Ankara Neden Suriye Türkmenlerini Devre Dışı Bırakıyor?
Her dara düşenin yardım umduğu, her bahtı karanın görmek istediği Ankara’nın akıl almaz tercihleri olabiliyor. Mesela Irak’ta Kürt gruplarına verilen siyasi ve ekonomik destek Irak Türkmen Cephesinden esirgenebiliyor. Sebebi sorulduğunda Şii/Sünni meselesi gündeme getiriliyor. Türkmen nüfus az deniliyor vs.
Muhtemelen İran destekli Şii Araplara karşı Sünni Kürtlerin tahkim edilmesi stratejisi benimseniyor. Hiç şüphesiz bu politikanın ortaya çıkmasında ve uygulanmasında, Türkiye’deki Nakşi/Halidi lobisinin etkisi büyük olmalı. Çünkü Nakşiliğin Kürt milliyetçiliği üzerindeki tesiri inkar edilemeyecek vaziyettedir.
Kürtçe eğitim veren medreselerin varlığı Kürtçenin medrese dili gibi algılanmasına ve avam tabakasında kutsanmasına yol açmıştır. Özelikle Halidiye kolunun Türk toplumu nezdinde dini kisveye bürünerek halkın dini duygularını istismar etmesi kaçınılmaz olmuştur.
Nakşi/Halidi lobisi
Üç dört gün önce sizlerle paylaştığım ‘Suriye’de Kürt Milliyetçiliğinin İnşasında Nakşiliğin Rolü ve PKK PYD/YPG Destekçisi Haznevilik!’ başlıklı yazımda bu konuya kısmen değinmiştim.
HÜDAPAR tarafından Diyarbakır’da düzenlenen “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nda Kayseri’nin Merkez Kıranardı kasabasında doğan İlahiyatçı yazar; Mehmet Göktaş’ın bazı sözleri umarım Nakşi Kürt ittifakının Türk Milleti üzerindeki sözde dini frekanslı etkisini göstermesi açısından önemli. Nasıl bir kumpas kurulduğu bu kadar güzel anlatılamazdı.
Mehmet Göktaş
Mehmet Göktaş diyor ki; “Anadolu’da ve Mezopotamya’daki milletler, İslam adına Kürt ulemalardan beslenmiştir. Mevlana Bağdadi hazretleri Kürt’tür. Anadolu’da tasavvuf adına ne varsa o zattan geliyor; en az 60’a yakın halifesi vardır. Anadolu’daki medreselerin büyük kısmı Kürt medreselerine dayanıyor. Türkiye’de İslami konuda ilahiyat akademisyenlerinin büyük bölümü Kürt’tür. Kürt alimlerinin fetvasının ve takvasının sağlam olduğunu batıdaki insanlar kabul ediyor.”
Yıllardır Nakşi Halidi lobisinin Türk milletini ve Türk Devletini nasıl sarıp sarmaladığını anlatan yazı veya konuşmalar, HÜDA PARlı Mehmet Göktaş’ın Diyarbakır’da düzenlenen çalıştaydaki konuşması kadar veciz ve anlaşılır olmamıştır. Kendisi farkında olarak veya olmayarak bir uyandırma servisi misyonu üstlenmiş.
Nakşi Halidilik ve Barzani Ailesi
Nakşibendî tarikatının Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde nüfuz sahibi olmasında Mevlana Halid el Bağdadi’nin (el-Kürdi yani Kürt olarak da bilinir) rolü büyüktür.
Mevlana Halid, ünlü Kürt Caf aşiretine mensuptur. 1809 yılında İngilizlerin gözetiminde ve işgalindeki Hindistanlı tanınmış tasavvufçu olan Abdullah Dehlevi’nin iki yıl boyunca talebesi olmuş; 1811’de, bu şeyhten Hilafetname (halifelik) icazeti almıştır.
Nakşibendî tarikatının öğretisini yaymış; özellikle Irak-Kürdistan bölgesinde zaviye ve tekkeler kurulmasına öncülük etmiş; 200 kadar halife yetiştirip bunun 30 kadarını sadece Kürtler arasında faaliyet gösterecek Kürt şakirtlerinden oluşturmuştur. Neden acaba ?
Nakşibendîliğin Halidiye kolunun kurucusu sayılan Mevlana Halid’in Kürt coğrafyasındaki en önemli halifeleri arasında Nehriler ve Palulu Şeyh Ali Septi (Şeyh Said’in dedesi) vardır.
Şeyh Muhammed oğlu II. Abdulselam (doğumu 1868), babasının postuna “şeyh” unvanıyla oturduğunda Kürt kökenli din âlimi Mevlana Halidî Bağdadî, Barzan Tekkesi’ni ziyareti sırasında ona Hilafetname vererek, kendisini Nakşibendî tarikatı Halidî kolunun halifesi tayin etmiştir.
Irak politikasında Türkmenler neden Kürtler kadar güçlü değil ?
Günümüz Türkiyesinde Nakşi Halidi lobisi en büyük dini etki grubunu oluşturmaktadır. Siyasi yelpazede hemen her partide temsilcileri mevcut. Erenköy, İskenderpaşa ve Menzil tanınmış Nakşi Halidi tarikat yapılarıdır. Bu lobi Türkiye’nin iç ve dış politikasıda etkin rol üstlenebiliyor.
