazı girişimlerde bulunulacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Bazı diplomasi kulislerinde, şimdiden tüm hızıyla Kremlin koridorlarında sinsice ilerleyen darbenin, Putinizm dönemiyle bağlantılı her şey gibi perde arkasında ve hatta hibrit olacağı konuşuluyor. Belki de yıllar sonra yaşanılanların gerçek hikâyesini öğrenebileceğiz.  Putin’e kim kafa tutabilir, meydan okuyabilir? Aklıma gelen tek isim ordunun, güvenlik güçlerinin ve istihbarat birimlerinin ipini elinde tutan Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patrushev. Patrushev ile Putin’in arası limoni. Rusya Başkanının kişisel arkadaşlarından biri değil. Savunma Bakanı Sergei Shoigu gibi Putin’le  ava gitmiyor veya zengin Rotenberg kardeşler veya Gennadi Timchenko gibi onunla judo minderlerine çıkmıyor veya buz hokeyi pistinde kaymıyor. Yüksek enflasyon, düşük ücretler, resmi yolsuzluklar, COVID-19 pandemi krizinin ayak uyduramadığı durgun bir ekonomi, Vladimir Putin’e ve daha da çarpıcı bir şekilde Kremlin’i temsil eden Birleşik Rusya bloğuna verilen desteğin, halk nezdinde aşındığı,  kamu desteğinde gözle görülür bir düşüş  yaşandığı gözlemleniyor.   Putin’in siyasi kontrol karşılığında vaat ettiği Rusların yaşam kalitesinde sürekli iyileştirmeler maalesef istenildiği gibi gerçekleşmedi. Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev’in sözleriyle, en şahin Rus liderler bile bu gidişat için ülkedeki sosyo-politik durumu istikrarsızlaştırıyor. Protesto hareketlerine ilham veriyor, radikalleştiriyor ve geleneksel Rus manevi ve ahlaki değerlerini aşındırıyor. -Nikolay Patrushev- Patrushev, federalnaya sluzhba bezopasnosti / Federal Güvenlik Servisi'nin eski başkanı olarak, kendisinden sonraki FSB Başkanı Alexander Bortnikov'un hamisi. Patrushev'in kendisi gibi istihbarat ekolünden olan, FSB yetiştirmesi, Yahudi asıllı Rusya Başbakanı Mihail Mişustin'in kabinesinde Tarım Bakanı olan oğlu Dimitri’nin, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin'in yerine geçmesi için uğraştığı biliniyor. Söylentilere göre, Rus ordusu ile FSB, Ulusal Güvenlik Sekreteri Patrushev'in bu projesine destek veriyor. Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi’nin on yıldan fazla bir süredir sekreteri olduğu için, Rus kamuoyunda kurumun ve şefinin rolü ve gücü hakkındaki algıların daha da güçlenmesi kaçınılmazdır. -Dimitri Patrushev- Patrushev, konumu nedeniyle önemli bir kurumsal güce sahiptir, yetkisi aynı zamanda kendi kişisel özelliklerini ve bağlantılarını da yansıtmaktadır. Nikolai Platonovich Patrushev;  bir Silovik. Aralık 2000'de, Bolşevik gizli polisi Cheka'nın kuruluş yıldönümünde, güvenlik ve istihbarat aygıtındaki subayları yüksek hükümet görevlerine atama eğilimini savunmuş, "FSB'nin onuru ve gururu olan en iyi meslektaşlarımız işlerini para için yapmıyorlar" demişti. Rusya Federasyonu’nda iki güçlü isim arasında rekabet eksenli eşgüdüme dayalı bir paydaşlık var. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin ile Güvenlik Konseyi Sekreteri General Nikolai Platonovich Patrushev ilişkisinin, yasaların belirlediği statü farklılığına rağmen, su yüzüne çıkmasa da uluslararası konularda beliren anlaşmazlığın, yönetim işleyişine kısmen yansıdığı söylenebilir. Putin’in ayakaltına sabunu koyarsa bu Finli Nikolay Patrushev koyar,  biletini ancak o keser, ipini çekerse o çeker. Yapar mı? Arkasında kimin duracağına bağlı!