Gezi Parkı eylemlerine ilişkin beraat kararının bozulmasının ardından Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 17 sanığın yeniden yargılandığı dava karara bağlanmıştı. Kararda, sanık Osman Kavala'nın ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmişti. Davanın tutuksuz sanıkları Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım' suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılarak tutuklanmalarına karar verilmişti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince açıklanan gerekçeli kararda, sanık Osman Kavala ile Henry Jack Barkey’in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Taksim Meydanı ile ilgili yayalaştırma projesini 2011’de kabul etmesiyle birlikte, sanıkların ‘Ayaklan İstanbul’ isimli sosyal medya sayfasını oluşturdukları, Haziran 2012’de Gezi eylemlerinde işgal hareketi olarak bilinen ve teorisyenliğini Gene Sharp'ın yaptığı sivil başkaldırı yöntemini kullandıkları ve 2013 tarihinde ise Taksim yayalaştırma projesi kapsamında bazı ağaçların sökülmesi üzerine eylemler düzenlemeye başladıkları aktarıldı.
Kararda, Osman Kavala’nın Gezi eylemlerine katılan şahısları finanse ettiği, eylemde kullanılacak malzemeler için hesap numarası açtırdığı, eylemde göstericilerin polislerle çatışmaya girerken kullandıkları malzemeleri temin ettiği, kalkışmanın finansmanı maksadıyla hesap açtıkları, çok sayıda yabancı diplomatla buluşup görüştükleri ve bu şekilde de sanıkların, Gezi olaylarını organize ettikleri ve Gezi eylemlerinin alt yapısını oluşturup ağaçların sökülmesiyle bu amaçlarını fiili boyuta taşıdıkları vurgulandı.
KARARDA OSMAN KAVALA DETAYI
Açıklanan kararda, sanık Kavala’nın uluslararası spekülatör George Soros’un kurduğu Açık Toplum Enstitüsü’nün ülkemizdeki temsilciliği olan Açık Toplum Vakfı üzerinden Gezi Kalkışması’nı organize ettiği, kalkışmanın Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği, Gezi Kalkışmasıyla ilgili tüm uluslararası girişimlerin sanık Mehmet Osman Kavala üzerinden kurulduğu, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında kalkışmaya olan ilgiyi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik baskıları artırmak maksadıyla belgesel, film, sergi gibi her türlü görsel yayın yöntemlerinin kullanılması ile yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının sanık Mehmet Osman Kavala’nın organizesinde gerçekleştirildiği kaydedildi.
Sanık Osman Kavala’nın Gezi Kalkışması’nda tüm karar alma süreçlerinde ve parasal destek süreçlerinde aktif olarak bulunmasına rağmen kendisini deşifre etmemek için hiçbir resmi işlemde bulunmadığının, şiddet eylemlerinin gerçekleştiği yerlere gitmediğinin ve sürecin en önemli akıl hocası olarak her platformda perde arkasında yer aldığının anlaşıldığının söylendiği gerekçeli kararda, sanığın bir kısım medya mensupları ile irtibata geçerek yeni bir medya yapılanması içerisine girmeye çalıştığının da tespit edildiği kaydedildi.
Açıklanan kararda, sanık Osman Kavala'nın 1-5 Temmuz 2013'te Türkiye'ye gelen Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ile görüşme yaptığı, söz konusu görüşmeyi de sanık Yiğit Ali Ekmekçi'nin ayarladığı kaydedildi. Kararda, Gezi Parkı eylemlerinden kısa bir süre önce Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili olan sanık Yiğit Ali Ekmekçi'nin, sanık Osman Kavala'nın yönlendirmesiyle Diyarbakır'a gittiği, Mezopotamya Eğitim, Bilim, Sanat, Sağlık ve Kültür Vakfı (Mezopotamya Vakfı) kuruluş faaliyetlerine katıldığı ve Mezopotamya Vakfının 16 kişilik kurucu listesinde yer aldığının belirlendiği aktarıldı.
Gerekçeli kararda ayrıca, söz konusu vakfın kuruluş amacının tüzükte açıkça belirtilmemesine rağmen Kürtçe eğitim veren bir üniversite açmak olduğunun her fırsatta dile getirildiği, kurulacak üniversitenin adı için ‘Kürdistan Üniversitesi’ olarak başvuru yapıldığı, sanık Ekmekçi'nin kuruluşunda yer aldığı Mezopotamya Vakfı’nın bölücü emeller içerisinde olduğu kaydedildi.
Sanık Ali Hakan Altınay'ın da Anadolu Kültür A.Ş.'nin ve Açık Toplum Vakfı’nın, Gezi eylemlerindeki rollerini bizzat bilen ve bu çalışmaları yürüten kişilerden olduğunun belirtildiği gerekçeli kararda, Altınay ile Kavala'nın Avrupa Birliği üye devletlerinin dışişleri bakanlarına gönderilen mektubu hazırladıkları, sanık Altınay'ın telefon görüşmelerinde geçen ‘hoca efendi’ cümlesi ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'i kastettiği ve bu örgütle irtibatının olduğuna dair tespit yapıldığı kaydedildi.
Açıklanan gerekçeli kararda, sanık Çiğdem Mater Utku'nun Gezi olaylarıyla ilgili hem toplumsal hem de küresel algı oluşturulması kapsamında film, belgesel, video çekimleri yapılmasını ve bu amaçla oluşturulan grubu koordine ettiği ve sanık Mine Özerden'in ise sanık Utku ile birlikte asılsız haberleri kasıtlı paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provokatif faaliyetlerde bulundukları ve böylece halkı emniyet güçlerine karşı yasa dışı eylem ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri vurgulandı.
Sanık Ayşe Mücella Yapıcı'nın kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde ilk günden itibaren aktif görev aldığı, fiili olarak da birçok eylemde ön safta bulunduğunun açıklandığı kararda, vatandaşları kalkışmaya katılmaya davet ettiği ve şiddet eylemlerine zemin hazırladığı anlatıldı.
Öte yandan sanıklar Şerafettin Can Atalay ve Tayfun Kahraman'ın Taksim Dayanışması yönetim toplantılarında, kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde aktif görev aldığı, sosyal medya hesaplarından yoğun olarak halkı Gezi kalkışmasına katılmaya davet eden provokasyon içerikli paylaşımlar yaptığı aktarıldı. Ayrıca, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Henry Jack Barkey, Can Dündar, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, Yiğit Aksakoğlu ve İnanç Ekmekçi'nin hakkındaki yakalama kararlarının infaz edilemediği ve bu nedenle dosyalarının ayrıldığı kaydedildi.