Irak Türkmen Cephesi’nin Ankara nezdindeki itibarının derecesi konuyu bilenlerin malûmu. Bunun sebebi FETÖ’nün operasyonlarında gizli. Türkmen dosyası çok güçlüyken Asker’den çekilip Dışişleri’ne verilmesiyle birlikte Türkmen davası sürekli kan kaybetmeye başladığı şeklinde bazı değerlendirmeleri hatırlayanlarınız vardır.
Bu konuda ihmali olanların yatacak yeri yok. Fetöcüler tek suçlu değil. Sırf Nakşi Halidi silsilesinden dolayı Barzani ailesine torpil geçilmiş gibi. İşte Türkiye’deki Nakşi Halidi lobisi ağırlığını Nakşi Halidi silsileden gelen Barzanilerden yana koyunca gariban Türkmenler açığa çıkıyor, hafif kalıyor.
Suriye’de durum farklı mı
Üç aşağı beş yukarı garip gureba Irak Türkmenlerinin durumlarından farklı sayılmaz. Bir taraftan özellikle Nakşi Halidi lobisinin Suriye franksiyonu Haznevilik, diğer taraftan perde arkasından El Şara kadrolarına yön vermeye çalışan İhvani Müslümin, Türkmenlere sıcak bakmıyor. Şimdi ecmain takımının tek derdi Şam’ın şekerini üleşmek, popüler deyimle pastadan büyük pay kapmak.
Ankara’nın Suriye Türkmenlerini denklem dışı bırakıp bırakmadığı tartışmalı bir konu. Bu nedenle kestirip atmak doğru olmaz. Sonuçta Türkiye her türlü ihtimali göz önünde bulundurmak zorunda. Bununla birlikte Türkiye’nin Suriye politikasında Türkmenlerin konumunu zayıflatan bazı faktörler şunlar olabilir:
Bölgesel ve Küresel Dengeler: Türkiye, Suriye’de doğrudan sahada etkin olan Rusya, ABD ve İran gibi aktörlerle denge kurmaya çalışıyor. Bu aktörlerle yapılan diplomatik pazarlıklarda Türkmenler öncelikli bir unsur olmayabilir. Askerî Öncelikler: Türkiye’nin Suriye’deki askerî operasyonları genellikle PKK/YPG ve DAEŞ tehdidine odaklanıyor. Suriye Türkiye sınırı hariç, Türkmen bölgelerinin büyük bir kısmı doğrudan bu operasyonların hedef alanları dışında kalıyor. Türkmen Gruplarının Bölünmüşlüğü: Suriye Türkmenleri farklı gruplara ayrılmış durumda. Kimi gruplar Türkiye’ye yakınken, kimileri yerel ya da uluslararası farklı aktörlerle hareket ediyor. Bu da Ankara’nın Türkmenleri etkin bir şekilde organize edip desteklemesini zorlaştırıyor. Türkiye’nin İç Politik Öncelikleri: Türkiye’nin iç politikadaki ekonomik ve siyasi meseleleri dış politikadaki öncelikleri şekillendirebiliyor. Bu da Türkmenler gibi bazı unsurların geri planda kalmasına neden olabilir. Astana Süreci ve Diplomatik Çıkmazlar: Türkiye, Suriye’de Rusya ve İran ile birlikte yürüttüğü Astana sürecinde Türkmenleri doğrudan bir aktör olarak masaya taşıyamadı. Bu süreçte öncelikli konular rejim muhalifleriyle yapılan müzakereler ve güvenlik koridorları oldu.Ankara’nın Türkmenleri tamamen denklem dışı bıraktığını söylemek yerine, mevcut şartlar altında onların etkisini artıracak hamleleri yeterince yapmadığını söylemek daha doğru olabilir. Ne dersiniz? Bu devlet poltikası mı yoksa iktidarın zaafımı yoksa Suriyeli Türkmenlerin sahaya yansıtamadıkları milli irade eksikliği mi?
Kısmi Kaynakça
https://www.biyografya.com/tr/biographies/mehmet-goktas-57a36875
https://www.hudapar.org/haberler/kurt-meselesine-insani-cozum-calıstayımız-basladı
https://kafkassam.com/kurtlerin-fetoyle-imtihani-ve-turkmen-cephesinin-basina-gelenler.html
https://x.com/kenan_diyarbekr/status/1891115133373407470?t=reC9E5OhLfaeztXErPn2aw&s=19
https://ilkha.com/gundem/kurt-meselesine-insani-cozum-calistayinin-sonuc-bildirgesi-okundu-442913
https://www.voaturkce.com/a/hudapar-ve-hak-inisiyatifi-diyarbkırda-kurt-meselesini-tartisti/7977045.html
https://www.dikgazete.com/yazi/irak-turkmen-cephesinde-gorev-degisimi-ne-anlama-geliyor-makale,3452.html-3452.html
https://www.indyturk.com/node/256356/türkiyeden-sesler/barzanilerin-ortakcı-toplumcu-ve-paylaşımcı-nakşibendiliği-hakkında
https://www.konuyorum.com/2025/02/11/suriyede-kurt-milliyetciliginin-insasinda-naksiligin-rolu-ve-pkk-pyd-ypg-destekcisi-haznevilik/.html
https://ankahaber.net/haber/detay/diyarbakirda_duzenlenen_kurt_meselesine_insani_cozum_calistayi_sonuc_bildirgesi_anayasada_kurtlerin_yoklugu_degil_varligi_guvence_altina_alinmalidir_220930